Bekir Bozdağ'dan Avusturya'nın cami kapatma kararına tepki

Güncelleme Tarihi:

Bekir Bozdağdan Avusturyanın cami kapatma kararına tepki
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2018 19:18

Bekir Bozdağ'dan Avusturya'nın cami kapatma kararına tepki

Haberin Devamı

Salih GÜNER/KIRŞEHİR, (DHA)- BAŞBAKAN Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Avusturya'nın 7 camiyi kapatma kararını eleştirerek, "Bu tür adımlar atanların şunu bilmesi lazım; eğer Avrupa'da aşırıcılık, ayrımcılık, ırkçılık, yabancı ve İslam düşmanlığı bu şekilde yükselmeye devam ederse, ileride Avrupa'da bugün bu kararları alanlar dahi ayrımcılar, ırkçılar, yabancı ve İslam düşmanlığı yapanlar karşısında konuşamaz, kendi hukuklarını da koruyamaz hale geleceklerdir" dedi.
Kırşehir'e gelen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Vali İbrahim Akın ile birlikte Kırşehir Belediyesi'ni ziyaret edip, Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci'den bilgiler aldı ve sonra da yürüyerek Cacabey Meydanı'ndaki Hoca Ahmet Yesevi Camisi'ne gidip cuma namazını kıldı. Bekir Bozdağ, cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Avusturya'da hükümetin, biri Türklere ait 7 caminin faaliyetlerinin durdurulması ve yurt dışından finanse edilen çok sayıda imamın sınır dışı edilmesi kararının sorulması üzerine Bozdağ, şunları kaydetti:
"Yeri geldiği zaman Türkiye'ye haksız yere büyük eleştiriler yöneltenler, kendi ülkelerinde, kendilerinden farklı inananlara, yaşayanlara, düşünenlere yaşam hakkı tanımıyorlar, bu onu gösteriyor. Avusturya'nın, Avrupa'nın değerlerini reddetmesinin somut göstergesidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni çiğnediğini gösteren somut bir adımdır. Bunu Türkiye olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Ancak Avusturya egemen bir ülke. Kendi ülkesi içerisinde kendi kararlarını verecektir ama insan hakları, din ve vicdan hürriyeti ihlali olan bu haksız kararı kınadığımızı ifade etmek isterim. Avrupa'da din ve vicdan hürriyetinin öldürüldüğü anlamına gelir. Avrupa'nın üzerinde yükseldiği temel değerlerin yok edildiği anlamına gelir. Bu tür adımlar atanların şunu bilmesi lazım; eğer Avrupa'da aşırıcılık, ayrımcılık, ırkçılık, yabancı ve İslam düşmanlığı bu şekilde yükselmeye devam ederse, ileride Avrupa'da bugün bu kararları alanlar dahi ayrımcılar, ırkçılar, yabancı ve İslam düşmanlığı yapanlar karşısında konuşamaz, kendi hukuklarını da koruyamaz hale geleceklerdir. Onların oluşturduğu şiddet, baskı Avrupa'yı yaşanmaz hale getirecektir. Doğru olan; bu kesimlere, aşırıcılara karşı ortak tavır takınmak, din ve vicdan hürriyetini korumak, onun teminatlarını güçlendirmek, ona saldıranlara karşı hukuku işletmektir. Din ve vicdan hürriyetini yok etmek değildir. Avusturya hükümeti, din ve vicdan hürriyetini yok etmeyi tercih etti. Avusturya'nın din ve vicdan hürriyeti kararı Avusturya devletine büyük zarar verecektir."
DEMİRÖREN BAŞARILI BİR İŞ ADAMIYDI
Bozdağ, bugün hayatını kaybeden Demirören Holding Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören'le ilgili soru üzerine de Demirören'in Türkiye'nin yetiştirdiği başarılı bir iş adamı olduğunu ifade etti ve Demirören'e Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına da başsağlığı diledi.
'MUHALEFETTE DEĞİŞİM OLACAK'
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ gazetecilerin sorularını yanıtladıktan sonra, Cacabey Meydanı'nda Kırşehir Belediyesi İçme Suyu Ana İsale Hattı'nın açılış törenine katıldı. Burada konuşan Başbakan Yardımcısı ve Hükumet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Millet İttifakı'nı, CHP'yi ve cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'yi eleştirdi, şöyle dedi:
"Sayın İnce'nin atmadığı takla kalmadı. Neden yapıyorlar? Bu sistem olduğu için yapıyor. Ak Parti'ye 'AKP' diyorlardı halk oylaması sırasında. Ne yaptılar? 'Aman AKP demeyelim, Ak Partililerin de oyuna ihtiyacımız var Ak Parti diyelim'. Adamların dilini düzeltti bu sistem. Bak şimdi gidiyoruz, bakıyorsunuz türbe türbe cami cami gezmeye başladılar. Milletin inançlarıyla kavga edenler ne kadar inançlı olduklarını anlatmaya başladılar. Biz anlattırmıyoruz ha, bu sistem anlattırıyor. Çünkü bu sistem yüzde 50+1 ihtiyaç duyduruyor. CHP'nin 25-26 puanı var 50+1 olması için 25 puana ihtiyacı var. Sadece CHP'lilerin alkışlayacağı bir söylemle, bir politikayla Türkiye'de iktidar olabilirler miydi? Olamazlar. Bütün milletin alkışlayacağı bir dile, bir politikaya, bir programa onlar da dönmek zorundadır. Hani diyorlar ya 'Türkiye'yi kutuplaştırdılar'; hayır biz Türkiye'yi kutuplaştırmadık, aslında Türkiye'yi kutuplaştırmak isteyenlerin köküne ot tıkadık. Çünkü bu sistem, bu milleti kutuplaştırmak isteyenlere siyaset yapma ve iktidar olma imkanını ortadan kaldıran bir sistemdir. Sevgiyi, saygıyı, birliği, dirliği, kardeşliği söyleyenlere milleti ayrımsız kucaklayanlara, renklerine, kültürlerine, farklılıklarına bakmadan, bu millete değer verenlere değer veren bir sistem kurduk. Onun için bundan sonra milletiyle kavga edenler yeni bir imkan bulamayacak. O nedenle millette karşılığı olmayanlar diyorlar ki 'biz bu sistemde iktidar olamayız, gelirsek biz sistemi değiştireceğiz'. Her seçimi kaybediyor, burada duruyor, değişim de olmuyor. 10 seçim, 20 seçim kaybetmiş, partinin başında duruyor. Şimdi bakın Kırşehirliler bu sistem değişimi de hayata geçiren sistem. Kaybeden gidecek. Şimdi CHP'de iki tane genel başkan gibi bir hava var. Sayın İnce cumhurbaşkanlığına aday, Sayın Kılıçdaroğlu parlamentoya aday, Sayın İnce'yi CHP'nin genel başkanlığına layık görüp seçmediler, CHP'nin Genel Başkanlığına layık görmediklerini Türkiye'nin başkanı yapmak istiyorlar. Ya o kadar kıymetliyle de kardeşim neden CHP'nin başına genel başkan seçmediniz? CHP'nin genel başkanına layık olmayanı Türkiye'nin cumhurbaşkanı yapmak istiyorlar, yaptırmak istiyorlar. Şimdi seçimden sonra bir tasfiye olacak; Kılıçdaroğlu mu gidecek, yoksa Sayın İnce mi gidecek? Genel başkanlığı Kılıçdaoğlu devam mı ettirecek, yoksa Sayın İnce mi alacak? Bir değişim olacak, emin olun olacak çünkü Türkiye'nin cumhurbaşkanlığında değil CHP'nin genel başkanlığında ve muhalefet partilerinin genel başkanlıklarında milletin sandıkta verdiği reyle değişim olacak. Bundan sonra siyasette değişim için kirli oyunlara, kaset operasyonlarına, başka tür ahlaksızlıklara, hukuksuzluklara, iftiralara ihtiyaç yok."
Bekir Bozdağ törenin ardından Hakkari'de şehit düşen Piyade Sözleşmesi Er Süleyman Sevim'in Kuşdilli Mahallesi, Şehit Bayram Köse Caddesi'ndeki evine giderek ailesine başsağlığı diledi. Bekir Bozdağ, sonra Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezi'ne geçerek burada gençlerle buluştu, sohbet edip, sorularını yanıtladı.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!