Ermenek'te kömür ocağında işçilerin mahsur kalması (2)

Güncelleme Tarihi:

Ermenekte kömür ocağında işçilerin mahsur kalması (2)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2014 15:45

-"Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan" tutuklanan 5 kişiden madenin İşletme Müdürü Yavuz Özsoy'un ifadesinden: - "Şirkette çalışmaya başladıktan sonra 2010 yılının ikinci ya da üçüncü ayında çalışma yapılan kömür, komple sızıntı verince su olabileceği düşüncesiyle işçileri çıkardım. Kendim sondaj yaparak ocaktan ayrıldım. Üç saat sonra girdiğimde suyun dolduğunu tespit ettim" - "Suyunu çekerek içeri girdim. İçeri girdiğimde buranın Azim Uyar'ın diye bilinen baca çalışmasının olduğu alanı tespit ettim. Orayı kapattım. Bunun dışında 2011 yılının sonlarında kömürde sızıntı gelmeye başlayınca sondaj yaptım ve suyu boşalttım. Boşalttıktan sonra araştırdığımda yine aynı şekilde Azim Uyarı'ın yapmış olduğu bacaya vardık" - "Olay ihmalkarlıktan kaynaklanmaktadır. Bu saha bana teslim edilirken ruhsatta gösterilen alanın içini belirten imalat haritası da ekli bir şekilde verilmiş olsaydı ya da çalışma sırasında bu harita elimizde bulunsaydı bu olay meydana gelmeyebilirdi" - "Sondaj makinesi olsa bile bu olay olacaktı. Çünkü elimizdeki verilere göre eski ocak içerisinde çalıştığımızı bilmiyorduk. Bu olaydan dolayı üzüntü içerisindeyim"

Haberin Devamı

KARAMAN (AA) - METİN BOLAT - Ermenek ilçesinde madencilerin mahsur kalmasıyla ilgili "Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan" tutuklanan 5 kişiden madenin İşletme Müdürü Yavuz Özsoy, adliyede verdiği ifadesinde, "Olay ihmalkarlıktan kaynaklanmaktadır. Bu saha bana teslim edilirken ruhsatta gösterilen alanın içini belirten imalat haritası da ekli bir şekilde verilmiş olsaydı ya da çalışma sırasında bu harita elimizde bulunsaydı bu olay meydana gelmeyebilirdi" dedi.

Özsoy, sorgu ve savunmasında, 4-5 yıl Has Şekerler Firması'nda daimi nezaretçi olarak çalıştığını söyledi. Hiçbir şekilde yetkisinin olmadığını dile getiren Özsoy, alanda eski bir maden ocağı olduğunu bilmediğini, eski maden ocağının kendilerinin çalışma sahasından uzak olduğunu savundu.

Haberin Devamı

Bizzat ocağın içerisine girerek incelemelerde bulunduğunu aktaran Özsoy, "Ocağın birçok yerinde damlayarak su geldiğini gördüm. Yalnız bu su doğal suydu, içilebiliyor, kokmuyordu. Bu nedenle herhangi bir sorun olduğunu düşünmedim" dedi.

"Ayrıca şirket 45 gün fiilen çalışmayı bıraktığında 3. başyukarı'da damla damla su akması nedeniyle 15 metrelik bacada kabarma ve kayma mevcuttu, killi toprak kaymıştı. Aynı şekilde aşağı düz bacada kilden dolayı kayma meydana gelmişti. Bu işletmenin çalışmamasından kaynaklanıyordu. Madenin her yerinde su damlaması mevcuttu. Yalnız bu madenlerde olağan bir durumdu" diyen Özsoy, şunları kaydetti:

"Aynı şekilde 4. başyukarı'da da su damlaması mevcuttu. Bunlardan su basması tehlikesini oluşturacak nitelikte bir belirti tespit edemedim. Şirkette çalışmaya başladıktan sonra 2010 yılının ikinci ya da üçüncü ayında çalışma yapılan kömür komple sızıntı verince su olabileceği düşüncesiyle işçileri çıkardım. Kendim sondaj yaparak ocaktan ayrıldım. Üç saat sonra girdiğimde suyun dolduğunu tespit ettim. Suyunu çekerek içeri girdim. İçeri girdiğimde buranın Azim Uyar'ın diye bilinen baca çalışmasının olduğu alanı tespit ettim. Orayı kapattım. Bunun dışında 2011 yılının sonlarında kömürde sızıntı gelmeye başlayınca sondaj yaptım ve suyu boşalttım. Boşalttıktan sonra araştırdığımda yine aynı şekilde Azim Uyarı'ın yapmış olduğu bacaya vardık."

Haberin Devamı

Orada bir çökme meydana geldiğini, kendisinin de yapmış olduğu bacayı aşağıya doğru çektiğini vurgulayan Özsoy, bunun dışında eski ocağa dair herhangi bir yere ulaşmadıklarını ve çıkarmadıklarını söyledi.

- "Olay ihmalkarlıktan kaynaklanmaktadır"

Özsoy, çalıştıkları madende mevzuat gereğince uzunluğu 25 metreden aşağı olmamak üzere sondaj makinesi ile çalışılmaması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Ancak bu makine bizim şirkette mevcut değildi. İşe başladığımdan beri gaz olduğunu bir kere gördüm. Bunun üzerine de 3 metrelik sondaj yapılarak ilerlemeye başladık. Hatta sondajların bir çoğunu kendimiz yapmaya başladık. Bir kere metan gazına rastladık. Bunun üzerine patronla görüştüm ancak biz söz konusu şirkette, patron da dahil zor şartlarda çalıştık. Ekonomik olarak şirket ve işçiler zor durumdaydık. Bu nedenle söz konusu sondaj makinesini alamadık. MİGEM'in sahada yaptığı araştırma sonucu düzenlediği rapordaki hususlara ilişkin Ermenek Cenne Şirketi ile görüşme yaptık. Hatta Ermenek Cenne Şirketinin yetkilileriyle denetimde bulunduk. Bu durumdan haberdar oldular. Ermenek Cenne Şirket müdürü elinde sipariş formuyla sondaj makinesi alınacağına dair sipariş formu ile ikinci kez yapılan denetime geldi. Orada görevlilere sipariş formunu gösterdi. Denetimde öncelikle bizden seri havalandırmanın paralele çevrilmesi istendi. Ben denetim öncesi bunu yaptım ve denetime hazır hale getirdim. Bununla birlikte çift nefeslik yapmamızı istediler. Biz denetim öncesi bunu da hazır ettik. Olay ihmalkarlıktan kaynaklanmaktadır. Bu saha bana teslim edilirken ruhsatta gösterilen alanın içini belirten imalat haritası da ekli bir şekilde verilmiş olsaydı ya da çalışma sırasında bu harita elimizde bulunsaydı bu olay meydana gelmeyebilirdi."

Haberin Devamı

Çalıştığı ocakta hiçbir şekilde bir sorunla karşılaşmadığını, bu nedenle böyle bir olay meydana gelebileceğini öngörmediğine vurgu yapan Özsoy, bu nedenle de belirtilen imalat haritasını temin etmeyi düşünmediğini ifade etti.

- "Eski ocak içerisinde çalıştığımızı bilmiyorduk"

Olayın meydana gelen alana ilişkin harita düzenlendiğini, MİGEM'in de buna onay verdiğini vurgulayan Özsoy, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kaldı ki; savcılık tarafından bana gösterilen çakıştırılmış harita elimde olsaydı kesinlikle işçileri bu alana sokmazdım. Ayrıca ben şüphelendiğim her durumda kendim orada değilsem ve bizzat göremiyorsam çalışmaları durdurup kendim gelerek sorunu gidermişimdir. 5-6 ay önce taş bacadan su geldiğini söylemeleri üzerine mühendis Cemile Karaca bu sudan bir miktar alarak yanıma getirdi. Kendim tattım. Tatlı su olduğunu tespit ettim. Hiçbir şekilde analize su göndermedim. Teknik nezaretçi Ali Kurt, 15 günlük periyotlarla düzenli olarak sahaya gelir. Ocak içine girip girmediğini bilmiyorum. Ayrıca nezaretçi defterine kaydettiği şeyleri bize tebliğ etmemiştir. Aslında bunların ocakta ilan edilmesi gerekir ancak Ali Kurt ilk başladığı birkaç dönem asılması gerektiği için biz kendisinden alarak astık. Daha sonra asma işlemini bıraktık. Bu defterdeki bildirimler, Ermenek Cenne İşletmesine yapılıyordu. Sondaj makinesi olsa bile bu olay olacaktı çünkü elimizdeki verilere göre eski ocak içerisinde çalıştığımızı bilmiyorduk. Bu olaydan dolayı üzüntü içerisindeyim."

Haberin Devamı

- Oğlu 'sen katil misin?' diye soruyormuş

Olaydan dolayı üzüntü içerisinde olduğunu dile getiren Özsoy, "Oğlum bana 'baba sen katil misin?' diye soruyor. Ben katil değilim. Ruhsatı verirken imalat haritaları vermeyen ya da bu çalışma esnasında 5 yıllık süre içerisinde bu haritaları temin etmeyen kişiler sorumludur. 2012'de çıkarılan haritada da eski ocaklar gözükmemekteydi" diye konuştu.

(sürecek)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!