Güncelleme Tarihi:
Dünya medyasının gözü Mersin, Toroslar’ın zirvesindeki Türkiye’nin en derin mağaralarından Morca’daydı. ABD’li kâşif Mark Dickey 29 Ağustos’ta indiği mağarada araştırma yaptığı sırada 1.000 metrede mide kanaması geçirince başlatılan kurtarma çalışması günlerce sürdü. Dickey mağarada yalnız değildi, içlerinde nişanlısı sağlık görevlisi Jessica Van Ord’un da olduğu küçük bir ekiple birlikteydi. Dickey’nin ilk tedavisi mağarada yapıldı. Ekipler kâşifi sedyeyle adım adım sıfır noktasına taşıdı. Tüm süreci büyük bir serinkanlılıkla yaşayan Mark Dickey o zorlu günleri Hürriyet Ekler’e anlattı. Mağara çalışmalarına devam edeceğini söyleyen kâşif, onu hayatta tutan ekip arkadaşlarına teşekkür ediyor ve: “Ölüm yaklaşırken bana bakmak için gösterdikleri kararlılık mükemmeldi” diyor.
◊ Öncelikle sizi Morca Mağarası’na çeken şey neydi?
Morca Mağarası, son 10 yılda keşif ve araştırma konusu. Derinliği 1.000 metrenin ötesine kadar ulaşan dünyadaki nadir mağaralardan. Geçen yıl bana, Türk mağaracılık örgütü Anadolu Speoloji Grubu’nun (ASPEG) öncülük ettiği keşif ekibine katılma fırsatı sunuldu. Hedefim; su basmış bir geçidi geçme amacıyla, 1.000 metrenin altındaki devasa bir kubbeye tırmanmak ve sonra ileri ve aşağı doğru devam etmekti. Bu hedefe ulaştım. Bu yıl da tırmanmaya devam etmek için geri döndüm. 29 Ağustos’ta mağaraya girdim.Gelecekteki Mağaracılık Akademisi dersleri için keşif alanını değerlendirdim.
◊ Araştırmacı olduğunuzu biliyoruz; ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
İpler yardımıyla yeni mağaralar ve yeni geçiş yolları bularak, keşiflere öncülük ediyorum. Mağaraları daha derine, daha uzağa çekiyorum. Bu benim en büyük tutkum. Her türlü keşifte tespit ve haritalama işlerini yapıyorum. Fotoğraflar, videolar çekiyorum, boya yardımıyla işaretlemeler yapıyorum, kamplar kuruyorum. Fakat ben bir biliminsanı değilim; numune ve veri toplayıp değerlendirilmek üzere diğer kişilere aktarıyorum.
◊ Bu tür bir mağaraya girerken ve mağara içinde ne tür hazırlıklar yapıyorsunuz?
1.000 metrenin altına indiğinizde iklim değişiyor ve bu yüzden çok yorucu oluyor. Bu bir sürat koşusu değil, bir maraton. Ekipmanı dikkatli bir şekilde bir araya getirmek, yemekleri planlamak ve yiyecekleri paketlemek, kamp için sayısı gerçekten de az olan rahatlatıcı eşyayı değerlendirmek, aşamalı iniş ve acil durum malzemelerinizi gözden geçirmek, mağara içindeki kaynakların envanterini kontrol etmek ve hedeflerinize ulaşmak, bunu yaparken de hayatta kalmanızı sağlamak için saatler harcıyorsunuz.
◊ Mağaraya yalnız mı girdiniz? Yoksa bu cins mağaralara girerken ekip kurmak mı gerekiyor?
Hayır, yalnız değildim. Genelde en küçük mağara araştırma ekibi üç kişiden oluşur fakat belirli koşullar altında iki kişi de yolculuk edebilirsiniz. Yalnız yolculuksa son derece kötü bir seçimdir ve kaçınılması gerekir.
‘HAYATIM SAATLERE BAĞLIYDI’
◊ Mağaraya girdiğinizde nasıl bir dünyayla karşılaştınız?
Morca’nın altına inmek, dünyanın derinliklerine 1.250 metreden fazla inen bir uçuruma girmek gibi. Bu saf kayadan oyulmuş, bazen çok fazla kırıklar içeren ve çamurla kaplı pasajlardan geçerek yapılan meşakkatli bir yolculuk. Kireçtaşı çözünme mağarası olsa da aynı zamanda tektonik faaliyetin olduğu bir bölgede oluşmuş, fay hatlarını ve kırıkları takip eden pasajları var. Morca simsiyah, soğuk, nemli ve onu oluşturan kayalar kadar merhametsiz. Birçok pasajda yüzde 100’e yakın nem oranıyla, sıcaklık sadece 4 dereceyi buluyor. Suyun akışını takip ettiğinizde, şelalelerden saçılan sular üzerinize geliyor veya suyla sırılsıklam olmuş bir iple uğraşmak zorunda kalıyorsunuz.
◊ İşlerin yolunda gitmediğini nasıl fark ettiniz?
İpin üzerinde, havada 80 metrede asılı dururken aniden bir sürü semptom yaşadım. Nişanlım Jessica, bir gün önce başlatılan yeni bir ipte benden yukarıdaydı ve eşeleyerek ona giden yolu buldum. Sağlık görevlisi olduğu için yaşadığım tüm semptomları ona anlatmaya başladım. Eğer bilincimi yitirecek olursam hakkımda ne kadar fazla bilgiye sahip olursa o kadar iyiydi. Başım dönüyordu, sersemlemiştim, kendimi aşırı yorgun hissediyordum, midem bulanıyordu, tuvaletim gelmişti ve soğuk terler döküyordum.
◊ Hastalandıktan sonraki o günler boyunca mağarada neler yaşadınız? Aklınızdan neler geçti?
İşlerin ciddi olduğunu fakat hayati tehlikenin söz konusu olmadığını biliyordum. İlk 8 saatte bu tehlike kan kusmaya başladığımda iyice belirgin hale geldi. Sonrasında düzenli olarak taze kan kustuğum için kan kaybı arttı. Kurduğum iletişim, cümlelerden cümle parçalarına ve sonra sözcüklere kadar azaldı. Kusmak ve tuvalet ihtiyacımı gidermek dışında cenin pozisyonundaydım, hareketlerim gittikçe azaldı. Nabzım bileğimde hissedilmeyecek kadar düştü. Hayatım artık saatlere bağlıydı. Kendimi küçük ve berbat hissettim!
◊ Öleceğinizi düşündüğünüzde nişanlınıza ne dediniz? Ölüm tehlikesi, size içinizde kalan herhangi bir şeyi söyleme fırsatı verdi mi?
Nişanlım geldiğinde, kişisel herhangi bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. O bir kurtarma ve sağlık görevlisi, tıbbi bakım hizmeti sunmak için geldi. Zaten konuşacak durumda değildim. Bilincimi kaybetmemeye, en önemli ihtiyaçlarımı ifade etmeye ve şoktan kurtulmaya odaklanmıştım.
◊ Bundan sonra mağaralardaki araştırmalarınıza devam edebilecek misiniz?
Daha önce midemde hiç sorun yaşamadım ve gelecekte bu konuda sorun yaşamayacağımdan emin olmak için doktorlarla danışacağım. Daha fazla risk altında kalmadığım müddetçe mağara keşiflerime devam edeceğim! Aslında mağarada olmak ormanda, dağlarda veya apartman dairemde olmaktan daha farklı değil. 1.000 metreden fazla bir derinlikte uyurken, en azından zihinsel olarak, kendi yatağımda olduğum kadar rahatım ben.
‘KENDİMİ HİÇ YALNIZ HİSSETMEDİM’
◊ Hayatta kalmak için kendinizi nasıl motive ettiniz?
Bir insanın hayatta kalabilmek için motivasyona ihtiyaç duyması gerçekten çok üzücü! Yıllar boyu hastanelerin acil servislerinde bulundum. 10 yıldan fazladır mağaradan kurtarma dersleri veriyorum. Bu durumda hayatta kalma şansını en fazla arttıran şey mantıklı kararlar almaktır. Hiçbir aşamada yaşama isteğim azalmadı. Ümidimi kaybetmedim. Herhangi bir olumsuz duyguya kapılmadan mantıklı bir şekilde durumumu değerlendirdim ve ölme riskini kabullendim.
◊ Doktorlar size ne zaman ulaştı ve müdahale edebildi?
İlk olarak Jessica (sağlık görevlisi, nişanlısı) ulaştı ve sıvılar vererek hayatımı kurtardı. Ayın 2’sinde mağaradan dışarı tırmandı ve ayın 3’ünde gece yarısına yakın bir zamanda geri döndü. Macar mağara kurtarma hizmetlerinden Dr. Zudi ise neredeyse 24 saat sonra geldi.
◊ Bu 24 saat nasıl geçti?
Yalnız değildim. Agi Berentes ve Peter Zsigmond yanımdaydı ve bana iyi baktılar. Ölüm gittikçe yaklaşırken bana bakmak ve ilgilenmek için gösterdikleri zihinsel kararlılık mükemmeldi. Ancak oldukça berbat durumdaydım ve durumum gittikçe kötüleşiyordu. Saatleri atlatmak daha da zor geldi. Uyanıkken tetikte kalmak bile gittikçe zorlaşıyordu ve uyku hali neredeyse bilinç yitimine varmıştı.
◊ Korktunuz mu?
Herhangi bir korku tepkisi verdiğimi hatırlamıyorum. Bu sadece bir zaman ve enerji kaybı olurdu. Müdahale eden yerel Türk kurtarma ekiplerine ve Türkiye Mağaracılık Federasyonu’nun desteğine ek olarak, Macaristan, Bulgaristan, Hırvatistan, İtalya ve Polonya’dan mağara kurtarma ekipleri görevlendirildi. Macar kurtarma ekibi neredeyse hemen geldi. Avrupa Mağaradan Kurtarma Derneği aracılığıyla tüm dünyadan kurtarma ekipleriyle irtibat kuruldu. Çoğu aslında arkadaşımdı. O yüzden kendimi hiç yalnız hissetmedim.
‘1.000 METRE DERİNLİĞE İNEBİLEN ÇOK AZ İNSAN VAR’
◊ Mağara keşfi tehlikeli bir iş. Çok fazla kişinin yapmadığı bir şeyi yapmak mı sizi motive eden?
Mağaracılığın tehlikeli olduğuna dair yanlış bir anlayış var. İstatistiklere bakarsak, mağaracılık daha güvenli sayılan ‘macera sporlarından’ biri. Ve mağaranın içinde geçirilen saatler hesaba katılırsa, kaza-yaralanma oranı oldukça düşük. Mağarada ilerlemek yerine araba kullansaydım, kendimi çok daha fazla risk altında hissederdim. Öte yandan, 1.000 metre derinliğe kadar inebilen çok az insan olduğunu biliyorum. Uzun süreler boyunca çalışırken gayet rahatım. Bu duygu sayesinde, ortamdaki zorlukların tadını çıkarıyorum ve zor hedeflere ulaşmayı seviyorum.
◊ Bu tutkunuzun kaynağı ne? Sizi sevenler ne diyor bu tutkunuza?
İnsanın keşfedebileceklerinin sınırlarını zorlamayı, daha önce hiçbir insanın gitmediği yerlere gitmeyi seviyorum. Bir sonraki hava bacasının dibinde ne olduğunu, bir sonraki köşenin ardında ne yattığını keşfetmeyi ve mağaranın içinde ileri doğru bir yol bulup bulamayacağımı araştırmayı seviyorum. Yakınlarım spor dahil, tüm aktivitelerimi hep desteklediler. Mağara keşfine ilk olarak ailemle birlikte gittim ve annem birçok sportif faaliyette bana eşlik etti.
‘SÜPER KAHRAMAN DEĞİLİM, SADECE MANTIKLIYIM’
◊ Enerji ve zaman kaybı olacağından korku tepkileri vermemişsiniz, ölme ihtimalinizin bilincinde olduğunuz halde nişanlınıza özel bir şey söyleme ihtiyacı hissetmemişsiniz. Süper kahramanlar bile kimi zaman duygularına yenik düşüyor, insani tepkiler veriyor. Siz bu süreçte hiç mi panik, umutsuzluk ya da kurtulduğunuzda coşku gibi duygular hissetmediniz?
Panik duymadığımdan eminim, umutsuzluk da çok uzak bir olasılıktı. Tabii ki tasa diyebileceğimiz bir endişe duydum fakat iyi hesaplanmış kararlar yerine kontrolsüz reaksiyonlar anlamında bir endişe hiçbir zaman olmadı. En kötü durumdayken bile hiçbir kaygı ve korku yaşamadım. Ben bir süper kahraman değilim, sadece mantıklıyım, çok fazla eğitim aldım ve deneyim yaşadım. Ancak Jessica’nın yanıma gelmesinin hayat kurtarıcı etkisini iyi anladım. Onun ardından doktor Zudi daha fazla tıbbi malzemeyle geldiğinde her türlü makul sağlık sorunundan kurtulabileceğimi biliyordum. Tabii kurtulduktan sonraki duygusal tepkim de coşku değildi; bu fazla güçlü bir duygu, fakat mutluluk, zevk ve neşe hissettim diyebilirim.
◊ Kurtarma sürecinde basının gösterdiği ilgiyi ve bu olayın tüm dünyada duyulmuş olmasını nasıl karşıladınız?
Ben bu olayın yüzü olabilirim ama gerçek kahramanlar tüm kurtarma ekibi üyeleri. Mağaradan kurtarma ekiplerinden oluşan topluluğun ne kadar yetenekli olduğunu, uluslararası seviyede yardımlaşmanın birlik duygusunu nasıl kuvvetlendirdiğini ve bu ekiplerin tanınmayı, övgüyü, özellikle de fon, bağış, burs gibi yollarla desteklenmeyi nasıl hak ettiklerini basın yoluyla daha fazla duyurmaya çalışıyorum.
◊ Şu anda neler yapıyorsunuz?
Elimden geldiği kadar dinlenmeye çalışsam da şu an mağara kurtarma ekiplerinin hak ettiği ilgiyi kazanması ve teşekkürlerimi ifade edebilmek için Hırvatistan’da kurtarma ekibi üyeleriyle, basınla ve hükümetlerle bir araya geliyorum. Onlar tanınmayı, övgüleri hak ediyor ve onlar için yapabildiğimin en fazlasını yapmanın topluma bir borcum olduğunu düşünüyorum.
◊ Nerede yaşıyorsunuz; araştırmacılık dışında yaptığınız bir iş var mı?
Croton-on-Hudson, New York’ta yaşıyorum. Bir mağara araştırmacısı olmak faturaları ödemiyor! Benim için ve neredeyse her mağaracı için dünyanın derinliklerini araştırmak tutkudan fazlasını gerektiriyor.