Güncelleme Tarihi:
80 yaşındakİ hayırsever Hasan Peker. O, öyle bir okuma aşkıyla dolu ki kendisi ve çocuklarında bu aşkı yaşayamayınca, karaları bağlamak yerine imkanı olmayan öğrencilere yardım elini uzattı. 1950’li yılların sonunda başladığı yardım serüveniyle, bugüne kadar onlarca öğrencinin eğitimini tamamlayıp iş sahibi olmasını sağladı.“Tek başına bir eğitim vakfı”na dönüşmesinin öyküsünü anlatan Hasan Peker, destek verdiği öğrencilerinin birçoğunu hiç tanımadığını ifade etti. Peker, o dönem hissettiklerini şu sözlerle aktardı: “Askere gidince cehaletimi gördüm.
Burs vermeye nasıl başladı
Cehalet çok acı bir şey. Kültürlü olmadığımı o zaman fark ettim. İstanbul’dan geri gelmek istemedim. Uluslararası gemilerde telsizcilik yapacaktım, başka ülkelere gitmek istiyordum. Babam mektup yazmış, okuyunca çok üzüldüm ve memlekete geri döndüm. Ondan sonra da ekip biçmeye başladım.”Çok istemesine rağmen çocuklarının da okuyamadığını dile getiren Peker, burs vermeye nasıl başladığını şu ifadelerle anlattı: “1950’li yılların sonuydu. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramıydı. Koşu yarışı yapılıyordu. Mahallemden bir çocuk yarışıyordu. Üzerindeki atlet öyle bir karaydı ki çok üzüldüm. Yarışı o çocuk kazandı. Çocuğa bahşiş verdim. Burs vermeye başlamama eski, kirli atletli çocuk öncülük etti. Onu okuttum.” İlk yıllarda sadece Peker, “50 senedir burs veriyorum. Çok öğrencim oldu. Sadece 15’inin iletişim bilgileri va” diye konuştu.
Ankaralı öğrenciyi unutamıyor
1977 YILINDA Ankara’da burs verdiği bir kız öğrenciyle daha sonra rastlantı sonucu tanıştığını anlatan Peker, “Boynuma sarıldı ve ‘amca sen olmasaydın, ya namusumu satacaktım ya okulu bırakacaktım’ dedi. Ondan sonra sonra ağırlıklı olarak kız öğrencilere burs vermeye başladım. ‘Bir kız çocuğu, birinden yardım istese başına ne gelir’ diye düşünüyorum” dedi. Burs verdiği 40 öğrenciden 25’inin üniversite, 15’inin lisede öğrenim gördüğünü kaydeden Peker, bu sayıyı 50’ye çıkarmayı hedeflediğini de söyledi.