Pandemide yurt dışında eğitim görmek hayal mi?

Pandemi sürecinin başlaması ile yurt dışı eğitim sektörü nasıl bir değişim gösterdi?
Linda Kılıçcan/ Education First (EF): Mart ayı itibari ile bizim önceliğimiz yurt dışı okullarımızda hali hazırda eğitim alan öğrencilerimiz ve 2020 yaz ayında yurt dışı dil eğitimini planlayan öğrencilerimiz oldu. Türkiye ofislerimizde öğrencilerimizin ve velilerimizin kaygılarını anlayarak kendilerine destek olmaya özen gösterdik. Uçuşların ve sınırların kapalı olduğu dönemlerde ise öğrencilerimizin kurslarını ileri tarihlere kaydırarak yardımcı olduk.
Funda Aytaçoğlu/ EğitimAL Yurt Dışı Eğitim: Ülkelerde uygulanan karantina süreçleri ve Türkiye’deki vize ofislerinin ya da elçiliklerin kapanma kararları özellikle kısa dönemli eğitim planı yapan öğrencilerin planlarını ertelemelerine yol açtı. Ancak uzun vadeli akademik planlar yapan öğrencilerimiz, örneğin yüksek lisans, lisans ya da diploma programlarına kayıt yaptıranlar, başvuru süreçlerine devam ediyor. Karantina döneminde dahi yurt dışı eğitim için başvurular almaya devam etmemize rağmen maalesef elçiliklerin kapalı olması nedeniyle öğrencilerin vize başvurularını yapamadığımız bir süreç geçirdik. Ancak Eylül ayı itibariyle elçilikler kısmi de olsa başvuru kabul etmeye, ülkeler de belli kurallar çerçevesinde öğrenci kabul etmeye başladılar. Bu da yavaş yavaş farklı bir dengenin oturacağını ve öğrencilerin yurt dışı eğitim planlarına devam ettiğini gösteren en önemli tablo diyebilirim.

ZOR BİR SÜREÇ OLDU

Tuğba Çubukçu / Atlas Yurtdışı Eğitim: Birçok ülke önce vize başvurularını, ardından ise sınır kapılarını kapattı. Yurt dışında olan, gitmek üzere olan, vizelerini yeni almış, vizeye başvuracak öğrencilerimiz vardı. Hepsinin işlemlerini durdurmak zorunda kaldık. Öğrenciler açısından çok zor bir süreç oldu, hepsinin eğitimleri aksadı. Fakat okullar çözüm olarak hızlı bir şekilde çevrimiçi eğitime (“online eğitim”) yöneldiler. Sürecin başında çevrimiçi eğitimlerin nasıl işleyeceğini biz de bilmiyorduk fakat okullar hızlı bir şekilde bu sürece adapte oldular. Çevrimiçi eğitimlere başladılar.
Edip Başol/ Santral Yurtdışı Eğitim: Türkiye’deki eğitim firmaları dışında yurt dışında hizmet veren eğitim kuruluşları da bu yeni döneme adapte olmaya çalıştılar, halen de çalışıyorlar. Birçoğu uzaktan eğitim modellerine geçti. Uzaktan eğitimin mümkün olmadığı farklı programlar da (staj ve çalışma olanağı sağlayan programlar) halen bir bekleyiş sürmekte. Work and Travel gibi öğrencilerin hem çalışıp hem İngilizcelerini geliştirdikleri programlarda kotalar çok aşağılara çekildi, gidebilen öğrenci sayısı azaldı.

EVDEN ÇALIŞIYORUZ

Pandemi sürecinde çalışma koşullarınızda ve danışmanlığınızda ne gibi değişiklikler oldu?
Linda Kılıçcan: Pandemi sürecinin başlamasıyla beraber ev ortamında çalışmaya başladık. Hızlı bir şekilde koordine olarak, telefon, laptop gibi bazı eksiklerimizi tamamlayıp çalışanlarımızın evlerinde güvenli bir şekilde çalışmalarını sağladık. Yaklaşık üç ay kadar evlerimizden devam ettik. Toplantılarımızı ve öğrencilerimizle olan görüşmelerimizi, sunumlarımızı Zoom üzerinden online olarak gerçekleştirdik. Haziran başı itibariyle de kademeli olarak ofislere döndük. Öğrencilerimizin ve velilerimizin kaygılarını önemseyerek online görüşmelere de hala ağırlık veriyoruz.
Funda Aytaçoğlu: Evden çalışma şartlarına hiç alışkın olmasak da aslında yaptığımız tüm işlemlerin çevrimiçi olarak da yapılabileceğini gördük. Mecburen şartlara çok hızlı bir şekilde uyum sağladık. Bizimle görüşmek isteyen öğrencilerimizle çevrimiçi platformlar yardımı ile ya da telefon üzerinden iletişim kurduk. Hem Türkiye’de olan hem de yurt dışında eğitimine online olarak devam eden tüm öğrencilerimize destek vermeye devam ettik.
Tuğba Çubukçu: Hiçbir zaman çevrimiçi görüntülü görüşmeler yapmak aklımıza gelmemişti. Bu süreçte yeni bir çevrimiçi danışmanlık sistemi oluştu, Zoom gibi programlar üzerinden öğrenciler ve aileleriyle görüşmeler yapmaya başladık. Bu, insanların çok hoşuna gitti aslında. Şimdi, işten izin alıp gelmesi gereken veya farklı programlarından dolayı vakit bulamayan aileler ile hiç evden çıkmalarına gerek olmadan görüşebiliyoruz.
Edip Başol: Özellikle karantina döneminde uzaktan çalışma sistemine geçiş yaptık. Randevulu sistemimiz önceden de vardı fakat Haziran’dan itibaren randevulu sistem ile çalışmaya daha fazla dikkat ettik. Özellikle uzaktan çalışan danışmanlarımız nadir durumlarda yüz yüze görüşmek isteyen danışanlarımız için ofise geldiler. Randevular ile ofise giriş çıkışları en aza çekerek, yüz yüze görüşmeleri sınırlayarak devam etmeye çalıştık.

DÖVİZ ARTIŞININ ETKİLERİNİ HİSSETTİK’

Bu süreçte yurt dışı eğitime ilgi nasıldı? Enflasyonun hızı ve doların zaman zaman gerçekleşen yukarı seyri ile yurt dışı eğitim için talep artışı ya da düşüşü oldu mu?
Linda Kılıçcan: Pandeminin başladığı ilk birkaç hafta talep geçmiş dönemlere göre azaldı. Öğrencilerimiz ve velilerimizle mümkün olduğunca sık iletişim kurmaya çalışarak bağımızı kuvvetlendirdik. Online platformlarda bu talepleri canlı tutmaya çalıştık. Zira vakaların yüksek seyrettiği dönemlerde gerçekleşmeyecek bile olsa dil eğitimi günümüzde zorunlu bir ihtiyaç. Enflasyonun hızı ve doların zaman zaman artması elbette ki talepleri etkileyebiliyor ama çözüm yolları bulmak mümkün.
Funda Aytaçoğlu: Enflasyon ve dövizdeki günlük ani değişimler bizim her zaman yüzleştiğimiz bir problem oldu maalesef. Ancak uzun vadeli plan yapan öğrenciler eğitim planlarına yönelik yaptıkları birikimleri döviz olarak muhafaza ettikleri için artışlardan çok etkilenen öğrencimiz olmadı ve dolayısıyla herhangi bir talep düşüşü olmadı. Enflasyon ve döviz artışı özellikle kısa vadede yurt dışında dil eğitimi almak isteyen öğrencilerimizi çok etkiledi. Pandemi ve vize işlemlerini yürütebildiğimiz ülkeler çerçevesinde öğrencilerimizin nihai amaçlarına ve bütçelerine uygun ülkelere yönlendirme yaptık.

‘İŞ BULMAYA VE KARİYERİNDE İLERLEMESİNE KATKI SAĞLIYOR’

Tuğba Çubukçu: Talepte artış kesinlikle oldu diyemem. Bunu aslında pandemi süreci bittikten sonra daha iyi görebileceğiz. Bizim beklediğimiz biraz düşüş olması aslında. Şu anda eskiden 6 ay eğitimin ücretini karşılayabilecek bir öğrenci, aynı bütçe ile 4 ay eğitim alabilecek bir durumda. Dolayısıyla bütçe oluşturmak daha zor olacağından insanların daha fazla düşüneceğini ve yurt dışı eğitime talebin düştüğü bir tablo oluşacağını düşünüyorum. Biz bu sektörde birçok kriz yaşadık, döviz artışının etkilerini yakından hissettik. Bir süre sallantı oluyor fakat daha sonra normal seyrine dönüyor. Çünkü yurt dışı eğitim öğrencinin ileride iş bulmasına ve kariyerinde ilerlemesine gözle görülür bir katkı sağlıyor.
Edip Başol: Kısa süreli programlarda düşüşler var. Hem öğrenciler riske girmek istemedikleri için hem de maliyet faktörü resme dahil olduğu için. Fakat uzun dönemde öğrencinin çalışmasına da izin veren programlar doların artmasıyla talep görüyor. Öğrenciler gidip yurt dışında dolar biriktirebileceğini ve masraflarını karşılayabileceklerini düşünüyorlar. Dolar kazanılan Amerika ve Kanada gibi ülkeler dışında Avrupa’yı tercih eden öğrencilerimize de üniversite eğitiminde daha ekonomik opsiyonlar sunan Polonya ve Almanya’da eğitimi öneriyoruz.

PRENSİPTE AÇIK PRATİKTE KAPALI

Pandemide vize kabul süreci en kolay ve zor olan ülkeler hangileri?
Linda Kılıçcan: Mart ayı itibariyle ne yazık ki birçok ülke sınırları ile vize başvuru merkezlerini kapattı. İlk birkaç aydan sonra İngiltere vizelerine başvuru yapmaya başladık. Şu an güçlü başvuru yapabildiğimiz ülkelerden biri. Malta için on üç hafta ve üzeri programlarımıza başvuru yapabiliyoruz. Amerika, öğrenci vizeleri için çok ileri tarihlere randevu veriyor ancak her gün düzenli olarak gelişmeleri takip ediyoruz. Kanada, online olarak sadece uzun dönem öğrencilerin vize başvurularını kabul ediyor. Avustralya ise ne yazık ki başvuru kabul etmiyor.
Funda Aytaçoğlu: Pandemi süreci boyunca en fazla bilgilendirme yapan ve hem eğitim danışmanlık firmalarını hem de öğrencileri sürece dahil eden ülkeleri genel anlamda anadili İngilizce olan ülkeler; Kanada, İngiltere, İrlanda, Avustralya, Malta şeklinde sıralayabiliriz. Mart ayı itibariyle kapanan elçilikler Haziran – Temmuz ayı itibariyle faaliyetlerine kısmi olarak devam etmeye başladı. Şu anda vize başvurularını kabul eden ve gidişin serbest olduğu ülkelerin başında Kanada, İngiltere ve Malta geliyor. ABD elçiliği ise açık ve ülke öğrenci kabul ediyor görünse de yeni vize başvuru randevuları maalesef neredeyse 1 yıl sonrasına veriliyor. Bu sebeple prensipte açık, ancak pratikte kapalı diyebiliriz.
Hiçbir zaman hiçbir ülkenin vizesinin kolay ya da zor olduğu gibi bir tanımlama yapamayız. Ancak ülkeleri evrak odaklı ya da diyalog temelli gibi ayırmak mümkün. Örneğin; Kanada ve İngiltere sunulan evraka göre işlem yaparken, İrlanda ve Avustralya sunulan evraklarla ilgili soruları olması halinde öğrenciyi veya bizi arayarak güncelleme isteyebiliyor. Her evrak ya da öğrenci durumu yüzde yüz vizeye uygun olsa dahi, vize görevlisinin takdiri dediğimiz bir kısım var. Maalesef buna müdahale etmek mümkün olmuyor.

DÖRT GÖZLE BEKLİYORUZ

Tuğba Çubukçu: Bazı ülkeler hala vize başvurusu kabul etmiyor, ya da vize merkezleri belirsiz bir şekilde kapanıp açılıyor. Örneğin, İrlanda’ya tam başvuru yapmaya başlamışken İrlanda tekrar kapılarını kapattı. Böyle olunca vize alabilmek de anlamlı değil. Vize vermekte bir sıkıntı çıkartmıyor ülkeler. Doğru dosya hazırlığı ile yine öğrencilerin vizeleri alınabiliyor. Fakat eğitime kapalı olan ülkeler var. Amerika uzun bir süre yine vize başvurularını kapattı. Bu durum tabi ki öğrencilerin gidişini engelliyor, biz de dört gözle vize alma sürecinin normale dönmesini bekliyoruz.
Edip Başol: Kış aylarına girmek üzere olduğumuz ve vakalar arttığı için ne yazık ki elçilikler yine kapanacaktır. O yüzden bu soruya net bir cevap vermek mümkün değil. Fakat pandemi sürecinde bazı ülkeler öğrenciler için ekstra kolaylıklar sağlamaya başladı. Örneğin, İngiltere üniversite mezunlarına kolayca çalışma izni vereceğini açıkladı. Kanada’da benzer politikalar izliyor. Fakat şu an için vize kabulü alan öğrenci sayısı daha az ve süreçler halen oldukça yavaş.

ZAMANLA ESKİYE DÖNECEK

Pandemiden sonra ülkelerin yurt dışı eğitime ve uluslararası öğrencilere yönelik tavırlarında kalıcı olacağını düşündüğünüz değişimler var mı?
Linda Kılıçcan: Şu an için ön gördüğümüz bir değişim yok. Öğrencilerin eğitimlerini yurt dışına almaları ülkeler için de çok önemli bir gelir kaynağı. Bu sebeple bu sürecinin bitmesiyle her şeyin zamanla eski haline döneceğine inanıyoruz. Hatta bu süreçten sonra yurt dışında eğitime başvuramayan onlarca öğrencinin taleplerinde ciddi bir yoğunluk dahi olabilir.
Funda Aytaçoğlu: Bu süreçte ülkelerin hem vatandaşlarına hem uluslararası öğrencilere yaklaşımları hem bizi hem de öğrencileri çok etkiledi. Bazı ülkeler uluslararası öğrencilere aylık yardım yaparken, bazı ülkelerin ise sahip olunan vizelerle ilgili hiçbir esneklik yapmaması öğrencilerin de karar aşamalarını etkiler hale geldi. Ancak pandemi sürecinin mevcut ivmesini kaybetmesiyle öğrencilerimizin de hayatlarıyla ilgili beklemeye aldıkları kararlarını yeniden gündeme getireceklerini ve bu bekleme sürecinin kalıcı olmayacağını düşünüyorum.

Tuğba Çubukçu: Bence pandemiden sonra bütün düzenin normal seyrine dönmesi için ellerinden geleni yapacaklar. Özellikle dil okulları bu süreçte çok kan kaybetti. Fakat aynı zamanda hep beraber çevrimiçi eğitimlerin faydasını da gördük. Birçok okulun kafa yorup yatırım yapmadığı çevrimiçi eğitimlere bütçe harcanacaktır ve bu sistem bir opsiyon olarak devam edecektir diye düşünüyorum, okullar ile görüşmelerimiz sırasında hep bu yönde görüşler öne çıkıyor.

Edip Başol: Dediğim gibi, ülkeler uluslararası öğrencileri çekebilmek için ikna edici politikalar izleyeceklerdir. Vizelerin ve çalışma izinlerinin daha kolaylıkla verilmesi bunlardan bazıları olabilir.