ENKAZI BİLE ZARAR VERİYOR

Güncelleme Tarihi:

ENKAZI BİLE ZARAR VERİYOR
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2021 09:01

TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu tarafından hazırlanan raporda, Batı Akdeniz’de sayıları her yıl artan mermer ocaklarının kapandıktan sonra bile çevreye zarar verdiği belirtildi.

Haberin Devamı

TÜRK Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Antalya İl Koordinasyon Kurulu, bölgedeki maden ocaklarının doğaya etkileriyle ilgili bir rapor hazırladı. Raporda, bölgedeki mermer ve taş ocaklarının işletildikten sonra terk edilmesi, hiçbir ekolojik önlem alınmaması ve kendi haline bırakılmasının ekolojik açıdan hassas bölgelerde doğal çevrenin bozulmasına yol açtığı belirtildi.

KAPANMALARI BİLE YETMİYOR
Önlem alınmadığı takdirde, maden ocağı faaliyetlerinin etkilerinin, işletmeler kapatılıp terk edildikten sonra dahi sürdüğü ifade edilen raporda mermer ve taş ocağı faaliyetlerinin çevre bozulmasına yol açtığı vurgulandı. Mermer ocakları için gerçekleştirilen kazı çalışmalarında alana adaptasyon sağlamış ve yeniden temini çok zor olan doğal bitki örtüsünün uygun olmayan yöntemler ile yüzeyden kaldırıldığı da kaydedildi.

Haberin Devamı

YEREL TÜRLER YOK OLUYOR
Raporda şu bulgular yer aldı: “Atık depolama ve taşıma faaliyetleri de doğal bitki örtüsünün bozulmasını tetikleyen faktörlerdir. Mermer ve taş ocağı faaliyetleriyle bölgeye özgü yerel türlerin hızla kaybolması tahribatı daha ciddi boyutlara ulaştıracaktır. Bitki örtüsü ve toprak yapısında meydana gelen bozulmalar sonucu alanda yaşayan fauna doğrudan zarar görecektir.”

BİTKİ ÖRTÜSÜNE BÜYÜK ZARAR
“Taş ve mermer ocaklarının, gürültü ve görüntü kirliliği, ekolojik zararları, bitkilerde stres, hayvanlarda davranış bozuklukları oluşturması, tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile bölgede yaşayan insanlara olan etkileri, ocak çalışanlarına zararları, karayolu trafiği bakımından olumsuz etkileri mevcuttur. İlgili verilere bakıldığında bu tür faaliyetin bitki örtüsü, biyoçeşitlilik üzerinde kalıcı ve bertaraf edilemez etkileri olacaktır.”

DOĞAL ALANLAR BOZULMAMALI
“Mermer ocakları bir kefeye; tarım, hayvancılık, özellikle de ekoturizm gibi sektörler diğer kefeye konulduğunda, ekonomik olarak değerlerinin yanında, hangisinin sürdürülebilirlik açısından daha önemli olduğuna bakılmalı. İnsanların ve diğer canlıların huzurunun, yaşam kalitesinin bozulmamasına dikkat edilmeli. Doğal alanlar parçalanmamalı ve bozulmamalı.”

OCAKLAR GÜNDEMDEN DÜŞMÜYOR
Özellikle son 10 yıldır Antalya, Isparta ve Burdur’un gündeminden düşmeyen taş ocaklarının sayısı artmaya devam ederken, çevre örgütleri ile meslek odalarının itirazları da yükseliyor. Taş ocağı tahribatının en yoğun yaşandığı bölge olan Isparta’nın Sütçüler ilçesinde yaklaşık 100 mermer ocağı bulunuyor. 380 maden ruhsatı olduğu belirtilen ilçe genelinde çalışmaları bittikten sonra terk edilmiş 87 mermer ocağı var.

Haberin Devamı

SİT ALANINA MADEN OCAĞI
Sütçüler’in İbişler köyü sınırlarındaki mevcut mermer ocağının yanında yeni bir ruhsat daha verildi. Yaklaşık 100 hektarlık ruhsat sahasında mermer çıkarmak için 48 bin 612 ağacın kesilecek olması tepki çekti. Tartışma yaratan başka bir konu da arkeolojik sit alanı olarak koruma altına alınan alanda mermer ocağı ruhsatı verilmesiydi. Konunun ortaya çıkmasıyla ÇED süreci önce sonlandırıldı, sonra da projede koordinat değişikliği yapılarak yeniden başlatıldı.

BÖLGE İNSANI TEPKİ GÖSTERİYOR
İlçedeki mermer ocaklarının atıklarını döktüğü Yeşilyurt köyünün Mandallar Mahallesi heyelan bölgesi ilan edilerek boşaltıldı. Yeşilyurt köyünde 9 ayrı mermer ocağının faaliyete olduğu belirtildi. Evlerinden çıkarılan 110 köylü Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun (KYK) yurduna yerleştirildi. Antalya’nın Kaş, İbradı ve Gündoğmuş ilçelerinde de mermer ocaklarına karşı yöre halkı eylem yaptı. Başlatılan hukuki süreçlerin bir bölümünde iptal kararı alındı.

Haberin Devamı

ÇED’LERE JEOLOJİ KRİTERİ
Maden ocakları için verilen ÇED raporlarına jeoçeşitliliğin korunması kriterinin de getirilmesini isteyen Jeoloji Mühendisleri Odası, “Başta madencilik, çarpık kentleşme, yanlış yerleşim alanı seçimi ve altyapı tesisleri ile hızla yok edilen jeolojik zenginliklerin korunması amacıyla çevresel etki değerlendirilmesi (ÇED) raporlarında jeoçeşitlilik kriterleri zorunlu hale getirilmeli. Yapılan faaliyetlerin jeoçeşitlilik üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi sağlanmalı” çağrısı yaptı.

YEREL YÖNETİMLERE GÖREV
Jeoloji Mühendisleri Odası’nın çağrısında şu ifadeler yer aldı: “Yerel idarelerin çevre koruma daire başkanlıklarının görev alanları genişletilerek, jeoçeşitliliğin korunması konusunda da çalışmalar yürüten birimler haline dönüştürülmesi sağlanmalıdır. Sonuç olarak, biyoçeşitlilik ve kültürel çeşitliliğin oluşmasının, gelişmesinin temelini de oluşturan jeoçeşitliliğe, yani ortak evimize geç olmadan sahip çıkmalıyız.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!