Sahteciliğin bu kadarı

Güncelleme Tarihi:

Sahteciliğin bu kadarı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2007 00:00

Seyit K. işadamıydı. Merkezi Ankara’da bulunan iş yerinde çalışmalarını yürütüyor zaman zaman da muhtelif illere seyahatler yapıyordu. Yanında çalıştırdığı insanlara olan yaklaşımı çevresince de örnek olarak gösteriliyor, çalışanlarının haklarını en ince detayına kadar düşünüyor ve de hayata geçiriyordu.

Tabi bu arada, iyi niyetini istismar eden veya çalışma barışını bozan kişilere karşı da aynı kararlı tutumunu sergiliyor, olumsuz atmosfer yaratabilecek yaklaşımlara meydan vermiyordu.

Bir sabah yine iş yerine gelmişti. Bir yandan günlük gazeteleri okuyor bir yandan da çayını yudumluyordu. Ofisinin kapısı çalındı. İçeriye PTT görevlisi girdi. Elindeki zarfı Seyit K.’ya uzatarak teslim evrakını imzalattı. Zarf hiç de hoş olmayan bir durumun haberini içeriyordu. İmzalamış olduğu yüksek miktardaki bir senedin ödenmesine ilişkin bildirimi kapsıyordu.

ŞAŞKINLIK VE ÖFKE YAN YANA

Seyit K., zarf içerisinden çıkan senet fotokopisini inceledi. Senetteki "borçlu" adına atılmış imzalara dikkatle baktı, imzalar kendi imzalarıydı. Ancak, böyle bir senedi imzalamadığına emindi. Hafızasını zorladı, düşündü, amacı yanılma payını sıfıra indirmekti. Tüm kayıtları tekrar tekrar kontrol etti, imzalamış olduğu ve ödeme bazında tarih sıralamasını içeren kayıtlarında bu senetle ilgili en ufak bir bilgi yoktu. Yüksek miktardaki senedi düzenlemediğine kanaat getirmişti getirmesine de, senetteki imzaların kendi imzaları olmasına da bir türlü anlam veremiyordu.

Gece uyuyamadı. Sabah Avukatını aradı. Avukatı da çıkmazdaydı. "Borçlu" imzalarının Seyit K.’nın imzaları olması avukatın da elini kolunu bağlıyordu. Ama yine de ilgili merciler nezdinde girişimde bulunularak, imza incelemesi yapılmasının uygun olacağı, imzaların gerçek imzalara bu denli benzemelerine karşın, yine de bir takliden sahte olarak atılmış olabilecekleri ihtimalinin de değerlendirilmesi gerektiği düşünüldü. Senet, adli makamlarca gönderilen mercide uzmanlarca incelendi ve sonuçta imzaların Seyit K. elinden çıkmış olduğu kesin olarak belirlendi. Aslında bu sonuç Seyit K. ve avukatı için hiç de sürpriz değildi ama bir umut olarak bağlandıkları imzaların takliden sahte olarak atılmış olmaları ihtimali de ortadan kalkmıştı.

İŞTE BİLİMSEL ÇALIŞMA VE İŞTE GERÇEK

Seyit K. içinde bulunduğu durumu bir türlü kabullenemiyordu. Artık sadece bu konuya odaklanmıştı. Hak etmediği bir durumla karşı karşıyaydı fakat, elinden de bir şey gelmiyordu. İmzaların da kendisine ait oluğunun belirlenmiş olması, kendisini iyiden iyiye karamsar bir hale getirmişti. Ekonomik durumunu derinden sarsacak miktardaki senedi ödemesi hemen hemen imkansızdı.

Seyit K., avukatı aracılığı ile, senedin bir kez de Kriminal Polis laboratuvarlarında incelenmesi konusunda adli mercilere müracaatta bulundu. İsteminin uygun görülmesi paralelinde, söz konusu senet, Kriminal Polis Laboratuvarları Daire Başkanlığı’na gönderildi. "Belge İncelemeleri" Şubesi’ndeki deneyimli uzmanlar, senedi ilk planda imza yönünden incelemeye aldılar ve imzaların Senet K.’nın elinden çıkmış olduğunu belirlediler. Ancak senet kağıdı üzerindeki bölgesel fakat çok bariz olmayan kağıt elyafındaki normal olmayan görüntüler, uzmanların dikkatini çekti. Senet, Ultra-Viole (Mor ötesi) ve İnfrared (Kızıl ötesi) ışınlar altında detaylı incelemeye alındı. İnceleme sırasında, senedin bazı bölümlerine "kimyasal silinti" metodunun uygulandığı, bu bölümlerde bazı ifadelerin ve rakamların yer aldığı, silinen bölümlerde harf ve rakam kalıntılarının mevcut olduğu gözlendi. Bu arada, senedin kenar kesimlerinin de normale uymadığı, farklı bir kesim içerdiği tespit edildi.

Kriminal laboratuvardaki ileri teknoloji içeren ve teknik verilere dayanan çalışmalar sonucu gerçek ortaya çıkmıştı. Söz konusu senet, aslında Seyit K.’nın çizgisiz, beyaz dosya kağıdı üzerine düzenlediği ve imzaladığı işiyle ilgili bir sözleşmeydi. Bu sözleşmenin belirli yerlerinin "kimyasal" yolla silindiği, silinen bu bölümlere baskı teknikleri kullanılarak "senet" metninin oluşturulduğu, Seyit K.’nın Sözleşme metnindeki imzalarının düzenlenen sahte senette "borçlu" imzası olarak değerlendirildiği, diğer bir deyimle sözleşmenin düzenlenmiş olduğu kağıdın "senet" haline dönüştürüldüğü ve böylece Seyit K.’nın günlerini cehenneme çeviren borç altına sokulduğu tespit edilmişti.

Peki bütün bunları kim mi yapmıştı? Bu kişi, Seyit K.’nın, dedikodu yapması, huzursuzluk çıkarması, bazı çalışanlara şiddet uygulaması ve iş yerindeki çalışmaları olumsuz etkilemesi ve verimi düşürmesi nedeniyle belli bir süre önce işten çıkardığı işçisi Hilmi’den başkası değildi...

Hızlı attı tutamadım

POLİS, hastaneye intikal eden yaralı ile ilgili soruşturma başlatır. Karadenizli iki kardeş, evlerinin çatı aralığındaki birikmiş hurdaları satmak isterler. Ağabey çatıya çıkar, hurdaları aşağıya atmaya başlar. Aşağıdaki kardeşi atılan tüm hurdaları tutup istifler, biri hariç... Buzdolabı! Ağır yaralanıp, hastaneye kaldırılan küçük kardeş, Polise verdiği ifadesinde, ağabeyinin buzdolabını "hızlı attığı" için tutamadığını belirtir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!