‘Üstünlük sadece zekâyla sınırlı değil’

Güncelleme Tarihi:

‘Üstünlük sadece zekâyla sınırlı değil’
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2024 07:00

Herkesin çocuğu çok kıymetli ama bazıları üstün zekâlı/yetenekli de olabilir. Bu çocukları ayırt etmekse her zaman o kadar kolay değil. Gizem ve Gülay bu hafta şu sorulara yanıt arıyor: Çocuk ‘üstün’se onu nasıl yönlendirmeli, aileler nelere dikkat etmeli?

Haberin Devamı

Gülay: Gizem, Lorin’in anaokuluna başlamasına az kaldı. Okula yeni başlayacak tüm çocukların ailelerinin kulağında küpe olsun diye BİLSEM’leri konuşalım mı, ne dersin?

Gizem: Konuşalım Gülaycığım. Yeğenlerimden hâkimim ben de biraz konuya. Öğretmeni yeğenim Rüzgar’ın müzik yeteneği olduğuna inandığından onu BİLSEM sınavına yönlendirmişti. Ama tabii tam olarak işlevi nedir bu kurumların, çok hâkim değilim.

Gülay: Milli Eğitim Bakanlığı ‘üstün’ çocukları ülke genelinde tarama yöntemiyle seçerek onlara okul dışında zenginleştirilmiş eğitimler veriyor. Ben bu taramaları çok kıymetli buluyorum çünkü hem sanat hem de bilim alanında ülkemizin kaynaklarının farkında olmalıyız. Bu çocukların birer insan kaynağı zenginliği olarak kaybolmalarına izin vermeden takip etmek bakanlığın asli görevlerinden biri.
BİLSEM’in açılımı da bilim ve sanat merkezleri zaten. Üstünlük sadece zekâyla sınırlı bir şey değil yani.

Haberin Devamı

Gizem: Evet, Lorin 2,5 yaşındayken iletişimi çok kuvvetli bir çocuktu. Türk Beyin Takımı’nın kaptanı olan arkadaşım Ferhat Çalapkulu, Lorin’in üstün yetenekli bir çocuk olduğunu söylemişti. Ben hiç anlamamıştım ve bu yaştaki çocukta bunu nasıl gördüğünü merak etmiştim. O da bana “Üstün yetenekli olmak sadece zekâ, matematik değildir Gizemciğim. Lorin’in bu yaşta kelime dağarcığı çok kuvvetli. Zaman içinde sen onun yeteneğini keşfedersin” demişti. Şimdi anlıyorum ki ebeveynin çocuğunu yakalaması pek de kolay değil. Aslında kabul edelim ki her birimizin çocuğu çok kıymetli ve tek, dolayısıyla bize çok üstün yetenekli gelebiliyorlar. Ya da benim gibi “Her çocuk böyledir herhalde” yanılgısına düşebiliyorlar. Öğretmenler aracılığıyla bu durumun gözetilmesi
çok önemli.

Gülay: Bilge BİLSEM’e gidiyor. Ben bu sayede birçok şeyi fark ettim. Öğretmenlerin aday göstermesinin ardından, tabletle uygulanan bir sınava giriyorlar. Resim ve müzik için farklı oturumlar oluyor, bilim için de ayrı. Sınavın ardından psikolog ve rehber öğretmenlerle mülakata alınıyorlar ve sonra kabul ediliyorlar. Ardından gruplar halinde bir çeşit mini üniversite gibi alanlar ve dersler seçerek ilerliyorlar. Not-sınav kaygısı yok, öğrenmeye ve meraklarını gidermeye yönelik araştırmalar var. Projeler üretiyorlar. Her yıl yeniden RAM, yani rehberlik araştırma merkezi taramalarına giriyorlar. Çünkü bazı yetenekler yanında hediye paketiyle gelmiyor. Sosyal uyum sorunları ve akademik başarısızlık gibi sonuçları da var. Burada tabii aileye büyük görev düşüyor. Senin gibi “Tüm çocuklar böyledir” diyenler olduğu gibi “Aman da benim çocuğum” diye yere göğe sığamayanlar var. Sakin olmak ve ‘normal’ davranmak en iyisi. Gereğinden fazla övgü ve ilgi ters etki de yapabiliyor.

Haberin Devamı

Gizem: Peki, Bilge’nin yeteneğini öğretmeni mi keşfetti, yoksa siz farkına varıp öncesinde bir şeyler yaptınız mı? Bir çocuğun üstün yetenekli olduğu nasıl anlaşılır ki? Bunun bir testi, sorulabilecek bir uzmanı var mı, merak ediyorum.

Gülay: Öğretmeni sınava soktuğunda fark ettik, öncesinde senin gibiydik. Ama sonra bununla ilgili bol bol okudum. Bazı belirtiler var, mesela erken konuşmak, yaşıtlarına göre erken motor becerilerde ilerlemek gibi. Belli bir alanda takıntılı şekilde merak ve çok soru sormak... Psikologlara danışılabilir ama gidip test yaptırmak filan bence gereksiz. Uzmanlar da önermiyor.

‘100 çocuktan 2’si üstün zekâlı’

'Çocuğum Üstün Zekalı mı?’ adlı kitabın yazarı, klinik psikolog Doç. Dr. Marilena Z. Leana-Taşcılar üstün zekâlı/yetenekli çocuklarla ilgili şunları söyledi:

Haberin Devamı

◊ Uzmanlar zekânın toplum içinde çan eğrisi şeklinde dağıldığını savunur. Eğrinin solunda yüzde 2,14 oranında zihinsel yetersizliği olan bir kesim varken sağında da yüzde 2,14 seviyesinde üstün zekâlı bireyler vardır. Buna dayanarak her 100 çocuktan 2’sinin üstün zekâlı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu yüzde 2’lik dilimdeki çocukları fark etmek göründüğü kadar kolay değil.

◊ Zekânın veya yeteneğin farklı yaş dönemlerinde farklı belirtileri olabilir. Erken konuşma, erken yürüme veya bebeklik döneminde anlamlı bakışlar atma bunların arasında sayılabilir. Ayrıca erken çocukluk döneminde en çok göze batan özellikleri merak duydukları konu hakkında sorular sormalarıdır. Bu işaretleri gördüğünüzde bir uzmandan görüş almanız çocuğun gelişimi açısından çok önemli.

Haberin Devamı

◊ Öğretmenler de yaşıtlarından ileride akademik performans sergileyen, meraklı, etkinlikleri çok çabuk bitiren ve bazen sıkılma eğilimi gösteren bu çocukları fark edebilirler.

BAKMADAN GEÇME!