Kırılan bir bastonun düşündürdükleri...

Güncelleme Tarihi:

Kırılan bir bastonun düşündürdükleri...
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2024 07:00

Hani bazen her şey üst üste gelir; tam öyle bir haftanın ortasındayım. Sanki evren bu hafta benimle uğraşıyor!

Haberin Devamı

Daha önce Karanlıkta Diyalog Müzesi’ne gelip tanışan birkaç kişinin organize ettiği bir yemek davetine katıldım (müzemizin adı artık İstanbul Diyalog Müzesi). Sadece bir kişiyi tanıyorum 10 kişilik masada. Hoşbeş sonrasında herkes deneyimini anlatmaya başladı, ben de merakla dinliyorum; kimler ne hissetmiş diye… Derken bir hanımefendi “Siz ne anlatıyorsunuz, karanlıkta değildik, her şeyi görerek yaptık” deyince bir sessizlik oldu. Ben girdim lafa ve biraz daha anlatmasını istedim. Anlattığı deneyimin bizimle ilgisi yoktu tabii, aynı binada başka bir alanda yapılan ‘sessizlikte diyalog’ etkinliğine katılmış. Fakat biz bunu ona kabul ettiremedik. Sonuna kadar savundu kendini. Google’ın yardımıyla kanıtladık ve gülüp konuyu kapattık.

Güzel bir geceydi, vedalaşıp çıktım. Aklımda gece yaşananlarla yürürken daha büyük bir sürpriz beni bekliyormuş, nasıl bilebilirdim ki… Yaya üstgeçidinde güm diye bir arabaya çarpıp düşüncelerimden hızla uzaklaştım. Aklım başımdan gitti, yaya üstgeçidinde arabanın ne işi var derken bir başka arabaya çarptım. Yoldan geçenlerden biri açıkladı. Hafif rampayla çıkıp inilen ve hep ‘keşke hepsi böyle olsa’ dediğim üstgeçit meğer kandil diye yakındaki camiye gelenlerin otoparkına dönüşmüş. Herkes sadece kendini düşünüyor. Tabii bu bir tek camide değil, maçta da yaşanıyor, konserde de…

Haberin Devamı

“Şuna bir yardım edin!”

Ertesi gün sabah işe gitmek için otobüse bindim; kaptan direkt “Şuna bir yardım edin” dedi. “Günaydın kaptan” deyip oturdum. Birkaç durak gittik ki içerisi sıcak. Oflayan puflayanlar var ama kimse söylemiyor. “Şuna söyleyin, kaloriferi kapatsın” dedim. Mesajımı anladı… Mecidiyeköy’de inip, metrobüsle tek durak gidip Zincirlikuyu’da indim. Altgeçitte yürürken biri girdi koluma, tam “Görmeyenlerin koluna girilmez” diyecektim, vazgeçtim, konuşarak yürümeye başladık. Yanımda gören olunca hızlı gidiyoruz. 3 dakika olmadı ‘güm’ diye biriyle çarpıştık. Onun telefonu uçtu havaya, benden de ‘trak’ diye bir ses çıktı. Nasıl oldu bilmem ama benim baston kırıldı… “Pardon” dedik karşılıklı, birkaç binlik zararla atlattık kazayı. Yanımdaki kişi de karşıdaki de görüyor; nasıl böyle bir kaza olabiliyor, bir türlü anlayamıyorum. Galiba yemekteki hanımefendi gibi kimse olduğu yerde değil, başka bir düşüncede yaşıyor. Anı yaşamak yok galiba; ya önde ya geride yaşıyoruz ya da aklımızın olduğu yere bedenimizi getiremiyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!