Baharın Müjdecisi ‘Nevruz Bayramı’ Coşkuyla Kutlandı

Güncelleme Tarihi:

Baharın Müjdecisi ‘Nevruz Bayramı’ Coşkuyla Kutlandı
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2015 18:11

Baharın müjdesi olarak kabul edilen ‘Nevruz Bayramı’ Ardahan Üniversitesi’nde coşkuyla kutlandı. İBEF Korkut Ata Konferans Salonu’nda düzenlenen panel ile başlayan etkinlikler, ARÜ Halk Oyunları Topluluğu tarafından sergilenen gösteri ile devam etti.
Konferans salonundaki programın tamamlanmasının ardından İBEF önünde nevruz ateşi yakıldı. Çalan hareketli müzikler eşliğinde öğrenciler doyasıya ‘Nevruz Bayramı’nı kutladı. Ayrıca Ardahan Üniversitesi Gençlik Eğitim Merkezi tarafından katılımcılara çeşitli ikramlar dağıtıldı.
Nevruz Bayramı etkinliklerine; Rektör Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Ardahan Vali Yardımcısı Deniz Pişkin, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Orhan Söylemez ile Prof. Dr. M. Hanefi Palabıyık, Genel Sekreter Ercan Gültürk, İBEF Dekanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, İİBF Dekanı Prof. Dr. Hakkı Büyükbaş, ARÜGEM Başkanı Canan Korkmaz, akademik ve idari personeller ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Etkinlikler düzenlenen panel ile başladı. Panelin oturum başkanlığı ARÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sulayman Kayıpov tarafından yürütüldü. ARÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Şureddin Memmedli, Doç. Dr. Ranetta Gafarova ve Yrd. Doç. Dr. Ahmet İçli panelist olarak yer aldı. Panelin açış konuşması Prof. Dr. Kayıpov tarafından yapıldı. Eski Türkler’in tabiata olan sevgisinden bahseden Prof. Dr. Kayıpov, tarihin en eski takvimlerinden birisi olan 12 hayvanlı takvimin Türkler tarafından oluşturulduğunu ifade etti. Nevruz Bayrımı’nın evrensel bir nitelik taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Kayıpov sözlerine şöyle devam etti; “ sadece Türkler’in değil, Türkler’in bir arada bulunduğu, bir arada yaşadığı, birlikte kurduğu evrensel bir kavramdır ve herkes kutlar. Eskiden beri Türkler tek başlarına, başka milletlerden ayrı yaşamamışlardır. Başka milletler ile kültür alış verişi yaparak uygarlık ortaya koymuş bir toplumdur. O yüzden bugün biz eğer Nevruz Bayramı’nı Türk bayramı olarak kutluyorsak çok da doğrudur ama sadece bizim bayramımız değil, bizimle kader paylaşan bütün insanlarındır. Zaten Nevruz’un felsefesi, içeriği o zaman zengin olur.” Türkler’in tabiat sevgisinin Çin kaynaklarında da yer aldığına değinen Prof. Dr. Kayıpov; “ Çin kaynaklarında su hakkında Türkler’in nasıl düşündüğü yazmaktadır. ‘Bizim komşularımız Türkler tabiatı çok iyi bilirler. Onlar bizim hiç önemsemediğimiz su hakkında uzun uzun şiirler söylerler ve onun ne olduğunu dilimizde anlatırlar. Onlar tabiatla iç içedirler. Bizim onlardan çok şey öğrenmemiz lazım.’ Eski Çin kaynaklarında bu yazılmış.’ şeklinde konuştu.
PROF. DR. MEMMEDLİ; ‘NEVRUZ BAYRAMI UNESCO TARAFINDAN ULUSLARARASI BAYRAM OLARAK KABUL EDİLDİ’
Prof. Dr. Kayıpov konuşmasını tamamladıktan sonra sözü Prof. Dr. Şureddin Memmedli’ye verdi. Prof. Dr. Memmedli ‘Azerbaycan’da ve Azerbaycan Şiirinde Nevruz’ isimli konuşmasını yaptı. Prof. Dr. Memmedli Ardahan’ın iklim koşulları nedeniyle Nevruz Bayramı’nın 23 mart tarihinde kutlanmasının doğru olduğunu ifade etti. Konuşmasına Nasrettin Hoca’dan bir örnek ile devam eden Prof. Dr. Memmedli; “ Nasrettin Hocaya sormuşlar: Dünyanın merkezi neresi? Elindeki asasını yere vurmuş, söylemiş ki burasıdır. İnanmıyorsanız kanıtlayın. Şimdi ben de diyorum ki Nevruz’un beşiği, merkezi neresidir diye sorsalar, ben derim ki Azerbaycan’dır.” şeklinde konuştu. Nevruz Bayramı’nın Azerbaycan için önemine değinen Prof. Dr. Memmedli, Azerbaycan’ın girişimleri ile Nevruz’un UNESCO tarafından uluslararası bayram olarak kabul edildiğini belirtti.
Azerbaycan’da Nevruz Bayramı’nın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Kayıpov, iki hafta öncesinden hazırlıkların başladığını belirterek sözü panelin bir diğer konuşmacısı olan Doç. Dr. Ranetta Gafarova’ya bıraktı. Doç. Dr. Gafarova ‘Kırım-Tatar Türkleri’nde Nevruz Bayramı’ isimli konuşmasını gerçekleştirdi. Tüm dünyadaki Türkler gibi Kırım-Tatar Türkleri’nin de Nevruz Bayramı’nı aynı şekilde kutladığını belirten Doç. Dr. Gafarova sözlerine hazırlamış olduğu slaytlar eşliğinde devam etti. Kırım-Tatar Türkleri’nin Nevruz Bayramı’nda milli kıyafetler giyerek, milli yemekler yaparak kutladığını belirten Doç. Dr. Gafarova ayrıca Nevruz Bayramı’nın danslar, şenlikler ve çeşitli oyunlar ile kutlandığını ifade etti. Nevruz Bayramı’nda genç kızlar arasındaki bir geleneğe değinen Doç. Dr. Gafarova; “ genç kızlar fal bakar. Nevruz’un gecesinde yüzüklerini suyun içine koyup, gülün altına koyarlar. İkinci günü gülün yanına gelirler. Genç kızların en küçüğü yavaş yavaş yüzükleri çıkarır. Kimin ki birinci çıkarsa o kız bu sene evlenecektir.” dedi.
Panelin son konuşması Yrd. Doç. Dr. Ahmet İçli tarafından yapıldı. Nevruz’un kuzey yarım kürede bir çok halk tarafından kutlandığını belirten Yrd. Doç. Dr. İçli, hepsinin ortak noktasının baharın gelişi ve tabiatın yeniden canlanışı olduğuna dikkat çekti. Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki Nevruz Bayramlarına değinen Yrd. Doç. Dr. İçli; “ Osmanlılar da Nevruz Şureddin Hocam’ın da bahsettiği gibi tam 9 gün kutlanmaktaydı. O dönem itibari ile de 21 marttan 2 gün önce başlar, 28 marta kadar devam eder. Bunlardan bir tanesi ‘hassa’, bir tanesi ise ‘amme’ nevruzu. Amme Nevruzu ile Hassa Nevruzu arasında padişah güzel bir şekilde halkı selamlar, onlara ikramlarda bulunurdu.” dedi. Yrd. Doç. Dr. İçli’nin sözlerini tamamlamasının ardından Rektör Prof. Dr. Ramazan Korkmaz tarafından panelistlere birer teşekkür belgesi takdim edildi.
NEVRUZ KARDEŞLİĞİ PERÇİNLEMELİDİR
Panelin kapanış konuşmasını yapan Prof. Dr. Korkmaz, nevruzun Kafkasya coğrafyasında tabiatın uyanışına insanların katılması olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Korkmaz; “ Bu bayram aynı zamanda bütün insanların barışına, huzuruna, esenliğine, sağlığına katkı sağlayacak bir uyanışlar bütünüdür. O bakımdan bayramlar toplumlara, insanlara huzur getirmeli, barış getirmeli, onların kardeşliklerini perçinlemelidir.” şeklinde konuştu. Panelin tamamlanmasının ardından etkinlikler ARÜ Halk Oyunları Topluluğu tarafandan sunulan folklor gösterisi ile devam etti.
NEVRUZ ATEŞİ İBEF ÖNÜNDE YAKILDI
Nevruz Bayramı kutlamaları İBEF önünde yakılan ‘Nevruz Ateşi’ ile devam etti. Nevruz ateşini Rektör Prof. Dr. Korkmaz, Ardahan Vali Yardımcısı Deniş Pişkin, İBEF Dekanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan ve öğrenciler birlikte yaktı. Katılımcılar ateş üzerinden atladıktan sonra örs üzerinde demir dövdü. Öğlen saatlerinde ARÜGEM tarafından hazırlanan nevruz pilavı ve çeşitli ikramlar katılımcılara dağıtıldı. Rektör Prof. Dr. Korkmaz tencerenin başına geçerek öğrencilere nevruz pilavı dağıttı. Çalan hareketli müzikler ile katılımcılar halaylar ve halk oyunları eşliğinde doyasıya eğlendi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!