Çağrı Doğuş ile aramızda kalmasın "Tatil psikolojisi"

Güncelleme Tarihi:

Çağrı Doğuş ile aramızda kalmasın Tatil psikolojisi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2022 05:26

Uzun zamandır hayatımda olan ve yaptığı her işle gurur duyduğum klinik psikolog ve yazar Esra Ezmeci ile Çeşme’de bir araya geldik. Tatil mi psikolojimize iyi gelen, yoksa tatil psikolojisi mi? Birlikte geçirdiğimiz iki gün boyunca kafamdaki tüm bu soruları kendisine sordum. O da tüm samimiyetiyle yanıtladı.

Haberin Devamı

Çağrı Doğuş ile aramızda kalmasın Tatil psikolojisi

* Dünyada ve ülkemizde görülen koronavirüs psikolojimizi nasıl etkiledi?
- Kovid-19 Türkiye’de ilk vakanın görülmesiyle birlikte birçok soru işaretine neden oldu. ‘Bu hastalık nedir, ölümcül mü, kalıcı etkileri var mı?’ gibi sorular yoğun kaygı ve belirsizlikler içeren bilinmezlerdi. Bu durum da insanlarda daha önce olmayan ruhsal bozuklukların çıkmasına veya kişilerde zaten var olan ruhsal sorunların daha da artmasına neden oldu. Genellikle ortaya çıkan durumlar ise belirsizlik hislerinin yoğunlaşmasıyla birlikte belirsizliğe karşı tahammülsüzlük, yalnızlık hissi, çaresizlik, ümitsizlik, kaygı, panik hissi, yoğun korkular, uyku ve iştah sorunları, konsantrasyonda bozulmayı beraberinde getirdi. Bu durumların yaşantısal belirtisi olarak da duygu durum, kaygı, travma sonrası stres bozuklukları, depresyon, panik atak ve özellikle temizliğin çok önemsenmesiyle birlikte obsesif kompulsif bozukluk vakalarında ciddi artış gözlemlendi. Özellikle kişilerin sevdiklerini kaybetme, işsiz kalma, ölüm ve kişilerin sevdiklerine bu hastalığı bulaştırma korkuları psikolojik sağlamlılığı olumsuz yönde etkiledi.
* Tatilin ruh sağlımıza etkileri nasıl oluyor?
- Ruhsal ve fiziksel yönden dinlenebilmek ruhumuzun en temel ihtiyaçlarından biri... Kişiler, ruhsal, sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabildiği bir tatil yapabildiklerinde ruh sağlıklarına pozitif yönde katkıları oluyor. Uzun ve yoğun süre çalışılan bir iş hayatından sonra kişilerde psikolojik olarak depresif belirtiler, tükenmişlik hisleri, motivasyon kaybı gibi olumsuz süreçler görülebiliyor. İş hayatından tamamen soyutlanarak yapılan bir tatil ise bu duyguları yüksek oranda azaltıyor. Kişilerde tatilin verdiği motivasyonla birlikte tatil sonrasındaki iş performansında artış görülüyor. Tatil her kişi için çok farklı anlamlar taşıyor. Biri için tüm gün deniz kenarında güneşlenmek, diğer kişi için doğa ve tarihi geziler vb. olabilir. Önemli olan nokta ise kendimizi tanıyıp bizi gerçekten dinlendirecek tatil rotasını oluşturabilmek. Tatilin kişiye iyi gelmesinde ana konu içinde bulunduğu yaşamdaki rutinlerden sıyrılması ve ruhuna kendine iyi gelen aktivitelerle zaman geçirebilmesi. Tatilin ruh sağlığına etkisiyle ilgili yapılan birçok araştırma gösteriyor ki tatil kişilerin fiziksel şikayetlerinde azalmaya, uyku kalitesinde artışa neden oluyor. Ayrıca tatil tükenmişlik hislerinin önemli ölçüde azalmasını da sağlıyor.
* Ruh sağlığımız için ufak tatil molaları verilmesi gerektiği söyleniyor. Bu molalar ne kadar sıklıkla olmalı? Bu süreçte ruhumuza ne iyi gelir?
- Uzun ve yoğun bir çalışma hayatı kişilerde fiziksel, biyolojik ve sosyal yönden birçok olumsuzluk yaratabiliyor. Tatil ise kişide kortizol seviyesini aşağıya çekerek uykuda düzen yaratıyor. İyi hissetme haliyle birlikte mutluluk, rahatlama, sakinleşme sağlayan hormonların da salınımına yol açıyor. Bu durum kalp sağlığına iyi geldiği gibi ruh sağlığını da pozitif yönde etkiliyor. Ruh sağlığımıza iyi gelen ideal tatil süreci, birkaç küçük seyahate ek olarak yılda en az iki uzun seyahat yapmaktır. Yıl boyunca 8-14 günlük en az iki uzun yolculuk ve 3-4 dört günlük ufak seyahatler planlayabilirsiniz. İçinizi karartan, yorucu ve soğuk rutinlerden kaçmak için çoğunlukla sonbahar ve kış aylarında uzun tatil yapmaya çalışın.
* Tatilde bile olsak, ‘Şu saatte orada olalım, şunu yapalım, orada kalmamız lazım’ diyerek bazı şeyleri günlük hayatta yaptığımız gibi oldurma çabasına giriyoruz. Ve dolayısıyla tatil kafamızda planladığımız gibi gitmediğinde hayal kırıklığına uğruyoruz. Bu oldurma çabasından nasıl vazgeçebiliriz?
- Tatil kişide iş yaşamına benzer duygular yaşatmamalıdır. İş yaşamında kendimizden beklentilerimiz dışında iş hayatının da bizden beklediği sorumluluklar vardır. ‘Şu zamanında teslim edilmeli, şunu şu şekilde yapmalıyım’ vb. düşünceler de kişide sürekli bir kaygı hali yaratır. Tatil ise kişide motivasyon yaratmasının yanı sıra psikolojik olarak da dinlenme hali yaratmalıdır. Oysa kişiler tatil dolu dolu olsun, şöyle olsun, böyle olsun endişesiyle aslında daha çok yorularak tatilden bir şey anlamamakla birlikte yetişemeyip yapamadığı şeylerle birlikte aslında daha da yoruluyor. Kişi kendisini tatilde oldurma çabasına sokmamak için öncelikle tatile gidiş amacını belirlemelidir. Tatil hangi açıdan o kişiyi dinlendiriyor? Örneğin, gezip bir yerler görmek o kişiyi dinlendiriyorsa tatil öncesi ona uygun plan yapmalı ve bu plan dışında ek rutinleri o rutine dahil etmemelidir. Kişi daha tatile gitmeden önce tatil amacını belirlemeli ve o rutinden ne olursa olsun sapmamalıdır.

Haberin Devamı

Çağrı Doğuş ile aramızda kalmasın Tatil psikolojisi


* Yaz sonunda evlerimize dönerken adaptasyon sorunları yaşıyoruz. Bunun üzerinden nasıl gelinir?
- Uzun bir yaz tatilinin verdiği keyif hali sonrasında birçok olumsuz duygu açığa çıkabiliyor. Sinirlilik ve yorgunluk hali, tahammül duygusunda azalma, konsantrasyon güçlüğü, uyku ve iştah düzensizliği gibi depresif duygular tatil dönüşlerinde sıkça açığa çıkabiliyor. Özellikle tatil süresi ne kadar uzarsa adaptasypn süresi de o kadar zorlaşacağı için bu duyguların yaşanma olasılığı daha da artıyor. Bu durumun yaşanmaması adına en önemli adım tatilin gerçeklikten tamamen kopulduğu, her şeyin yok sayıldığı bir zaman değil de ufak bir mola olduğunu kabul etmektir. Artı olarak kişiler iş yaşamlarına döndükleri zaman kendilerine direkt olarak iş yaşamının yoğun sürecine odaklamak yerine ufak aktiviteler de yaratabilmelidir. Örneğin, belli aralıklarla sinemaya gitmek, yürüyüş yapmak, yeni bir hobi edinmek gibi durumlar olumsuz bir tablo yaşamayı en aza indirger. En önemli durum da iş sonrasına çok fazla yük ve sorumluluk bırakmamak ve bunların büyük çoğunluğunu tatil öncesinde halletmiş olarak tatilden daha az kaygı ile dönebilmektir.
* Çok gezen mutlu olur mu?
- İnsan, biyolojisi gereği sürekli çalışmaya odaklı bir canlı değildir. Bundan dolayı belli aralıklarla tatil yapmak kişinin bir noktada şarjını dolduruyor benzetmesi yapabiliriz. Eğer kişi bu şarj dolumunu yapmazsa elektronik cihaz benzeri bazı bozukluklar yaşayacaktır. Yine aynı benzetme üzerinden ilerlersek, çok fazla şarjda kalmak da telefonun pilinin bozulmasına ve telefonun aynı işlevde olmamasını sağlayacaktır. Yani bundan dolayı gerekli oldukça ihmal edilmeden şarj edilmelidir. İnsanlar için de bu şekilde sürekli olan bir gezme hali kişide belli bir süre sonra iyi hissettirme halinden uzaklaştırıp iyi duygularda bozulma yaratabilir. Bundan dolayı her konuda olduğu gibi işin özü dozunda ve gerektikçe olması...
* Şehirlerin psikolojisi olur mu?
- Evet olur. Her şehir aslında başka bir yere gittiğini bilerek gittiğin bir yerdir. Sen aslında uzaklaşmak istediğin için tatile gidiyorsun. İş ve aile hayatın, stresin neredeyse orası sana bir yerden sonra yük ve stresli gelmeye başlar. Çeşme benim için ayrı bir özelliği olan bir yer. Buradaki taş evler, yeşillik, daha küçük konseptte bir yer oluşu bana buradaki doğallığı, farklı bir yere gelmişim hissini ve o rahatlığı daha çok veriyor. Çeşme doğallıkla birlikte lüks karışımı da olan bir yer. Tatil beldelerinin lüks karışımı, fazla para harcama, lüksün karşılığında bir tatil ve huzuru alma duygusu Çeşme’de çok var. Çeşme, doğallığı ve büyüsü olan bir yer. ‘Başka bir yere geldim, gerçekten kafamı rahatlatacak bir yerdeyim. Burada yaşadığım stresi unutabilirim’ hissini veriyor. Burada tamamen her şeyi unutup hayata adapte olabilirsiniz. Doğallığı hissedip, ‘Başka yerdeyim ve kafamı rahatlatmaya geldim’ duygusunu çok yüksek veriyor.
* Tatil aşklarında nelere dikkat etmek gerek?
- Tatil aşklarında en çok dikkat edeceğimiz nokta çok hızlı başlamaması olmalı. Çünkü çok hızlı başlayan şeyler çok hızlı da bitebilir. Tatilde libidomuz çok yükseliyor. Tuzlu su alıyoruz. Tuzlu su insanın tüm enerjilerini dengeleyen ve yükselten bir şeydir. Libidonun yükselmesi demek cinsellik dürtülerinin de yükseleceği demektir. O da bir duygunun ve bir ilişkinin çok hızlı başlamasına sebebiyet verebilir. Çok hızlı başladığı zaman çok kalıcı ilişkiler inşa edemiyoruz. Hızlı başlayan şeyler çok çabuk tüketilmiş oluyor. Burada en önemli nokta şu: İlişki bir bir çaba gerekir, ‘Tatildeyiz, kısa vaktimiz var, hadi her şey yaşansın’ denmemeli. O çabayı kendi şehrinize döndüğünüzde de, burada olduğunuzda da devam ettirmek lazım. Tatil bir illüzyon. Ama bu kafa dağıtmayı, o illüzyonu tatildeki o aşklara çok yansıtmamak lazım.
* Çeşme deyince aklınıza gelen 3 şey nedir?
- Doğa, eğlence ve deniz.
* Çeşme’ye geldiğinizde gittiğiniz ilk 3 yer neresi peki?
- Momo Beach; denizi, servisleri ve yemekleri çok iyi. Cadde 75 Otel; kahvaltısı ve hizmeti güzel. Ve bir de Amavi. Amavi’nin de yemekleri, servisi muhteşem. Geldiğimde uğradığım ilk nokta oluyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!