Hayatın sürprizlerini şapkalarıyla bekliyorlar

İrem’in, “Aslında ben şapka tasarlamak istiyorum, hem şapka senin de tutkun” demesiyle yeni bir girişimin fitili ateşlenmiş. Elif Merve, “Kendi içimde sürekli bir işe yarama duygum ve ‘Bize ait bir şey yaratmalıyız’ hissimle baş etmeye çalışırken, moda meraklısı kız kardeşimin, “Ben şapka yapmak istiyorum dediği” an gerçek bir girişimci olmak için adım attık. Ortaya ‘Les Merimes’ çıktı” diyor. Bodrum’da butik bir şapkacı olarak doğan ve kısa sürede ünü ülke sınırlarının dışına taşan markanın hem kuruluş öyküsünü, hem de gelecekle planlarını Çopuroğlu kardeşlerden dinledik.

Elif Merve Çopuroğlu, 1986 İzmir doğumlu. Çocukluğundan itibaren takıp takıştırmayı sevmiş. Yaş aldıkça bu sevdası aksesuvarlarla birleşmiş ve şapkalar en büyük tutkusu olmuş. “İlkokul döneminde her çocuk gibi bana da, ‘Büyüyünce ne olmak istiyorsun?’ sorusu bolca soruldu. Ben de bu soruya her zaman, ‘Mimar olmak istiyorum’ diye yanıt verirdim. Sonuçta da Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü’nde okudum. Kariyer yolculuğumun ilk adımını hep istediğim mimarlık mesleğiyle attım. Yaklaşık 6 yıldır da stajyer olarak yanında başlayıp şu an birlikte projeler yürüttüğümüz yüksek mimar Emre Kunt’la çalışıyorum. Aynı zamanda hem şirket çatısı altında, hem de dışarıdan gelen müşteri taleplerini karşılamak için bağımsız şekilde çalışmaya devam ediyorum. Mimarlık kariyerim devam ederken, Bodrum’a temelli dönüş yapmamla birlikte daha kaliteli bir zaman geçirdiğimi ve kendime yatırım yapmak için harika bir alan oluşturduğumu fark ettim. Zaten çocukluğumdan beri sürekli olarak üretmeyi düşündüm ve ilk olarak ayna tasarladım” dedi.

ASLINDA KÜÇÜKLÜKTEN BERİ ERTELENEN BİR SERÜVEN
1996 İzmir doğumlu İrem Çopuroğlu’nu ise çocukluğundan beri heyecanlandıran, araştırmaya ve gözlemlemeye iten, merak uyandıran alan moda olmuş. “Moda tasarımı okumak en büyük hayalimdi. Ama psikolojiye olan ilgimi bir kenara atmamak adına, ailemi de dinleyerek Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bitirdim. Ne mutlu ki bana, okuduğum bölüm ve hevesim olan konular hayata bakışımı değiştirdi, geliştirdi. Şu an İstanbul’da bir PR ajansında staj yapıyorum. Girişimcilik ise aslında küçüklüğümden beri ertelenen bir serüvendi. Çünkü ablam da, ben de her zaman cesur ve renkli tarzımızla, duruşumuzla insanlara ilham olduğumuzu, tanımadığımız kişiler tarafından tarzımızın farklılıklarımıza rağmen ne kadar beğenildiğini çok duymuşuzdur. Modayı yakından takip eden, yenilikleri araştıran ve bunları kendi tarzımla yani vintage, ikinci el, yaşanmışlığı olan şeylerle harmanlamayı ve genç yaşta olmama rağmen eskiye çok saygı duyup seven biriyim” diye konuştu.

Çopuroğlu kardeşler, “Les Merimes, ruhu şapkanın ötesinde hissettirmek istediklerimizin peşinden gittiğimiz bir marka olarak dünyaya geldi” diyor.

SİNDİREREK, ÖĞRENEREK EMİN ADIMLA İLERLİYORUZ
Bir yandan kariyerlerine ayrı kulvarlarda devam eden Çopuroğlu kardeşler, öte tarafta ise ortak bir şeyler yapmak adına da kafa yoruyor. İrem Çopuroğlu, o süreci şöyle aktardı: “Şapka tasarlamak ve takmak bizim, özellikle de ablam için büyük bir tutkuydu. Bu tutkuyla yine bir gün yurtdışından şapka sipariş ettik. Ancak gelen şapkalar aynı bedenden olmasına rağmen farklı ölçülerde çıktı. Kumaşları bile farklı çıkınca, ‘Aslında ben tasarlamak istiyorum’ dememle bir anda kağıdı kalemi alıp çizim yapmaya başladık. Yani benim modaya olan tutkum, ablamın şapkaya aşkıyla harmanlandı. Birlikte 2 yıl önce ilk adımı attık. Hızlı yükselişlerin hızlı düşüşleri olduğuna inanan realist biri olarak bu süreci sindirerek, öğrenerek ve sektördeki Türk butik şapka marka talebini görerek yürüttük. Bunun meyvesi olarak da adını isimlerimizden alan ve yarattığımız bir kelimeyle, iki kız kardeş olduğumuz için de Fransızca’daki çoğul ekini eklediğimiz ‘Les Merimes’ adı çıktı ortaya.”

EL EMEĞİNİN DEĞERİ ARTIYOR

“PANDEMİ nedeniyle ne yazık ki hepimizin hayalleri, planları ertelendi” diyen İrem Çopuroğlu, ekledi: “Benim de aslında hayalini kurduğum ve Milano’ya gitmeye hazırlandığım bir moda tasarım eğitim sürecim vardı. Ancak şu anda dünyanın gidişatına göre hepimiz evriliyoruz ve yeni imkanlar yaratıyoruz. Ben de kendimi şimdilik Türkiye’de ve yurtdışında başarılı olduğunu bildiğim okullardan online benzeri eğitimler alarak geliştirmeye ve hevesimi kırmadan motive bir şekilde başladığım bu yolculuğu sürdürmeye kararlıyım. Dezavantajlarımızı avantaja çevireceğimiz, teknolojinin hızına rağmen el emeğinin değerine inandığımız ve ağırlık vereceğimiz yeni koleksiyonlar bizleri ve müşterilerimizi bekliyor.”

ELİNE BATAN İĞNELERE ALDIRIŞ BİLE ETMEDİ
“Anne ve babamız yolun başından bugüne, hiç bilmedikleri bir dünyada bizimle aynı hislerle, tam destekle yürüdü” diyen Elif Merve Çopuroğlu da, “Annem tüm bildiği becerilerini şapkalarımız için geliştirdi. Şapkalara tüyleri dikerken, eline batan iğneleri, silikonun yaktığı yerleri gülümseyerek geçiştirdi. Hiç bilmeden çıktığımız bu yolda evin salonunda kendimizi 300 şapkanın içinde ne yapacağımızı bilmeden bulup şimdi evin salonunda onları takan güzel insanları konuşur olduk. Şimdi kafamızdaki şapkalarla hayatın getireceği sürprizleri heyecanla bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

ÜNLÜ MARKANIN REYONUNDA

İREM Çopuroğlu, Les Merimes’i, “El yapımı, butik ve Bodrum çıkışlı bir şapka markası” olarak tanımladı ve şöyle devam etti: “Çıkışımızın Bodrum gibi akıllara yaz mevsimini getirmesindendir ki, insanın içini kıpır kıpır eden, ablamın, annemin ve benim el emeğimizle yarattığımız renkli, iddialı ve bizi yansıtan yazlık
modellerimizle geçen baharda ürünlerimizi satışa sunduk. İlk satış kanalımız internet sitemiz oldu. Yaz sezonunda ise Nikki Beach, Mandarin Oriental ve
Six Senses Kaplankaya bünyesinde yer aldık. Ayrıca, Atina’nın Glyfada bölgesinde bulunan bir kadın girişimciyle birbirimize destek olduk. Bu sezon da satış noktalarımıza Göcek ve bizi en çok heyecanlandıran işbirliklerinden biri olan Vakkorama’yı ekledik. Şu anda, geçen yıl Openhaus’ta ürünlerimizi sergilediğimiz kış sezonumuzu eklediğimiz birkaç yeni modelle birlikte satışa sunuyoruz.”

HEMCİNSLERİNE DE GELİR KAYNAĞI

PANDEMİ nedeniyle ertelenen ve daha markayı kurmadan önce şapkalarını takmasını hayal ettikleri kadınlarla işbirliklerinin olacağını söyleyen Elif Merve Çopuroğlu de gelecek planlarını şöyle paylaştı: “Ayrıca yine pandemi sonrasında Atina ile olan işbirliğimiz ve Mykonos’ta çalışmak istediğimiz butiklerle devam edecek. Tüm bunların dışında en çok yapmak istediğimiz ve yarıda kalan sosyal sorumluluk projelerimiz olacak. İlk olarak Bodrum Engelliler Vakfı ile daha önceki görüşmemize istinaden, oradaki birbirinden yetenekli arkadaşlarımızla şapkalarımızı boyayıp onlar adına satışa çıkaracağız. Bunun yanı sıra ihtiyaç sahibi veya ilgi alanı el işleri olan kadınlarımıza sepet örgü şeklinde hasır çantalar ördürmeyi, böylece hem onlara gelir yaratmayı, hem de marka gamımızı genişletmeyi istiyoruz.”

SIRADA AVRUPA'YA AÇILMAK VAR

MARKANIN en önemli gündem maddelerinden birinin hızlı tüketimi yavaşlatmayı desteklemek olduğunu paylaşan İrem Çopuroğlu, “Her sezon yeni modeller üretmek yerine bazı modellerimizi Vitali Hakko’nun şapkacısı, biriciğimiz Madam Katia ile hayata geçiriyoruz. Bazı modellerimizi ise ham halde aldığımız şapka kalıplarımızı değiştirerek, işleyerek, boyayarak yeni bir yorumla satışa sunuyoruz. Çünkü moda her ne kadar değişken olsa da bizim şapkalarımız sezonluk değil, ömürlük. Şapka kültürü olanlar bir şapkayı sezona göre değiştirmez. Ona ne kadar iyi bakarsa o kadar çok anı biriktirebileceğini bilir. İhracat konusuna gelirsek, en büyük arzumuz Türkiye çıkışlı bir marka olduğumuzu unutmayıp öncelikli olarak Avrupa ve İngiltere’de satışa sunmak” bilgisini paylaştı.