"Çernobil'in etkisi sürüyor"

Güncelleme Tarihi:

Çernobilin etkisi sürüyor
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2015 10:27

- Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Pekcan: - "Çernobil Nükleer Santrali patlamasının üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen etkileri devam ediyor" - "Radyasyon sinsice zarar veriyor, olaydan 10 yıl sonra tanımlanamayacak hastalıklarla ortaya çıkıyor"

Haberin Devamı

EDİRNE (AA) - Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Mesut Pekcan, Çernobil Nükleer Santrali patlaması sonrasında yayılan radyosunun etkisinin hala devam ettiğini söyledi.

Pekcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1986'da Çernobil Nükleer Santrali patlamasından sonra tiroid kanserlerinde artma olduğu konusunda sürekli ve resmi olmayan açıklamalar yapıldığını belirtti.

Patlama sonrasında yayılan radyasyonun etkilerinin bir süre sonra ortaya çıktığını ifade eden Pekcan, şöyle konuştu:

"Çernobil Nükleer Santralı patlamasının üstünden tam 28 yıl geçti ancak 1986'da yaşanan felaketin etkileri fazlasıyla görülüyor. Kazadan bu yana Ukrayna'da tiroit kanserine yakalananların sayısı on kat artmış. Birçok bilim adamı, kazanın etkilerinin yeni yeni çıktığı konusunda aynı kanıyı paylaşıyor. Çünkü, radyasyon sinsice zarar veriyor ve olaydan 10 yıl sonra tanımlanamayacak hastalıklarla ortaya çıkıyor. 20 yıl sonra bile kötü huylu tümöre ya da tiroit kanserine yol açabiliyor."

Haberin Devamı

Pekcan, Çernobil'deki patlamanın ABD ve Türkiye'yi de etkilediğini anımsattı.

- Türkiye'de guatr hastalığı ve kanser oranı

Pekcan, Türkiye'de guatr hastalığının sık görüldüğünü söyledi.

Guatrda boynun ön bölgesinde yutkunmakla birlikte çoğu zaman aşağı ve yukarı hareketli bir kitle belirdiğini ifade eden Pekcan, şöyle konuştu:

"Boynun ön bölgesindeki şişlik görülebilir veya elle hissedilebilir. Tiroitteki büyüme, guatrdır. Guatr oranı toplumda, coğrafi bölgeye göre değişiyor hatta bazı iyot yetmezliği olan bölgelerde göz ve elle belirlenebilen nodüller tespit edilebiliyor. Ultrasonla tiroit bezleri incelendiğinde veya tarama yapıldığında, toplumdaki yaklaşık yüzde 50 - 60 kişide yani iki kişide bir nodül saptanıyor. Nodüller kadınlarda erkeklere nazaran 4 misli fazla görülüyor."

Pekcan, nodüllerin vücutta işlev bozukluğu yapmasının yanı sıra kanser riski de taşıdığını ifade etti. Tüm katı yapıdaki nodüllerin yüzde 5'inin kanser riski taşıdığını aktaran Pekcan, toplumda en az yüzde 40 tiroid nodüllü insan bulunma olasılığı göz önüne alındığında konunun ciddiyetinin ortaya çıktığını vurguladı.

Haberin Devamı

Yapılacak basit bir hesaplamayla 75 milyon nüfusun en az 30 milyonunda tiroid nodülü bulunduğunun varsayılabileceğini dile getiren Pekcan, "Buna göre ise yüzde 5'i yani 1,5 milyon kişi tiroid kanseri hastası olarak aramızda bulunmaktadır. Troit nodülü hızla büyüyorsa, boyun lenf bezlerinde şişme varsa, seste değişme, kalınlaşma olan kişilerin dikkatli olması gerekir" diye konuştu.

Pekcan, tiroit bezlerinin az çalışması durumunda ses kısılmaları, düzensiz ve aşırı adet görme, kabızlık, soğuğa karşı direnç kaybı, güçsüzlük, kilo alma gibi belirtiler ortaya çıktığını, guatrın ilaç, radyoaktiv ve cerrahi müdahale ile tedavi edilebildiğini aktardı.

Pekcan, ayrıca tedavi edilmeyen hastaların troit kanseri olma riskinin yüksek olduğunu kaydetti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!