“İnternette ‘Nasıl öldürürsem, ne kadar indirim alırım’ diye araştırma yapan erkekler var”

Güncelleme Tarihi:

“İnternette ‘Nasıl öldürürsem, ne kadar indirim alırım’ diye araştırma yapan erkekler var”
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2023 07:00

Erkekler kadınları öldürüyor, sonra mahkemede ‘iyi hal’ ve ‘haksız tahrik’ indirimleri alıyor. “Çok seviyordum”, “Evlenme teklifimi reddetti”, “Erkekliğime laf söyledi” gibi gerekçeleri çok duyduk. Ağustos 2020’de Ceyda Yüksel’i öldüren ve 3 yıldır yargılanması süren Serkan Dindar’ın davasındaysa mahkeme cinayetin ‘elem ve öfke’ nedeniyle işlendiğine karar verdi. Benzer vakalara baktık, avukatlarla bu indirimleri konuştuk.

Haberin Devamı

Bir kadının eşi, sevgilisi veya herhangi bir erkek tarafından öldürülmediği gün neredeyse yok! Medyada her gün böyle bir haberle karşılaşıyoruz. Türkiye Kadın Federasyonları’nın raporuna göre 2008-2022 arasında 4 bin 86 kadın öldürüldü; failler de kocaları veya yakın oldukları erkeklerdi. O erkeklerin bazıları duruşma salonuna ‘takım elbiseyle gidip’ iyi hal indirimi, bazıları haksız tahrik indimi aldı. Ayrıca sanık lehine her iki indirim birden uygulanabiliyor! Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan avukat Rukiye Leyla Süren “Bu tür davalarda ‘Nasıl öldürürsem, ne kadar indirim alırım’ diye plan yapan erkekleri görüyoruz. Telefonlarında, bilgisayarlarında bu tür aramalar çıkıyor. Bu açık çekin erkeklerin elinden alınması lazım” diyor.

“İnternette ‘Nasıl öldürürsem, ne kadar indirim alırım’ diye araştırma yapan erkekler var”
Ceyda Yüksel

Haberin Devamı

“Erkekliğime laf etti”, “Evlenme teklif ettim, kabul etmedi” gibi sözler bir katilin indirim almasına sebep olabiliyor. Bu gerekçeler artık hepimiz için çok tanıdık ama karşımıza halen şaşırtabilecek yeni vakalar, gerekçeler de çıkabiliyor. En son 28 yaşındaki Ceyda Yüksel cinayetinde gördüğümüz gibi... Yüksel’i öldüren Serkan Dindar ‘haksız tahrik’ indirimini, ‘cinayet öncesi hissettiği elem ve öfke’ sebebiyle aldı. Biz de bu indirimlerin uygulandığı davaları inceledik, konuyu avukatlara danıştık.

Önce Ceyda Yüksel davasına bakalım... Serkan Dindar onu öldürdüğünde Ceyda 28 yaşındaydı. Olay, 2020’de İzmir’de, Dindar’ın evinde gerçekleşti. Gece 1.00 sıralarında evden bağırma ve cam kırığı sesi duyan komşular polisi aradı. Polis, Ceyda Yüksel’i kanlar içinde yatarken buldu. Vücudunda cam kesikleri vardı, sağ kolu kopma derecesinde kesilmişti. Gözaltına alınan Serkan Dindar alkollüydü; uyuşturucu kullandığını ve olayı hatırlamadığını söyledi. Ayrıca Ceyda Yüksel’in intihar ettiğini iddia etti. DHA’nın haberine göre Dindar’ın cinsel yakınlaşma teklifinin geri çevrilmesi nedeniyle sokakta tartışma yaşanmış, çevre sakinlerinin ifadeleri doğrultusunda da tartışmanın evin içinde devam ettiği belirtilmişti.

Haberin Devamı

3 yıl süren mahkeme Serkan Dindar’ın cinayeti ‘haksız tahrik’ altında; hissettiği ‘elem ve öfke’ nedeniyle işlediğine karar verdi ve ceza indirimine gitti. Yani ağırlaştırılmış müebbet yerine 18 yıl cezayla yetinildi. Yüksel’in davasını takip eden avukat Betül Öztulum haksız tahrik indiriminin iptali için İstinaf Mahkemesi’ne gitti. Ceyda Yüksel’in annesi Filiz Demiral kızının katilinin ‘gerçek’ cezasını bulmasını bekliyor.

“İnternette ‘Nasıl öldürürsem, ne kadar indirim alırım’ diye araştırma yapan erkekler var”
Hatice Kaçmaz

Hatice Kaçmaz’sa öldürüldüğünde 33 yaşındaydı. Eşini bir trafik kazasında kaybetmişti, 4 yaşındaki kızıyla birlikte Ankara’da yaşıyordu. Katili Orhan Munis’le dolmuşta tanıştı. 15 gün kadar görüştüler. Orhan Munis, Kaçmaz’a evlenme teklif etti. Fakat Hatice Kaçmaz, Orhan Munis’in 2001’de kardeşini, yüksek sesle müzik dinlediği ve sesi kısmadığı için 8 yerinden bıçaklayarak öldürdüğünü öğrendi. Cezaevine giren Orhan Munis, 13 yıl sonra tahliye olmuştu. Hatice Kaçmaz araya mesafe koydu ama Kaçmaz’ı son kez konuşmak için parka çağıran Orhan Munis yanına 19 santimlik bir bıçak almıştı, yani cinayete hazırlıklıydı. Hatice Kaçmaz’ı 15 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Duruşmada bıçağı “Kurban almaya gidiyordum” diye açıkladı. Mahkemeyse cinayeti ‘aşırı sevgiden kaynaklı’ işlediği gerekçesiyle indirim uyguladı, müebbet cezası verdi. Kararda, kadının evlenme teklifini kabul etmesi halinde sanığın cinayeti işlemeyeceği, yanına tedbiren aldığı bıçağı ‘duygusal çöküntü ve hiddetin etkisiyle’ kullandığı vurgulandı.

“İnternette ‘Nasıl öldürürsem, ne kadar indirim alırım’ diye araştırma yapan erkekler var”
Çağla Arin

Haberin Devamı

22 yaşındaki Çağla Arin, tıp fakültesinde okuyordu, doktor olacaktı. Aynı fakültede okuyan arkadaşı Hüseyin Zengin aşkına karşılık bulamadığı için onu 47 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Zengin, Çağla’ya 4 bine yakın mesaj atmış, Çağla Arin karakola şikâyette bulunmuştu. Çağla, 2008’de bıçaklanarak öldürüldü. Zengin’e kasten öldürdüğü gerekçesiyle ömür boyu hapis cezası veren mahkeme, ‘geleceği üzerinde olası etkileri’ göz önüne aldı ve daha önce sabıkası olmadığı için bu cezayı 25 yıla indirdi.

“İnternette ‘Nasıl öldürürsem, ne kadar indirim alırım’ diye araştırma yapan erkekler var”
Halide Özpolat

Halide Özpolat’ıysa 13 Mayıs 2016’da, 36 yıllık eşi Alirıza Özpolat öldürdü. Av tüfeğiyle vurarak... Eşi, Halide Özpolat’a sürekli “Seni öldüreceğim, akıl sağlığı raporu alıp elimi kolumu sallayarak çıkacağım” diyordu. Dediğini yaptı, mahkemede sürekli akli dengesinin yerinde olmadığını söyledi. Ayrıca 20 celse boyunca “Bana bakmıyordu, yemek yapmıyordu” diyerek öldürdüğü karısını anlattı.

Haberin Devamı

Alirıza Özpolat’ın avukatı Mustafa Özdemir “Oğlunun kendisini dövdüğünü söylüyor. Bu adam 15 yıl boyunca öldürülme korkusu yaşıyor. 15 yıldır hasta. Bu adamın ailesi tarafından ağır baskı altında tutulduğunun karar verirken gözetilmesini istiyorum. Haksız tahrik hükümlerinden faydalandırılsın” dedi. Müebbet hapis cezası istenen katil Alirıza Özpolat’a hem iyi hal hem de haksız tahrik indirimi uygulandı, cezası 20 yıla indi. Halide Özpolat’ın kızı Zekiye Kaya “Bir kere 3’lü prizin kablosuyla annemin boğazını sıkıyordu, elinden zor kurtardık. Ne iyi hali? Herkese müebbet verilseydi babam annemi öldürmeyecekti” dedi.

“İnternette ‘Nasıl öldürürsem, ne kadar indirim alırım’ diye araştırma yapan erkekler var”
Gizem Canbulut

Haberin Devamı

17 yaşındaki Gizem Canbulut’sa 17 Mart 2021’de bir süre sevgili olduğu Eren Yıldız’la parkta, konuşmak üzere buluştu. Aralarında tartışma çıktı. Eren Yıldız yanındaki bıçakla Gizem’i 8 yerinden bıçakladı, onu yaralı halde bırakarak evine gitti. Bir süre sonra polisi arayıp kendini ihbar etti. Polis parka ulaştığında Gizem ölmüştü. Eren Yıldız mahkemede “Böyle bir olayı bile bile yapmadım. Sadece cebimden bıçağı çıkardığımı ve Gizem’in yerde yattığını hatırlıyorum. Cezalandırılmamı istiyorum” dedi. Avukat Elif Kübra Türkcan “Haksız tahrik ve iyi hal indirimleri uygulandı. Ancak Yıldız, cinayeti işlemeden iki gün önce arkadaşına ‘Gizem’i öldürsem kaç yıl yatarım, kesin öldüreceğim’ gibi mesajlar attı” dedi. Eren Yıldız’ın cezası 24 yıla indirildi. Ayrıca “Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri” değerlendirilerek bir indirim daha yapıldı ve hapis cezası 20 yıla indirildi.

Levent Akgül boşanma aşamasında olduğu Emine Akgül’ü silahla vurarak öldürdü. Akgül hakkında uzaklaştırma kararı da vardı. Sanık mahkemede eşinin evinden ‘erkek sesi’ geldiğini söyledi. Mahkeme başkanı, Emine Akgül’le birlikte olduğu iddia edilen Ç.D. isimli kişiyle arasında yoğun telefon görüşmesi ve mesaj kayıtlarının olduğunu söyledi. Levent Akgül’e, ağır tahrik indirimi uygulandı ve cezası 17,5 yıla düşürüldü.

Konya’da boşandığı eşi Özlem Işık’ı 8 yerinden bıçaklayıp otomobille üzerinden geçerek öldüren Kamil Çolak savunmasında eşinin ona “Çocuklar senden değil” dediğini ileri sürdü. Bu savunmayı ‘haksız tahrik’ sayan mahkeme cezayı 18 yıla indirdi. 

“Kadın öldürüldükten sonra kalkıp konuşamayacağı için bu lafları ediyorlar”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan avukat Rukiye Leyla Süren

Maalesef Türkiye’de bir kadın öldürüldükten sonra kalkıp konuşamayacağı için haksız tahrik indirimi gündeme geliyor. Zaten bu tür olaylarda hiçbir zaman şahit olmuyor. Çünkü iki kişi ve genelde ev gibi özel bir alan söz konusu... Haksız tahrikte olayın gerçekleşmesinde karşı tarafın suçu olur, iyi hal sanığın kendisinin davranışlarıyla ilgilidir.

Bu tür vakalara bakan avukatlar mahkemede olacakları ezberlemiş durumda artık. Biz sanık konuştuğu zaman arka arkaya ne söyleyeceğini biliriz: “Namusuma laf etti”, “Erkekliğime laf etti”, “Beni aldattı”... Hep aynı şeyler. Sonra haksız tahrikten indirim gelsin! Yani mazeretin ucu bucağı yok.

Tüm bu durumlar, mahkemelerde hep haksız tahrik adı altında, ‘haksız fiil’ olarak kabul edilir. Çoğunda da kanıtlanmaz, sadece sanığın iddiasıdır. Son yıllarda bazı İlk Derece Mahkemeleri’nde bu indirimler yapılmıyor artık. Fakat bu sefer Yargıtay ya da İstinaf Mahkemesi bozuyor kararı.

Duruşmada takım elbise giyince iyi hal gündeme geliyor. İyi ama kanun duruşma esnasındaki iyi halinden bahsetmiyor! Suçun aydınlatılması için yargılamayı kolaylaştırması, gerçek bir pişmanlık emaresi göstermesidir iyi hal. Takım giydi, boynunu büktü değil!

Kadına yönelik şiddetin kökeninde toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve toplumun kadınlara biçtiği rol var. Bu hâkimler, savcılar bu toplumdan çıkıyor; onların da önyargıları, kalıpları var. Hukuk verdiği kararlarla bu eşitsizliğin taşınmasında rol alıyor.

“Madem şüpheli ölüm diye bir şey var, ben de kadını camdan atarım” diye düşünenler var. Cinayeti açık açık işlerse de ‘elem ve öfke’ indirimiyle kurtulmaya çalışıyor. “Nasıl öldürürsem, ne kadar indirim alırım” diye plan yapan erkekler var. Telefon ve bilgisayarlarında bu tür aramalar çıkıyor.

Bir seferberlik ilan edilmeli. İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden imza atılmalı. Anasınıfından itibaren cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı şiddetle ilgili eğitim verilmeli.

6284 No’lu Ailenin Şiddetten Korunma Yasası kaldırılsın diyenler var. Bu yasa sayesinde milyonlarca kadın ölümden kurtuldu.

“İndirim sebebi ‘Beyaz tayt giydi’, ‘Sen erkek misin dedi’ gibi akıl almaz cümleler...”
Avukat Selin Nakıpoğlu

Erkek şiddetiyle mücadelede ilerleme kaydettik demek için kadın-erkek eşitliğinin devlet politikası haline gelmesi gerekiyor. Üstelik tavizsiz uygulanması şartıyla... Ne var ki ülkemizde durum ters yönde ilerliyor. Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çekerek erkek şiddetiyle mücadelede oldukça geri bir noktaya düştü. Yasaları iyileştirme sürecinden “Yasalara dokunma” noktasına geldik.

Türk Ceza Yasası’nın ‘Haksız Tahrik’ başlıklı 29. maddesine bakalım... Suç işleyen kişinin haksız bir fiilin sebep olduğu hiddet veya şiddetli üzüntünün, elemin etkisinde suç işlemesi halinde bu kişiye verilecek cezada indirim yapılmasını öngören bir düzenleme bu... Buna ve 62. maddedeki ‘takdiri indirim’ nedenlerine dayandırılıyor tüm bu indirimler.

“Beyaz tayt giydi”, “Sen erkek misin dedi”, “Çorbayı soğuk getirdi” gibi akıl almaz cümleler indirim sebebi oldu, olmaya devam ediyor. Hukukun evrensel ilkelerine aykırı!

Hâkimlerin verdiği kararlarda mecburiyet söz konusu değil. Zira yargıçların takdiri indirimleri uygulamak gibi bir zorunluluğu yok, adı üstünde takdiri. Vereceği kararın adil olması için lüzum olmadığı için indirimi uygulamayan yargıçlar da var ülkemizde.

Dünya istismara karşı birlik oluyor

Avrupa Birliği’nin (AB) kadınları şiddetten korumak için AB çapında uygulanmak üzere hazırladığı yasa teklifiyle ilgili çalışmalar sürüyor. Teklif yürürlüğe girerse AB düzeyinde kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddete ilişkin ilk yasa olacak. Yasa kadın sünneti, siber takip, siber taciz, siber şiddet ve nefretin yanı sıra rıza dışı görüntü paylaşımıyla ilgili hükümler de içeriyor. Örneğin kadın sünnetinin tüm üye ülkelerde en az 5 yıl hapisle cezalandırılması isteniyor. Tecavüz, rızası olmayan cinsel ilişki olarak tanımlanıyor, rıza eksikliği korku ve sindirme faktörlerini de kapsıyor. Yasa mağdurların haklarını ve korunmalarını da gözetiyor. Gizlilik, tazminat hakkı, çevrimiçi kanıt sunabilme imkânı gibi… 

Birleşmiş Milletler’de de ilk kez 71 hükümet bir araya gelerek tespit edilen çocuk cinsel istismar materyallerinin çevrimiçi ortamdan daha hızlı ve etkin bir şekilde kaldırılması için daha ileri ve hızlı harekete geçilmesi çağrısını kabul etti.

BAKMADAN GEÇME!