Selahattin Anatürk

Hedefe ulaştıran gizli güç

30 Mayıs 2020
Güdüleme, bir iş ve eyleme kalkışmayı, katılmayı ya da bir işlemde başarılı olmayı kolaylaştırıcı öğeler yoluyla sağlanan eğilim kazandırıcı, ödüllendirici, özendirici ve yönlendirici çaba olarak ifade edilir.

Aynı zamanda güdüleme, diğer bir insan davranışını etkileme veya davranışını değiştirme ve yeni bir davranışta bulunmasını sağlama sürecidir.

Unutmamalıyız ki bireyin öğrenme sürecinde güdülenme bir ön koşul görevi üstlenir. Öğrencinin başarabilirim, öğrenebilirim ve bu işi yapabilirime yönelik güdülenmesi, profesyonel eğitim programlarında önem taşıyan bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır.

Güdü ve güdülenme kavramı psikolojinin keşfetmiş olduğu ve eğitimde de yer eden önemli kavramlardan biridir. İnsanların ve hayvanların davranışlarının altında güdüler yatar. Güdüler ya içinde bulunduğumuz süreçte bilinen ve kolaylıkla anlaşılabilen, ya da henüz pek açık seçik anlaşılamayan türden olabilir. Nerede olunursa olunsun ve ne yapılırsa yapılsın, her davranışın altında bir güdü veya güdüler silsilesinin yattığı unutulmalıdır.

Öğrencileri güdülemek için öğretmenlere öneriler

Güdülenmede, hedefi görmek ve benimsemek önemlidir. İnsan hedefini kendisi belirlediğinde hem hedefini iyi tanır hem de tüm gayreti ile hedefine ulaşmaya çalışır. Öğrenmede, hedef davranışların konulması, hem ulaşacağı hedefi algılamasını hem de benimsemesini sağlamaktadır. Bu durumda öğrenen, hedefine ulaşmak için tüm gayretini ortaya koyacaktır.

Güdüleme yöntemlerinden biri, öğrenilecekleri bir sorunla ilişkilendirmektir. Sorun olmayınca değişim güdüsünü gözlemlemek zorlaşır. Uygulama şansı olmayan edilgen öğrenmeler, güdüleme bir yana, öğrenmeye bile engel olur. Bu aşamada başarısızlıktan korkmamayı vurgulama, onu yüreklendirme, özellikle çekingen öğrencileri güdüleyebilir. Herkesin yanlış yapabileceği, önemli olanın yanlışlardan ders almak olduğu düşüncesi hem öğrenci hem de öğretmen için çok önemlidir.

Bir diğer konu başarı güdüsünün diğer güdüler arasında ilk başta yer almasıdır. Bu süreçte öğretmenin, en alt düzeydeki öğrencilerin bile yanıtlayabileceği kolay sorular, kolay eylem durumları oluşturarak, bu öğrencilerin yapmasına, yanıtlamasına olanak vermesi çok önemlidir. Fakat bu çok ince bir çizgidir. Öğretmen bunu yaparken, öğrenci düzeyinin çok altında, onunla alay eder anlamda soru ve çalışmalar seçmemelidir. Başarıyı tadan öğrenciler yeni başarılar arayacaklardır. Çok güçlü olan başarı güdüsünü öğretmen her öğrencisi için mutlaka sık sık kullanmalıdır.

Öğretmen öğrencisini güdülemek için sözel övgü kullanabilir. Her öğrencinin övgü alacak bir davranışı vardır, öğretmen bunu gözlemlemeli, görmeli ve görüp beğendiğini belli etmelidir. Övgü başarı ile ilişkilendirilmelidir. Gerektiğinde ve doğru zamanda kullanılmalı, bunun dışında kullanılmamalıdır.

Yazının Devamını Oku

Ergenlikte ebeveyn yaklaşımı çok önemli

20 Mayıs 2020
Ergenlik, çocuğun bilmediği ve yabancı olduğu bir gezegene "yetişkinliğe ilk adım ve hoş geldin" evresi. Çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki bağın kurulduğu geçiş dönemi!

İster erkek olsun ister kız olsun ergenliğe ilk adım hep özel bir anlam ifade eder. Hassas bir süreçtir. Bu dönemde her çocuğun ailesi tarafından iyi bir hazırlık sürecine ihtiyacı vardır. Bu dönemi her genç, kendi kişilik özelliklerine göre kendince yaşar. Eğer çocukluğu mutlu, sağlıklı ve iyi geçmişse, bireyin bu dönemi rahat atlatma olasılığı daha yüksektir. Aksine çocukluk dönemi zorluklar ve sıkıntılarla geçenler, sevgi bağı güçlü kurulmamış olanlar bu dönemde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalabilirler.

Artık minik yavrun büyüdü, o "masum ve çocuksu" tutum ve davranışlarının yerini yetişkin tutum ve davranışları almaya başladı, belki de biraz hırçınlaştı... Bu dönemde çocuğunuz: sosyal ortamlara kendini ait hissetmemeye, alınganlık, saldırgan davranışlar göstermeye, kendini iletişime kapatmaya başlayabilir. Derslerde düşüş, mutsuzluk, bunalım, yaşadığı alanı beğenmeme, arkadaşlıklarında olumsuz tavırlar sergiliyor olacaktır. İşte anne babalar bu tutum ve gelişim evresiyle ilgili doğru bilgilere sahip olmalıdırlar. Bazı önyargılar, empatik tutumdan yoksun olma, yanlış inanç ve tutumlar ailenin bu dönemde işini iyice zorlaştırabilir.

Hem anne, hem baba ergenlik süreci içinde bulunan çocuğuna her zaman olduğundan daha anlayışlı, hassas, onun penceresinden bakmaya çalışan ve destekleyen bir tutuma sahip olmalıdır. Bu dönemde destek görmeyen gençlerin bu süreci sıkıntılar, acılar, çelişkiler, zorlanmalar, hayal kırıklıkları, bocalamalar yaşamadan geçirmesi çok zordur.

Bazı anne babalar daha çocukları doğmadan zihinlerinde nasıl bir çocuk istedikleri konusunda hayaller kurarlar ve bu pembe tabloya inanırlar. Bunun sonucu çocuklarını çoğu zaman yanlış yönlendirmelere sürüklerler. Hâlbuki onların gerçek yetilerini değil de kendi beklentilerini ortaya çıkartmaya çalışırlar. Oysa bu dönemde; çocuğun bedeni ve beyni büyük değişimler yaşamaya başlar. Yeni davranışlar sergiler ve bunlar ebeveynleri ve aile üyelerini hayal kırıklığına uğratabilir. Kişinin dikkati sık sık başka bir yöne odaklanır ve dikkatini toplamakta zorluk çekebilir, böylece kendini yapması gereken işlere karşı daha az motive olmuş bir şekilde ve olumsuz sonuçları olabilecek riskli davranışları sergilerken bulur. Oysaki tüm bu davranışlar beyinde süregiden değişime ayak uydurmak için gerçekleştirilen uyum sürecinin bir uzantısıdır.

Çocukların anne babaların arzularına, beğenilerine ve hayallerine göre çeşitli spor dallarına, okul türlerine ya da sosyal, sanatsal, kültürel aktivitelere zorlanması büyük yanlıştır. Eğer bu hataya düşülmüşse çocukta ergenlik sürecinde başkaldırmalar, bıkkınlık ve isteksizlikle birlikte yorgunluklar, aileye isyanların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Unutma, O’nun her zaman ve hayatının her döneminde anne ve babasının desteğine ihtiyacı olacak, ama belki de en çok bu dönemde... Süresi bilinmeyen ama hayata dair en kalıcı izlerin olduğu dikkatli ele alınması gereken bu dönemde ihtiyacınız olacak tüm bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Ebeveynler nasıl davranmalıdır?

Anne ve babalar bu dönemde ergen ile çatışmaktan kaçınmalı, onun mahremiyetine, kişiliğine ve tarzına saygı duyduklarını tavır ve davranışları ile de göstermelidirler. Onların arkadaşları ile olan ilişkileri kabul edilmeli ve desteklenmeli, kendisini sevmesi ve kendinden memnun olması için ergeni eleştirmek yerine onu olduğu gibi sevildiği hissettirilmeli ve bu sözlü olarak da dile getirilmelidir.

Yazının Devamını Oku

Sınav kaygısı ile baş edebilirsin! İşte öneriler…

18 Mayıs 2020
Neyi başarabileceğini bilmiyorsan eğer, neyi başaramayacağını da bilemezsin. Zor durumlar karşısında zamanı iyi kullanma ve karşılaştığın her türlü problemle başa çıkma becerilerini yerinde kullanabilirsen eğer yaşadığın hafif ve olumlu kaygısı senin her şeye yetebilmeni sağlayacaktır. Evet, şimdi harekete geçme zamanı. Sınav kaygılarını azaltacak bu önerileri dikkatle oku…

- Derse devamlı ve etkin katıl, her zaman başarılı olmasan bile bundan asla vazgeçme.

- Sadece başardıklarına odaklanma, başarısız olduğun konuları önemse, başarmanın en önemli yolu zorlandığın konuların üzerine gidip onunla mücadele etmektir. Anlamadığın konunun üzerine gidip ısrarcı olursan, o bilgiyi mutlaka kazanırsın, ancak bu konuda zaman zaman yardım alman gerekebilir, konu ile ilgili uzman ve öğretmenlerden bilgi almayı dene, soru sormaktan sakın kaçınma. Bir kere anlamadın diye kimse seni küçümsemez, aksine bu çaban onlara olayı ne kadar ciddiye alıp üzerine gittiğini görmelerini ve seni takdir etmelerini sağlar.

- Gerçekçi hedefler koy. Neyi ne kadar başarabileceğin konusunda gerçekçi olmayı dene ve bunu belirledikten sonra koyduğun hedef için çalış.

- Etkili, sistemli, düzenli konu tekrarları yap ve test çöz. Bu senin zamanı iyi kullanman konusunda pratik fikirler geliştirerek tecrübe kazanmanı sağlayacaktır.

- Gelecekte ne olacağı senaryoları ile ilgilenme, şu an neredesin, ne yapmalısın bu fikre odaklan. Çünkü senin ilk adımın çalışmak olmalıdır. Çalışmadan gelecek ile ilgili planlarında gerçekçi olamazsın. Çalışmadan yaptığın planlar seni kötümser ya da hayalperest yapabilir. Üzerine düşeni yapmayanların hayatlarının değişmesini beklemesi hayalden öteye gidemez. Sorumluluk almaktan kaçma. “Zaten başaramayacağım. Bu sınavda başarılı olamamak benim kaderim. Herkesin imkanları benden daha çok ve imkanı çok olanlar benden daha şanslı. Bu sistem benim gibilerin başarısını engelliyor” gibi düşünceler sorumluluk almaktan kaçmak için birer bahane olabilir.

- Başarısız olduğun konularla ilgili hemen ve anında olumlu sonuç bekleme, kendine zaman tanı sabırlı davran.

- Her türlü deneme sınavı, ders sınavından aldığın puanlar çok başarılı da olsa, başarısız da olsa gerçek sınavda karşılaşacağın durum olarak düşünme,  sadece çalışmalarını buna göre planla.

- Kimseyi senden daha iyi biliyor diye düşünme. Herkesin iyi yapabildikleri ve yapamadıkları olabilir. Senin yapamadığın bir konuyu başkaları daha iyi yapabilir evet ama senin başarılı olduğun bir konuda da başkaları senin kadar iyi olmayabilir.

Yazının Devamını Oku

Başarıya giden yolda kaygı yol gösterici mi, yoksa engelleyici mi?

18 Mayıs 2020
Tüm dünyanın koronavirüs salgınıyla uğraştığı bugünlerde eğitimle ilgili birçok konu ön plana çıkıyor. Uzaktan eğitim, sınav, ailelerin dikkat etmesi gereken konular, aile içi iletişim, stres ve zaman yönetimi, kaygı bozukluğunun önlenmesi gibi birçok konuyla karşı karşıyayız.

Bir buçuk milyondan fazla 8. sınıf öğrencisinin katılacağı Liselere Geçiş Sınavı (LGS) ile ilgili beklenen karar nihayet açıklandı. 2020-LGS’nin 20 Haziran tarihinde uygulanacağı duyuruldu. 8. sınıf öğrencilerinin eğitimlerine uzaktan devam ettiği bu günlerde son dönemece girildi. Hayalini kurdukları lisede okuma hedefiyle yoğun bir maratonu geride bırakmaya hazırlanan adaylarda bugünlerde sınav kaygısı yaşanıyor. Kaygı sadece onlarda değil velilerinde de var.  

Hissettiğin kaygı normal seviyede mi?

Alışılmadık bir durum karşısında ya da herhangi bir döneme özgü (sınav dönemi vb.) yoğun duygulanım ile birlikte, aynı zamanda fizyolojik belirtilerin oluşması ve bunu yaşayan kişi tarafından algılanması ile ortaya çıkan durum kaygıdır.

Duyduğun hafif tedirginlik ve gerginlik ise bu olumlu bir işaret. Çünkü senin sınavını önemsemen ve sınava odaklanman için gerekli olan da bu aslında. Bu sayede çalışmaya istekli hale geliyorsun. Yani meraklanma.

Vücudunda aşağıdaki belirtileri mi hissediyorsun?

Sınava hazırlanırken veya sınav anında;

- Kalp atışların artıyor, hızla nefes alıp veriyor musun?

- Mide ve bağırsak hareketlerin hızlanıyor mu?

Yazının Devamını Oku