TBM/Doğan: Kadına şiddetin önlenmesi için kızları okutalım

Güncelleme Tarihi:

TBM/Doğan: Kadına şiddetin önlenmesi için kızları okutalım
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2017 17:18

TBM/Doğan: Kadına şiddetin önlenmesi için kızları okutalım

Haberin Devamı

İstanbul, 24 Kasım (DHA) - Tüketici Başvuru Merkezi (TBM) Hukuk Komisyonu Başkanı Avukat İzzet Doğan, kadına yönelik şiddete karşı koruma önlemlerin ve yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını vurguladı ve Kadının eğitim seviyesinin yükselmesi için kızlarımızı okutalım" çağrısında bulundu.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1999 yılında, kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla 25 Kasım gününü "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" ilan ettiğine işaret eden Doğan, "Kadına şiddet Türkiye'de maalesef hala engellenemiyor" dedi ve ekledi:
"Ne yazık ki ülkemizde kadına şiddet her yıl artarak sürüyor; yalnızca Ekim ayında 40 kadın cinayete kurban edildi, 25 kadın cinsel şiddete maruz kaldı, 32 çocuk da cinsel istismara uğradı, 2002 ile 2016 yılları arasında 5 bin 734 kadın öldürüldü.
"Kadın sığınma evlerinde yedi binden fazla kadın beş bine yakın çocuk barınıyor.
"Bireysel silahlanma ve pompalı tüfek gibi öldürücü bazı silahlara kolay ulaşılabilmesinin kadın cinayetlerinin artışında önemli rolü olduğu da anlaşılıyor; 2017 yılında kadın cinayetlerinde tarihin en yüksek rakamları görülüyor."
Kadının kendi özgürlüğüne sahip çıkmak istemesi ve yaşamını ilgilendiren önemli kararları kendisinin vermek istemesinin erkek egemen toplum zihniyeti tarafından tepkiyle karşılandığına işaret eden Doğan, şunları söyledi:
"Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Hakkındaki Kanunun gerekçesinde belirtildiği gibi kadınlara ve çocuklara karşı şiddetin en çok kendileri için en güvenli ortam olması gereken aile içi ortamda gerçekleştirildiğini görüyoruz.
"Son yıllarda öldürülen kadınların yüzde ellisinden fazlasının katil zanlıları ise kocaları veya erkek arkadaşlarından oluşmaktadır.
"Öyle ki yemeğe koyduğu salça yüzünden bile katledilen kadınların varlığı sosyolojik açıdan incelenmesi gereken bir tablodur.
"Ayrıca kadınların birçoğu fiziksel olduğu kadar, cinsel, psikolojik, ekonomik baskı ve şiddete de maruz kalıyor."
Kadına şiddetin önlenmesiyle ilgili tercih edilen tarihin 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeninin 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde, diktatör Rafael Trujillonun emriyle Mirabal kardeşlerin tecavüz edilerek öldürülmesi olduğunu aktaran Doğan, 25 Kasım Gününün ülkemizde de kadına yönelik şiddetin önlenmesinin anlatılması için fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Devletin kadınları şiddete karşı koruma önlemlerinin ve yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını, kadına şiddeti önlenemediğini, konunun çözümü için bu tedbirlerin tek başına yetersiz kaldığını dile getiren Doğan, "Kadının eğitim seviyesinin yükselmesi, iş yaşamına katılması, ekonomik özgürlüğünün artması, ayaklarının üzerinde durabileceği ve her türlü şiddete karşı hiç kimseye muhtaç olmayacağı bir yaşam imkanına kavuşturulması gerekiyor. Kadının eğitim seviyesinin yükselmesi için kızlarımızı okutalım" diye ekledi.
Geleneksel aile yapısında evin kazancını sağlayan erkeğin ailenin reisi olduğunu anımsatan Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni Medeni Kanunumuz ile bu görüş değişmiştir. Şimdi eşler, gelirleri ve emekleri oranında ailenin geçimine katkı sağlamakla yükümlüdürler.
"Ayrıca sadakat kurallarına göre eşlerin ailenin gelirlerini, boşa harcamamaları, parayı israf etmemeleri gerekir.
"Geliri olmayan kadına eşinin ekonomik şiddet göstermemesi, onun ihtiyaçları karşılaması hem etik ve hem de yasal bir sorumluluktur.
"Ayrıca yuvayı dişi kuş yapar anlayışı kadınların tutumlu olduğunu ifade eder." (Fotoğraflı)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!