‘Amacımız modern hayat adı altında normalleştirdiğimiz kalıpları yıkmak’

Güncelleme Tarihi:

‘Amacımız modern hayat adı altında normalleştirdiğimiz kalıpları yıkmak’
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2022 07:00

Zuhat Taşer ve Oğulcan Aydoğmuş... En çok dinlenen podcast programlarından biri olan ‘Bu Mu Yani’nin arkasındaki iki isim. Birçok ödülleri ve 2 milyonun üzerinde dinlenmeleri var. Z Kuşağı’nı arkasına alan podcast sunucuları “Ciddi konular konuşuyoruz ama aslında biz de bir şeylerin cevabını arıyoruz” diyor.

Haberin Devamı

Spotify’da 100 binin üzerinde takipçileri, toplamda 2 milyon dinlenmeleri var. Zuhat Taşer ve Oğulcan Aydoğmuş ‘Bu Mu Yani’ adlı podcast programlarıyla Radyo Boğaziçi Ödülleri’nde, Hacettepe ve Yeditepe üniversitelerinden ödüller aldılar. TEDx Bursa’da da konuştular, gençlik festivallerinde de sahneye çıktılar. Yetinmediler, Türkiye turnesi düzenleyip birçok farklı şehirde dinleyicileriyle buluştular. Eylülde bir kez daha turneye çıkacaklar. Taşer ve Aydoğmuş’la hikâyelerini konuştuk...

* Podcast serilerine başlamadan önce mesleğiniz neydi?

Zuhat Taşer: Ben özel bir bankada dört yıl çalıştıktan sonra istifa etmiştim. Sonra bir yıl boyunca her gün bir kafede oturup kendi kendime çalışmaya başladım. Bir yandan kendimi geliştirip bir yandan da yeni bir kariyer yolu çizmeye çalışıyordum. 

Haberin Devamı

Oğulcan Aydoğmuş: Ben de sadece podcast yaptığımız dönemde dört farklı işte çalıştım. Şimdi böyle söyleyince fark ettim, belli ki
yoğun bir şekilde bu hayatta ne yapmak istediğimi arıyormuşum. Ama beni en çok zorlayan dönemim son 1.5 seneydi. 1.5 sene boyunca 7 gün 24 saat çalıştım.

* Hiç endişe etmediniz mi? Bu işte başarılı olamasaydınız, gelir elde etmek için başka bir planınız var mıydı?

Zuhat Taşer: Ben doğru zamanda doğru yerde olduğumuza inanıyordum, o yüzden hiç umutsuzluğa kapılmadım sanırım.

Oğulcan Aydoğmuş: Ben de hep “yolda olmaya” inandım. Sürekli üzerine bir şeyler koyarak bu işi yaptığımızda bu yolun güzel bir yere çıkacağına inanarak devam ettik hep...

* Arkadaşlığınız ne kadar eski? Nereden tanışıyorsunuz ve podcast hazırlamaya nasıl karar verdiniz?

Zuhat Taşer: Lise dönemine kadar dayanıyor aslında ama asıl sık görüşmeye başlamamız iş hayatına girdikten sonra oldu. Ben bankada çalıştığım dönemde işten çıkıp Oğulcan’ın kafesine gidiyordum. İkimiz de
hayatımızdan mutsuzduk ve ileride podcast’imizin temeli olacak konular üzerine uzun uzun sohbetler ediyorduk. O konuşmalar ikimizin de kafasını açtı ve bizi bir şeyleri değiştirmeye itti. Biz de başkalarıyla paylaşmaya karar verdik.

Haberin Devamı

Oğulcan Aydoğmuş: Evet, çok eskilerden, Denizli’den tanışıyoruz. Denizlililer bilir, Denizlililer birbirlerini asla bırakmaz.

‘Saatlerce araştırıyoruz’

* Her bölümde bambaşka bir konu hakkında konuşuyorsunuz. Bazen paylaşım ekonomisi, bazen özfarkındalık, bazen de yetersizlik hissi... Program öncesi bunlara çalışıyor musunuz?

Oğulcan Aydoğmuş: Bu konu benim en çok hoşuma giden yerlerden biri. Çünkü birbirinden çok farklı konular hakkında saatlerce araştırma yapıyoruz.

Zuhat Taşer: Araştırmalarımızdan sonra sohbetin spontane ilerleyebilmesi için bir entelektüel birikim de şart. Öyle her konuda çok derin bir bilgiye sahibiz diyemem tabii ama ilgi alanlarımız çok geniş.

Haberin Devamı

* Aslında yeni bir şeyler anlatmadığınız ama konulara çok güzel parmak bastığınıza dair yorumlar var. Sanki iki arkadaşın içki sohbetine ortak olmuş gibi hissediyor dinleyenler... ‘Bu Mu Yani’ programında nihai amacınız nedir?

Zuhat Taşer: Şehir hayatı, iş hayatı, modern hayat adı altında normalleştirdiğimiz ama bizi günden güne tüketen kalıpları yıkmak. Çok daha basit yaşayarak çok daha mutlu olmak mümkün. Önümüze konan hayatı sorgulamadan yaşadığımızda her şeyi zorlaştırıyoruz.

Oğulcan Aydoğmuş: Podcast öncesinde toplam bin takipçisi bile olmayan iki kişinin yaptığı bir içeriğin toplamda 2 milyondan fazla dinlenmesinin en büyük sebebi tam olarak bu bence. Ciddi konular konuşuyoruz ama aslında biz de bir şeylerin cevabını arıyoruz. Hep beraber beyin fırtınası yapıyor gibi ilerliyor yayınlarımız.

Haberin Devamı

‘Amacımız modern hayat adı altında normalleştirdiğimiz kalıpları yıkmak’

Fotoğraf: Murat ŞAKA

‘Samimi ve kişisel olmak en önemlisi’

* Kurumsal hayatı bırakmak isteyen ancak cesaret edemeyen birçok insan var.

Oğulcan Aydoğmuş: Bu koşullarda her şeyi bırakıp sevdiğin şeyi aramaya çıkmak çok zor tabii ki. Eskiden bu çok çok daha basitti. Biz istifa ettiğimizde aylarca çok küçük bir parayla idare edebilmiştik. O yüzden şu an yapılabilecek tek şey, sevmediğimiz işi yaparken akşamları ya da hafta sonları yeni bir şeye başlamak. Ne zaman ki kendimize gelir, gelecek yaratabiliyoruz o zaman istifa edebiliriz. Buna ‘side hustle (yan uğraş) geliştirmek’ diyorlar ve tabii ki bu konuda da podcast bölümümüz var...

Haberin Devamı

* Biraz da podcast tavsiyesi almak isterim. Öne çıkmanızdaki püf noktaları neler?

Zuhat Taşer: Samimi ve kişisel olmak en önemlisi. Biz de popülerliğimizi buna borçluyuz. Kendinizi en savunmasız halinizle ortaya koyduğunuzda birileri kendine ait bir şeyler buluyor mutlaka.

Oğulcan Aydoğmuş: Ve süreklilik. Her şeyin başı süreklilik.. Bir içeriği ilk 5-6 bölüm iyi yapmak bir şey ifade etmiyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!