Oruç tutan işçiler dikkatli çalışmalı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2007 00:00
Sanayi bölgelerinde çalışanlarda el yaralanmalarına sık rastlandığını belirten Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, "Oruç nedeniyle bazı insanların günün ikinci yarısında enerji ve dikkatleri azalmakta. bu nedenle sanayide çalışanların daha dikkatli olmaları gerekir" dedi.
PLASTİK Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, sanayi bölgelerinde çalışanlarda el yaralanmalarına sık rastlandığını belirterek, özellikle Ramazan boyunca bu tür yerlerde çalışanların daha dikkatli olmalarını önerdi. Çetinkale, iş kazalarının genellikle yorgunluk ve uykusuzluk kaynaklı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Sanayi bölgelerinde çalışanlarda el yaralanmalarına sık rastlanıyor. En sık yaralanan parmak ise uzun parmaktır. Genellikle çalışan insanların yorgun ve uykusuz, zaman zaman da yaşlarının küçük ya da acemi olmaları, iş kazası veya trafik kazası gibi bir çok yaralanmayı beraberinde getirmektedir."
Ramazan ayı dolayısıyla bu konuda daha duyarlı olunmasını öneren Çetinkale, açıklamasında, "Yazdan kalma iklimin hala devam ettiği şu sıcak günlerde daha uzun süre oruç tutulmakta. Oruç nedeniyle tam uykusunu almadan ve tüm gün gıda almadan çalışan bazı insanların günün ikinci yarısında enerji ve dikkatleri azalmakta. Bu nedenle sanayide çalışanların bu dönem daha dikkatli olmaları gerekir" uyarısında bulundu.
Çetinkale, Türkiye’de hemen hemen her hastanenin acil polikliniğinde bu tür yaralanmalara müdahale edildiğini, komplike yaralanmalarda ise uzman hekime ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
Sigaradan kurtulmak için iyi bir fırsat
SİGARAYLA Savaşanlar Vakfı’na kayyum olarak atanan Necmettin Güngör, "R amazan ayı oruç tutanlar için önemli bir avantaj ve fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir" dedi.
Güngör, insanlar üzerinde manevi etki oluşturan ramazan ayının, kötü alışkanlıklardan kurtulmak için uygun bir dönem olduğunu vurguladı.
Kişilerin, istemelerine rağmen vazgeçemedikleri bu alışkanlıklarından, bu dönemde bir süre de olsa uzaklaştıklarına işaret eden Güngör, bu fırsatın en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Ramazan ayı süresince oruçlu olunan saatlerde ara verilen sigaradan tamamen kurtulmak isteyenlerin, öncelikle ne yapmak istediklerine karar vermeleri gerektiğini ifade eden Güngör, şöyle konuştu:
ÖNEMLİ BİR AVANTAJ
"Ramazan ayı, oruç tutanlar için önemli bir avantaj ve fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir. Tiryaki, oruç tutuyorsa zaten 14 saat sigara içmiyor demektir. Bunu devam ettirmesi çok da zor değildir. Bu avantajı değerlendirmek isteyen öncelikle bu bağımlılıktan kurtulma isteğinde olmalıdır. Bu istek, sigara bırakmaya atılan ilk adımdır. Ramazan boyunca kişi nasıl açlığa alışıyorsa, sigarasızlığa da alışabilir ve bunu devam ettirebilir."
Karacabey camisi
HACETTEPE Üniversitesi Sıhhiye Kampüsü’nde yer alan cami, Celáleddin Karacabey tarafından 1440 yılında türbe, hamam da dahil olmak üzere külliye şeklinde yaptırıldı. Külliyenin, hamamı ve mahzen gibi yapılarından günümüze bir eser kalmamıştır. Külliye zaman zaman onarım gördü. 1790 yılına ait tutunaklarda, "Cami, türbe, imaret, çeşme, su yolları ve çifte hamamların harap olması sebebi ile onarılması için keşif yapılmıştır" yazısı yeralıyor. Külliye daha sonra 1892 yılında meydana gelen depremden sonra yine onarılmıştır.
Cami, Karacabey Vakfı’na aitti. Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra da devam eden vakıf, Vakıflar Genel Müdürlüğü denetiminde, hayatını sürdürmektedir. Cami çevresindeki tarihi doku, Hacettepe Üniversitesi’nin inşası ile birlikte yok edildiğinden cami, cemaatini kaybetmiş durumdadır.
300 kişilik kapasiteli camide bir imam görev yapmaktadır. Tek şerefeli tek minaresi olan caminin orjinal kalan kısmı giriş kapısıdır. Alçı olan mihrabı, diğer camilerdeki mihraplardan değişik olarak 1.5 metre duvarın içinde yeralmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda ana yapı restorasyonu bitirilen caminin müştemilatı ise restore edilmektedir. Cami bahçesine, şadırvan ve tuvalet yapılmaktadır.
Cami müştemilatında Karacabey Türbesi yeralmaktadır. Ayrıca sahipleri bilinmeyen çeşitli mezarlar da cami bahçesinde bulunuyor.
"Sanayi bölgelerinde çalışanlarda el yaralanmalarına sık rastlanıyor. En sık yaralanan parmak ise uzun parmaktır. Genellikle çalışan insanların yorgun ve uykusuz, zaman zaman da yaşlarının küçük ya da acemi olmaları, iş kazası veya trafik kazası gibi bir çok yaralanmayı beraberinde getirmektedir."
Ramazan ayı dolayısıyla bu konuda daha duyarlı olunmasını öneren Çetinkale, açıklamasında, "Yazdan kalma iklimin hala devam ettiği şu sıcak günlerde daha uzun süre oruç tutulmakta. Oruç nedeniyle tam uykusunu almadan ve tüm gün gıda almadan çalışan bazı insanların günün ikinci yarısında enerji ve dikkatleri azalmakta. Bu nedenle sanayide çalışanların bu dönem daha dikkatli olmaları gerekir" uyarısında bulundu.
Çetinkale, Türkiye’de hemen hemen her hastanenin acil polikliniğinde bu tür yaralanmalara müdahale edildiğini, komplike yaralanmalarda ise uzman hekime ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
Sigaradan kurtulmak için iyi bir fırsat
SİGARAYLA Savaşanlar Vakfı’na kayyum olarak atanan Necmettin Güngör, "R amazan ayı oruç tutanlar için önemli bir avantaj ve fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir" dedi.
Güngör, insanlar üzerinde manevi etki oluşturan ramazan ayının, kötü alışkanlıklardan kurtulmak için uygun bir dönem olduğunu vurguladı.
Kişilerin, istemelerine rağmen vazgeçemedikleri bu alışkanlıklarından, bu dönemde bir süre de olsa uzaklaştıklarına işaret eden Güngör, bu fırsatın en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Ramazan ayı süresince oruçlu olunan saatlerde ara verilen sigaradan tamamen kurtulmak isteyenlerin, öncelikle ne yapmak istediklerine karar vermeleri gerektiğini ifade eden Güngör, şöyle konuştu:
ÖNEMLİ BİR AVANTAJ
"Ramazan ayı, oruç tutanlar için önemli bir avantaj ve fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir. Tiryaki, oruç tutuyorsa zaten 14 saat sigara içmiyor demektir. Bunu devam ettirmesi çok da zor değildir. Bu avantajı değerlendirmek isteyen öncelikle bu bağımlılıktan kurtulma isteğinde olmalıdır. Bu istek, sigara bırakmaya atılan ilk adımdır. Ramazan boyunca kişi nasıl açlığa alışıyorsa, sigarasızlığa da alışabilir ve bunu devam ettirebilir."
Karacabey camisi
HACETTEPE Üniversitesi Sıhhiye Kampüsü’nde yer alan cami, Celáleddin Karacabey tarafından 1440 yılında türbe, hamam da dahil olmak üzere külliye şeklinde yaptırıldı. Külliyenin, hamamı ve mahzen gibi yapılarından günümüze bir eser kalmamıştır. Külliye zaman zaman onarım gördü. 1790 yılına ait tutunaklarda, "Cami, türbe, imaret, çeşme, su yolları ve çifte hamamların harap olması sebebi ile onarılması için keşif yapılmıştır" yazısı yeralıyor. Külliye daha sonra 1892 yılında meydana gelen depremden sonra yine onarılmıştır.
Cami, Karacabey Vakfı’na aitti. Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra da devam eden vakıf, Vakıflar Genel Müdürlüğü denetiminde, hayatını sürdürmektedir. Cami çevresindeki tarihi doku, Hacettepe Üniversitesi’nin inşası ile birlikte yok edildiğinden cami, cemaatini kaybetmiş durumdadır.
300 kişilik kapasiteli camide bir imam görev yapmaktadır. Tek şerefeli tek minaresi olan caminin orjinal kalan kısmı giriş kapısıdır. Alçı olan mihrabı, diğer camilerdeki mihraplardan değişik olarak 1.5 metre duvarın içinde yeralmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda ana yapı restorasyonu bitirilen caminin müştemilatı ise restore edilmektedir. Cami bahçesine, şadırvan ve tuvalet yapılmaktadır.
Cami müştemilatında Karacabey Türbesi yeralmaktadır. Ayrıca sahipleri bilinmeyen çeşitli mezarlar da cami bahçesinde bulunuyor.