‘Dayanışmak en sağlıklı, en güçlendirici eylem’

Güncelleme Tarihi:

‘Dayanışmak en sağlıklı, en güçlendirici eylem’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2023 07:00

Deprem insan psikolojisinde de yıkımlar yaratıyor. Yaşadığımız felaket elbette en başta afet bölgesindeki insanların psikolojisinde tahribata yol açtı. Ama aynı zamanda televizyon başından, gazetelerden, sosyal medyadan yaşananları takip eden herkesi de derinden sarstı. Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım psikolojik olarak bu dönemde ruh sağlığımızı korumanın yollarını anlattı.

Haberin Devamı

Deprem gibi doğal afetler travmaya neden olabiliyor. Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım böyle büyük olaylardan nasıl etkilendiğimizi şöyle anlatıyor: “İnsanın bedensel yaralanma gibi ruhsal yapısı ve ruhsal sağlığı da etkilenir. Bu etkilenmeyle ruhsal sistemde bir tür düzensizlik oluşur. Nasıl ki bedensel işleyişte düzensizlik olduğunda acil müdahaleyle yaşamsal işleyiş düzenli hale getiriliyorsa ruhsal etkilenmede de psikolojik ilkyardım etkilenmeyi kontrol altına almak ve ileride oluşacak ruhsal hasarı önlemek adına yapılır.” Yıldırım’a hem bölgede olanlar hem de yaşananları televizyondan, sosyal medyadan izleyenler için öneriler aldık.

DEPREMZEDELER İÇİN

‘Yalnız bırakmamak ve yakınlığı sürekli kılmak gerekir’

Haberin Devamı

‘Dayanışmak en sağlıklı, en güçlendirici eylem’

* Deprem yaşamışlar için ilk adım elbette onları güvenli ortama taşımak, temel ihtiyaçlarını ve belirsizliği ortadan kaldırmak olmalı. Çoğu zaman bu belirsizliğin giderilmesi ve güvenin sağlanması belirtileri azaltır ve koruyucu olur.

* Çaresizliğe tanıklık yoğun duygusal etkilenmeyle sonuçlanıyor. Bazen doğrudan hayati tehlikeyi atlatanlarda bile yaşanıyor. Buna ‘sağ kalma suçluluğu’ deniyor. İnsani ve olağan bir durum. Ancak afetlerdeki etkilenmelerde genel ilke burada da geçerli. Kişi olağan yaşadığı bu duygu dünyasında kaybolmamalı, gerçeklikten uzaklaşmamalı.

* Sosyal destek ve dayanışmak en koruyucu ve etkili olandır. Yalnızlık ruhsal etkilenmeyi en fazla arttıran durumdur. Yalnız bırakmamak ve bu yakınlığı da sürekli kılmak gerekir. Ancak bu yakınlık kişiyi güçlendirerek ve aciz hissettirmeden yapılmalı.

* İkinci günden sonra, daha doğrusu yaşam güvenliği kısmen sağlandıktan sonra ruhsal belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Üçüncü günden sonra artar ve yaklaşık 3-5 gün
sonra azalmaya başlar. Eğer ek bir travma yaşanmazsa kaybolur. İşte tam da burada ek sorunları engellemek en önemli adımdır.

Haberin Devamı

* Bilgilendirme ve sosyal ihtiyaçların karşılanması bu aşamada yeterli olur. Eğer kişi bu aşamada belirtilerini yönetemiyorsa o zaman ek destek alınması gerekir. Özellikle uyku sorunu, dalgınlık, şaşkınlık, panik ataklar, enerjisizlik gibi depresif belirtiler azalmıyorsa beklenmeden profesyonel destek alınmalıdır.

YAŞANANLARI UZAKTAN İZLEYENLERE...

‘Dünyanın en temiz ve en değerli sıvısı gözyaşı’

* Böylesi büyük afet ya da insani krizler sonrasında toplumsal dayanışma duyguları çok yoğun yaşanır. Özellikle çaresizliği duyan bir insanın buna kayıtsız kalabilmesi çok mümkün değil. Çaresizlik bazen sadece afet bölgesinde değildir.

* Uzakta olanlar da nasıl yardım edeceklerini, bu yarayı nasıl saracaklarını bilemeyebilir. Öncelikle bilinmelidir ki bu dayanışma duygusu toplumların en büyük zenginliğidir. Ama daha önemlisi bu dayanışma duygusunu uzun süre muhafaza etmektir.

Haberin Devamı

* Afet bölgeleri ziyaret edilebilecek yerler değildir, gerekli yardım da mutlaka
o bölgeye gidilerek yapılmaz. Bazen gereğinden fazla insan bulunması barınma ve kaynakların fazladan tüketilmesine neden olarak bölgedekilerin afetle baş etmesini zorlaştırabilir.

* Zorluk yaşayan insanı düşünmek, onun adına doğru şeyler yapmakla olur. İhtiyaçlarını görmek, onun hakkını savunmak gibi... Yoksa yas ve çaresizliğe tanıklıkla başlangıçta olağan görülebilen kendi ısınmasına, yemek yemesine kısıtlama getirmek, gereğinden fazla ve uzun yaşanıyorsa burada bir sorun var demektir. İnsan kendini yaşanan olayın faili görmemeli.

* Maalesef medya bu tür olaylarda tüm dünyada iyi bir sınav vermiyor. Tekrarlayan görüntüler, dehşet anlarının uzun süreli verilmesi ruhsal etkilenmenin ötesinde bir ruhsal hastalığa yol açabilir. Bilgi almak ve ihtiyaçları tanımlamak için medya ciddi bir kaynak ancak görüntülerden ve bazı öykülerden travmatize olma riski gözden kaçırılmamalı.

Haberin Devamı

* Depreme ilişkin görüntülere uzun süre maruz kalmanın kimseye faydası yok. Uyku, yürüyüş, fiziksel olarak aktif olmak bedensel ve ruhsal işleyişin normale dönmesinde oldukça etkili.

* En önemlisi kişinin yaşanan acıya ve kayıplara değer verilen bir ortamda ama sosyal destek sistemlerini hissedeceği etkinliklerdir.

* Dayanışmak yerinde ve işlevsel olduğu müddetçe hem deprem bölgesinden uzakta olanlar hem de o afeti yaşayanlar için en güçlendirici ve sağlıklı eylem. Toplumsal bağların yanı sıra değerler bağlamında da sağlam bir geçmiş oluşturur. Çocuklarımıza insani bir tutum öğretir. Bireysel olarak da yaşama kaynaştırır.

* Bazen afet gibi gerçek bir tehlike halinde önceki kaygı belirtileri daha da azalabilir. Diğer taraftan ‘ya daha da kötüleşirsem’ şeklinde düşünce ya da belirsizliğe tahammülsüzlük ve geleceğe dair olumsuz senaryolar kaygı durumunu arttıracaktır.

Haberin Devamı

* Bazı anlar var ki gözyaşına engel olmak mümkün değil. Ağlamak insana dair bir eylem. Dünyanın en temiz ve en değerli sıvısı gözyaşı. Diğer taraftan kontrol edilemeyen, yoğun ağlama varsa o zaman bu durumu değerlendirmek, gerekli hallerde yardım almak gerekebilir.

* Bazen yoğun etkilenmenin belirtilerinden biri de duygusal küntleşme olabilir ya da ağır ruhsal etkilenmeden korumak adına zihin, izolasyon ya da inkâr gibi ruhsal mekanizmaları devreye sokabilir.

GÖREVLİLER İÇİN

İkincil travma nedir?

‘Dayanışmak en sağlıklı, en güçlendirici eylem’

* İkincil travma, olayın ardından, doğrudan yaşamadığı halde olayın sonuçlarıyla karşılaşmaya ya da değer verdiklerinin, yaşadıklarının etkisine bağlı gelişir. Aslında daha çok travma sonrası yardım eden görevli
ya da gönüllülerde gözlemlenen ruhsal etkilenmeye verilen addır.

* Afet bölgesinde çalışanların mutlaka dönüşümlü  kalmaları gerekir. Profesyonel ruhsal sağlık uygulamaları yapılmalı. Bunun için grup ya da bireysel tekniklerle tükenme ve ikincil travmatizasyon önlenebilir. Ancak her halükârda bu yaşantı iz bırakacaktır.

‘Sağlık Bakanlığı ile birlikte sahada üniteler olacak’

 “Depremin ilk saatlerinden itibaren psikiyatrist meslektaşlarımız gönüllü oldu. Ancak böylesi yıkıcı bir depremde sahada çoğunlukla tıbbi müdahale ekiplerinde yer aldılar. Artık psikososyal destek ve ruhsal sağlık uygulamaları başlamak durumunda. Türkiye Psikiyatri Derneği deprem öncesinde mevcut afet planı ve ekipleriyle saha raporlama ve müdahale ekiplerini oluşturdu. Bu kadar büyük bir depremde başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere ruhsal sağlık açısından müdahale yapacak tüm kurumları desteklemek amacındayız. Sağlık Bakanlığı ile işbirliği içinde sahada üniteler oluşacak. Bakanlıklar yanında Türk Tabibler Birliği, diğer uzmanlık dernekleri ve diğer ruh sağlığı meslekleri dernekleriyle işbirliğinde sahada olacağız. Sadece sahayı da düşünmemek lazım. Birçok şehirde insanlar yakınlarını ve anılarını yitirdi. Online görüntülü, ulaşılabilir, ücretsiz hattımız yakın zamanda  devrede olacak.”

‘Dayanışmak en sağlıklı, en güçlendirici eylem’

Yaşlı kimseleri güvenli bir alana ulaştırmak, besin ve varsa ilaç tedavilerini sürdürmek, duygusal açıdan desteklemek gerekir.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!