"Osmanlıca öğrenmek hem kolay hem zor"

Güncelleme Tarihi:

Osmanlıca öğrenmek hem kolay hem zor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2014 11:52

- Harvard-Koç Üniversitesi Osmanlıca Yaz Okulu kurucularından Prof. Dr. Tekin: - "Eğer bugünkü Türkçeyi, Arap alfabesiyle yazma ve okutmayı hedefliyorsak bu, çok kısa bir zamanda, mesela bir ayda öğretilebilir" - "Bu dili öğrenmek hem çok kolay ve bir o kadar zordur. Osmanlıcayı öğrenen kişilerin en azından 1 yıl Arapça ve Farsça grameri öğrenmesi gerekir" - "Osmanlıcayı imam hatip liselerindeki öğrenciler çok iyi öğretmenlerin kılavuzluğunda daha ileri bir seviyede öğrenebilir. Sonuçta bu liselerin öğrencileri Arapçayı öğrendikleri için Arap alfabesiyle yazılmış Türkçe eserleri de kolayca okuyabilir"

Haberin Devamı

BALIKESİR (AA) - ZAFER AKPINAR - Harvard-Koç Üniversitesi Osmanlıca Yaz Okulu kurucularından, klasik Türk edebiyatı uzmanı Prof. Dr. Gönül Tekin, bugünkü Türkçenin, Arap alfabesiyle yazılması ve okutulması halinde Osmanlıcanın çok kısa bir zamanda, bir ayda öğretilebileceğini belirterek, "Bu dili öğrenmek hem çok kolay ve bir o kadar zordur. Osmanlıcayı öğrenen kişilerin en azından 1 yıl Arapça ve Farsça grameri öğrenmesi gerekir" dedi.

Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlıca Araştırmaları Vakfı bünyesinde açılan Osmanlıca Yaz Okulunda önemli çoğunluğu ABD olmak üzere İngiltere, Almanya, Yunanistan, İsrail gibi ülkelerden gelen master veya doktora öğrencilerine, tarih, sanat tarihi, mimarlık, edebiyat gibi alanlarda uzmanlaşmış araştırıcılara Osmanlıca eğitimi verdiklerini söyledi.

Haberin Devamı

Harvard ve Koç Üniversitelerinin desteğiyle Ayvalık'ta açılan ve yaz aylarında eğitim verilen bu okula gelenler arasında Yakındoğu mimarisi, arkeolojik buluntular, Bizans tarihi, Yakındoğu sanat tarihi, müziği, dilleri ve edebiyatları üzerinde çalışmak isteyenlerin de bulunduğunu dile getiren Tekin, 1997 yılından beri çoğunlukla yurt dışından gelen öğrencilere öğretim veren bu okuldan 250'den fazla öğrenci yetiştiğini anlattı.

Tekin, yetişen bu öğrenciler arasında bugün Amerika'daki üniversitelerde öğretim görevlisi olanlar bulunduğu gibi bazılarının da kendi alanlarında eserler yayınladığını kaydetti.

Latin alfabesi nasıl İngilizce, Fransızca, Almanca ve Türkçe eserlerin yazılmasında kullanılıyorsa, Arap alfabesinin de Arapça, Farsça ve Türkçe eserlerin yazılmasında kullanıldığını ifade eden Tekin, şöyle konuştu:

"15. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar Osmanlı Devletinde Arap alfabesiyle meydana getirilmiş olan manzum ve mensur (şiir ve düz yazı) eserlerdeki yazı dilinin adı Osmanlıcadır. Aslında bu dil, içinde Arapça, Farsça ibareleri, deyimleri ve ifadeleri ihtiva eden Türkçedir. Bugün nasıl Türkçenin içinde pek çok İngilizce, Fransızca, Yunanca, hatta İtalyanca kelimeler ve deyimler bulunmakta ise Osmanlıcanın içinde de yukarıda belirttiğimiz yabancı unsurlar bulunmaktaydı. Ama bu durum, kullandığımız Türkçeyi başka bir dil haline getirmemiştir. Ancak 15. yüzyıldaki Osmanlıca çok sade ve anlaşılabilir bir Türkçe olduğu halde yabancı kelimeler ve ifadeler yüzyıllar boyunca giderek Türkçenin içinde fazlalaşmış, nihayet 17. yüzyıldan başlayarak 19. yüzyıla kadar çok zor anlaşılır, kompleks bir dil meydana gelmiştir."

Haberin Devamı

Bu yüzden Osmanlıcanın dibi görünmez bir kuyu olduğunu vurgulayan Tekin, "Bu dili öğrenmek hem çok kolay ve bir o kadar zordur. Osmanlıcayı öğrenen kişilerin en azından 1 yıl Arapça ve Farsça grameri öğrenmesi gerekir. Hatta Fars diline ve edebiyatına aşina olması lazımdır. Zira İranlılar, edebiyat ve kültür alanında Orta Asya'dan beri bizim üstadımız ve hocamız olmuşlardır. Özellikle eski Türk edebiyatına ve Divan edebiyatına İran edebiyatı büyük ölçüde etki yapmıştır" dedi.

- "Bir ayda öğretilebilir"

"Bu durumda liselerde okutulacak Osmanlıcanın hangi seviyede olacaktır?" sorusuyla karşılaştıklarını dile getiren Tekin, şunları kaydetti:

"Eğer bugünkü Türkçeyi, Arap alfabesiyle yazma ve okutmayı hedefliyorsak, bu çok kısa bir zamanda, mesela bir ayda öğretilebilir. Belki iki ay içinde öğrencilerimiz Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri, Yakup Kadri gibi yazarlarımızın eserlerini Türkçe grameri çok iyi öğretmek şartıyla okuyabilirler ancak Osmanlıcayı İmam hatip liselerindeki öğrenciler, çok iyi öğretmenlerin kılavuzluğunda daha ileri bir seviyede öğrenebilirler. Sonuçta bu liselerin öğrencileri Arapçayı öğrendikleri için Arap alfabesiyle yazılmış Türkçe eserleri de kolayca okuyabilirler. Ancak Osmanlı kültürünün hazinesi olan yazma kütüphanelerindeki 16-19. yüzyıllara ait el yazması eserleri ve çeşitli yazı şekillerini öğretmek hedef alınmış ise bu yıllar isteyen bir öğrenimi gerektiren, uzmanlık isteyen bir iştir. Esasen bu konular halihazırda edebiyat fakültelerimizde tarih, edebiyat, sanat tarihi bölümlerinde öğretilmektedir."

Haberin Devamı

Bu yüzden Osmanlıcanın liselerde seçmeli ders olması gerektiğini belirten Tekin, "Kim ileride bu dili gerektiren bir alanda çalışmak istiyorsa Osmanlıcayı liselerde seçmeli ders olarak almalı, böylece öteki öğrencilerin vakti alınmamalıdır. Bu günahtır, zira fizik, kimya, biyoloji, matematik, astronomi okuyan öğrenciye Osmanlıca niye lazım olsun? Ancak İslam tarihine, felsefesine, edebiyatına, ilahiyatına ilgi duyanlar için liselerde seçmeli ders olarak Osmanlıca öğretilebilir" ifadesini kullandı.

Tekin, Osmanlıcadan önce liselerde eski Türk edebiyatının ve Türk tarihinin öğretilmesinin daha iyi olacağını vurgulayarak, ancak bunun samimi olarak öğretilmesini istedi.

Haberin Devamı

Son zamanlarda eski Türk edebiyatına gereken değerin verilmemeye başlandığını ifade eden Tekin, "Öyleyse neden Osmanlıca dersini konuşuyoruz? Bu durumda Osmanlıcanın ne önemi var? Yıllar önce Hacettepe Üniversitesindeyken, Türk dili ve edebiyatı bölümünde her öğretim yılının başında program yaparken 'Eski Türk edebiyatını kaldıralım, kimse ilgilenmiyor' deniyordu. Edebiyat, içinde bir toplumun dünya görüşünü, insan anlayışını, çeşitli hayat görüşlerini içerir. İşte kültür olarak öğrenmek istemediğimiz dilin neden sadece kelimelerini ve yazısını öğrenelim. Kısacası Osmanlıca ve Arap alfabesi, yani eski yazı, kültür tarihimizdeki yeri ve değeri göz önünde tutulacak biçimde öğretilmelidir" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!