Begümhan Doğan Faralyalı: Güvene dayalı güçlü bir Türkiye hikayesi yazabiliriz

Güncelleme Tarihi:

Begümhan Doğan Faralyalı: Güvene dayalı güçlü bir Türkiye hikayesi yazabiliriz
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2017 19:01

Begümhan Doğan Faralyalı: Güvene dayalı güçlü bir Türkiye hikayesi yazabiliriz

Haberin Devamı

BURSA, (DHA) CAPITAL ve Ekonomist dergileri tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ‘Yeni Türkiye, Yeni Büyüme Hikayesi’ oturumunda moderatörlüğü TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Sani Şener üstlendi. Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, Anadolu Grubu Otomotiv Grubu Başkanı Bora Koçak, Capital Partners Türkiye İcra Kurulu Başkanı Hasan Arat, Value Center Kurucusu Richard Barett, Independent Yazarı Simon Calder ve LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük’ün konuşmacı olarak katıldığı panelde Türkiye ekonomisinin geleceği konuşuldu.

"GÜVENE DAYALI GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE HİKAYESİ YAZABİLİRİZ"

Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, hayatta her zaman soru sormayı merak etmiş biri olarak, ekonominin yanına felsefe eğitimi aldığını söyledi. Yurtdışı eğitimimi tamamlayıp Türkiye’ye geldiğinde, Türkiye’de insanların ayrıştığını ve farklılıkların müştereklerden çok daha fazla konuşulmaya başladığını ifade eden Begümhan Doğan Faralyalı, halkın ortak noktası kalmamış gibi hareket ettiğini söyledi. 

Bir grup arkadaşıyla Türkiye’de farklı yerlerde ev sohbetlerine gitmeye başladığını dile getiren Begümhan Doğan Faralyalı, “Doğrusu o sohbetlerde şunu gördüm. Ne kadar yoksun olursak olalım bir çay ikramı bizde hala yaşayan ve bize ait olan bir değer. Zengininde fakirinde sofrasında simit olması bize ait bir değer. Biz koskoca bir ülkeyiz ve aileyiz. Sokaktaki herkes çocuğum, teyzem, amcam şeklinde birbirine hitap ediyor. Çok fazla müşterekimiz var” diye konuştu.

2015 yılında bir kutuplaşma araştırması yayınlandığını belirten Begümhan Doğan Faralyalı, farklılıkların çok konuşulmasının ortaklıkların yokmuş hissi uyandırdığını vurguladı ve şunları söyledi:

“Bu duygularla Doğan Grubu olarak ortaklığımız yokmuş hissine geldik. Bu projede 20’den fazla toplumda kabul görmüş insana ve üniversitelere ‘Sizce nedir bizim müşterekimiz?’ diye sorduk. Ben İstanbullu iş kadını Begüm, İzmirli öğretmen Ayşe hanım, Adanalı taksi şöförü Ahmet bey bir masaya otursak çocuklarımız için hayallerimizde o kadar müşterekiz ki, o kadar aynı şeyleri istiyoruz. Büyük bir muhabbet başlatmak amacımız”

Bu araştırmanın parçası olarak değerler araştırması yaptıklarını ifade eden Begümhan Doğan Faralyalı, “Araştırmada 3 tane soru sorduk sizin kişisel değerleriniz nelerdir? Ülkede bugün gördüğünüz değerler nelerdir? Ülkede görmek istediğiniz değerler nelerdir? Kişisel değerlere baktığınız zaman bin 800 kişiyle yaptık. İlk sırayı adalet, ahlak, aile, hoşgörü, dürüstlük kavramlarının aldığını gördük. Sonuçta Türkiye’de bütün kadın-erkek, Türk - Kürt sosyal olarak farklı yerlerde olanlar, herkes aynı değerleri görmek istiyor” ifadelerini kullandı.

Bu hikâyede en kritik nokta olarak güveni gördüğünü belirten Begümhan Doğan Faralyalı, Türkiye’de her 10 kişiden 9’u birbirine güvenmediğini söylerken, Danimarka’da sorduğumuzda karşısındakine güvenmediğini söyledi. Danimarkalıların iyi niyet ve güveni sosyal sermayenin en önemli unsuru olarak gördüklerini kaydeden Begümhan Doğan Faralyalı, “Sosyal sermaye de refah için ekonomik sermaye kadar önemli. Danimarka, mutluluk endeksinde dünyada birinci sırada. Bu sene Davos’ta Danimarka Maliye Bakanı’na ‘Neden mutlulukta bu haldesiniz?’ diye sordum. Bana ‘güven’ cevabını verdi. Bir toplumda güven arttıkça refah seviyesi yükseliyor” dedi.



Toplumda güven inşa edilmesi gerektiğine inandığını belirten Begümhan Doğan Faralyalı, “En basiti hepimiz kendi mahallelerimizden dışarı çıkmaya başlayarak, bunu başlatabiliriz. Ben inanıyorum ki Türkiye’de değerlerimizi ve müştereklerimizi hatırlayarak birbirimizle konuşarak güvenli bir ilişki sistemi oluşturarak güçlü bir Türkiye hikâyesi yazabiliriz” diyerek sözlerine son verdi.

"2020’DE İNTERNETTEN 100 BİN İKİNCİ EL ARAÇ SATACAĞIZ"

Anadolu Grubu Otomotiv Grubu Başkanı Bora Koçak ise 25 yıldır otomotiv sektöründe çalıştığını söyledi. Beş aydır Anadolu Grubu’nda otomotiv grubu başkanı olduğunu belirten Koçak, cirolarının üçte birini ihracattan yaptıklarını dile getirdi. Garenta markasıyla 30 bin araçla kiralama sektöründe hizmet verdiklerini dile getiren Koçak, ikinciyeni markasıyla da Türkiye’nin en çok ciro yapan online ikinci el araç satım platformu olduklarını kaydetti. 2016 yılında online platformda 17 bin araç sattıklarını ifade eden Koçak, hedeflerinin 2020 yılında 100 bin araç satmak olduğunu söyledi. Türkiye’de otomotiv sektörünün istihdam ve ciro açısından son birkaç yılın bir numaralı sektörü haline geldiğini dile getiren Koçak, “Dünyada otomotiv sektörü arzın talebi oluşturduğu bir noktaya ulaştı. Yapılan yatırımlar talepten daha fazla olduğu için otomobiller daha ucuz fiyatlara satılıyor. Dünyada 2016’da 96 milyon araç üretildi. Bunların yüzde 87’si binek otomobildi. Bu verimsizliğin oluşturduğu ortamda birçok birleşme satın alma gibi hareketlerle konuya çözüm bulunmaya çalışılıyor” diye konuştu. 

Türkiye’nin dünyadaki otomobil üretiminin yüzde 1.5’unu ürettiğini ifade eden Koçak, Türkiye’de otomotiv sanayinin montaj üzerine kurulu olduğunu ve bu durumun Türkiye’yi çıkmaza soktuğunu söyledi. Dünyada otomotiv sektöründe kartların yeniden karıldığını kaydeden Koçak, “Sektör elektrikli otomobile doğru yöneliyor. Tesla daha çıkarmamış olduğu elektrikli otomobil için 400 bin talep aldı. Elektrikli otomobilin bakım maliyeti diğer araçların 10’da biri olduğu için talepler artıyor. Tek bir araca sahip olmayan Uber dünyada en fazla insan taşıyan alt yapı haline geldi. Uber gibi organizasyon yapan mekanizmalar otomotiv sektörünün karlılığından maksimum miktarda faydalanıyor” diyerek sözlerine son verdi.

"KÖTÜ GİDİŞE SON VERMEK İÇİN MORAL DEPOLAMAMIZ LAZIM"

Capital Partners Türkiye İcra Kurulu Başkanı Hasan Arat ise yeni Türkiye’yi oluşturmak için moralimizin yüksek olması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin Pisa eğitim araştırmasında OECD ülkeleri arasında 40’ıncı sırada olduğumuzu belirten Hasan Arat, gençlerin itiraz etmediklerini ve haklarını aramadıklarını kaydetti. İtiraz etmeyen toplumun yenilikçi olamayacağını belirten Hasan Arat, toplumun hayalde kurmadığını dile getirdi. Turizmde 41 milyon turistten 31 milyon turiste düştüğümüzü ve turizm gelirinin 31.5 milyar dolardan 22 milyar dolara düştüğünü belirten Hasan Arat “Son 10 yılda turizme 21 milyar dolar yatırım yapıldığını dile getirdi. Olimpiyat oyunlarını Türkiye’nin kazanmamasını gezi protestoları ve terör olaylarına bağlayan Hasan Arat, ülkenin bir bütün olarak yeni hikayesini yazması gerektiğini söyledi.

"TÜRKİYE'DE FARKLI GRUPLAR BİR ARAYA GELİP KONUŞABİLMELİ"

Value Center Kurucusu Richard Barett ise Türkiye’de ortak değerlerin yakalanması gerektiğini söyledi. Farklı dini liderlerin bir masaya oturup bir uzlaşıya varmaları gerektiğini belirten Richard Baret, konuşma şeklinin değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Binlerce kurumun değerlerini 60 ülkede ele almaya çalıştıklarını ifade eden Richard Barett, çalışanların değerlerini hayata geçirecek bir kurumun başarılı olacağını tespit ettiklerini dile getirdi. Liderlerin kurumun kültüründen sorumlu olduğunu açıklayan Richard Barett, liderin önce kendini değiştirerek kurum kültürü oluşturması gerektiğini kaydetti.

"35 ÜLKENİN 14'ÜNDE SEKTÖR LİDERİYİZ"

LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük ise 35 ülkede faaliyet gösterdiklerini belirterek, global marka olma yolunda emin adımlarla yürüdüklerini söyledi. 35 ülkenin 14’ünde sektör lideri olduklarını ifade eden Küçük, “30 bin üzerinde istihdam sağlıyoruz. En fazla kadın istihdamı sağlayan firmayız. Haftada 10 milyon ziyaretçi alıyoruz” dedi. 

Perakende sektöründe bardağın dolu tarafını gördüklerini vurgulayan Küçük, eğitim düzeyinin düşüklüğüne rağmen milli gelirin yüksek olduğunu vurguladı. 2002 yılından sonra Türkiye’nin cazibe merkezi olduğunu ve perakende sektörünün bu durumdan olumlu etkilendiğini dile getiren Küçük, rekabetin artmasının kaliteyi yükselttiğini, aynı zamanda da fiyat azalmasının tüketicinin alım gücünü yükselttiğini söyledi.

"KAÇAN TURİSTİN GERİ GELMESİ İÇİN TEŞVİK GETİRİLMELİ"

Independent Yazarı Simon Calder ise Türkiye’nin rekabet açısından avantajlı olduğunu söyledi. Türkiye’yi tehdit eden unsurların bu avantajı olumsuz etkilediğini belirten Simon Calder, tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin kalkındırılması gerektiğini ifade etti. Bir ay önce Alman kanalında Türkiye övülerek insanların gitmesi gerektiğinin söylendiğini kaydeden Simon Calder, kötü olaylardan dolayı Türkiye’den uzaklaşan turistlerin geri gelmesi için teşvikler verilmesi gerektiğini belirtti.

(FOTOĞRAF) 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!