Dr. Nezih Karaca

Estetiksiz kaş kaldırma yöntemleri nelerdir?

5 Ağustos 2021
Kaşlar, bakışlara derinlik ve anlam katmaktadır. Zaman içerisinde yaş almayla birlikte düşmeye başlayan kaş dokusu kişilere yorgun ve yaşlı bir görünüm verebilir. Kaş düşüklüğü beraberinde kaş ortası kırışıklıklarına, alın bölgesi çizgilerine yol açabilir.

Kaş ve kapak düşüklüğü tek gözde görülebileceği gibi iki gözde de görülebilir. Bazı vakalarda belli belirsiz bir düşüklük yaşanırken bazı vakalarda sarkan kaş ya da göz kapağı göz bebeği seviyesine kadar inebilir. Bu ve benzeri durumlarda görme kısıtlanır ve kişi görme kayıpları yaşar.

Kaş dokusu oldukça yumuşaktır ve zaman içerisinde zayıflar. Zayıflayan kaşlar kişide yorgun görüntüye sebep olabilir. Görünüm haricinde görme açısından da kişiye rahatsızlık verir.

Estetiksiz kaş kaldırma yöntemleri mevcuttur

Gelişen teknoloji sayesinde estetiksiz kaş kaldırma yöntemleri mevcuttur. Bu yöntemlerden biri de iple kaş askısıdır. Cerrahi işlem gerektirmediği için oldukça kolay bir işlemdir. Bu işlem için özel imal edilen ipler aracılığı ile kaşlar yukarı taşınabilir. Yaklaşık 30- 40 dakika süren işlem lokal anestezi ile gerçekleştirilir. Dikiş kullanılmadığı için işlem sonrasında iz kalma durumu yaşanmaz.


Bir diğer yöntem ise Fokus Ultrason bir diğer ismi ile HİFU kaş kaldırma yöntemidir. Bu yöntemde kaş bölgesine elektromanyetik ses dalgaları verilir. Ses dalgaları cilt dokusunu ısıtarak kaş bölgesinin kendi kendini yenilemesine yardımcı olur. Kaş düşüklüğüne göre uygulanacak seans sayısı değişiklik gösterebilir. Seans süresi ise genellikle 20 dakika kadar sürmektedir.

Estetiksiz kaş kaldırma yöntemlerinden bir diğeri ise botoks yöntemidir. Botoks ile kaş kaldırma yöntemi cerrahi işlemlerden çekinen kişiler için idealdir. Botoksla kaş kaldırma yönteminde kaş analizi ile işleme başlanır. Belirlenen yerlere botoks enjekte edilerek işlem tamamlanır. Uygulama esnasında özel ince uçlu iğneler kullanıldığı için kişi acı hissetmez. İşlem sonrasında oluşan kızarıklar müdahaleye gerek kalmadan kendiliğinden geçecektir. İşlem sonrasında kaşların kalkmasıyla düşük ve yorgun ifade yerini canlı ve genç bir görünüme bırakacaktır.

Yazının Devamını Oku

Derin skar izlerine hangi tedavi yöntemleri etkilidir?

29 Temmuz 2021
Derin, çukurlaşmış sivilce izleri skar olarak adlandırılmaktadır. Her skar türüne özel tedaviler mevcuttur. Uygulanacak yöntemler kişiye özel olarak belirlenmeli ve sivilce izlerinin şiddetine, türüne göre detaylandırılmalıdır.

Günümüzde skar tedavisi için tercih edilen yöntemler ise; fraksiyonel karbondioksit lazer tedavisi, fraksiyonel altın iğne uygulaması, ICON lazer tedavisi, Q-Switch lazer tedavisi, kimyasal peeling, plazma enerji sistemleridir.

Fraksiyonel CO2 lazer uygulaması; klasik bir lazer yöntemidir. Uygulama esnasında skarlara CO2 lazerin kolajen uyarıcı etkisi verilir. Bu sayede cilt kendi kendine tedavi etmesi için uyarılır. 1 saatti bulabilen seans sonrasında ise kızarıklık ya da şişlik gözlenebilir. Bu belirtiler gün içerisinde kendiliğinden geçecektir. İşlem sonrasındaki 3 ila 6 gün içinde ise deride soyulma görülür. Soyulmanın ardından cilt yumuşak ve pürüzsüz bir görünüm kazanır. İlk seansın ardından kişinin ihtiyacına göre işlemi tekrarlamak gerekebilir.

Fraksiyonel Altın İğne uygulaması; skar tedavisinde sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. Uygulama esnasında radyofrekans enerjisi iğne ucundan verilerek tedavi sağlanır. Özel başlık sayesinde deri içinde istenen derinliğe uygulama yapılabilir. CO2 lazer tedavisinin aksine deride soyulma görülmez. Kişi işlemden bir gün sonra günlük yaşantısına geri dönebilir. Uygulama sonrası leke kalma durumu olmadığı için yaz aylarında da kolaylıkla uygulanabilir.

ICON Lazer uygulaması; lazer ışığı kullanılarak cilt üzerinde kolajen yapılanması hedeflenir. Bu sayede cilt kendi kendini tedavi etmesi için uyarılır. Yöntemde iğne benzeri bir alet kullanılmadığı için soyulma gibi yan etkiler gözlenmez. Kişilerin şikayet ve ihtiyaçlarına göre belirli aralıklar ile seanslar tekrarlanabilir.

Q-Switch lazer uygulaması; akne sorunu ile beraberinde oluşan lekelenme için tercih edilen bir yöntemdir. 1 ila 2 seansta gözle görülür sonuçlar elde edilebiliyor.

Mezoterapi uygulaması; mezoterapi yönteminde belirlenen ilaçların cilt altına enjekte edilmesi ile gerçekleştirilir. Derin skar izlerinin tedavisinde oldukça etkili sonuçlar elde edilir. Tercih edilen ilaçların içeriğinde hyalüronik asit, vitamin ve mineraller bulunur. Bu sayede cilt yenilenme için uyarılır. Mezoterapi yöntemi sayesinde iz oluşumu engellenir ve var olan izlerin tedavisi hızla sağlanır.

PRP uygulaması; tedavide kişinin kendi kanı kullanılır. Kişiden alınan kan ayrıştırılır ve tedavi için uygun olan kısmı tekrar kişiye enjekte edilir. İlk uygulama sonrasında 4 -5 gün içinde lekelerin açılmaya başlandığı gözle görülebilir.

Skar tedavisi sonrasındaki süreç

Yazının Devamını Oku

Yaşlanma karşıtı kremlere kaç yaşında başlanmalıdır?

13 Temmuz 2021
Yüz çevresinde oluşan yaşlılık belirtileri kırışıklıklardır. Kırışıklıkların nedeni ise genellikle tekrarlayan yüz ifadeleridir. Yaş alma ile birlikte oluşan kırışıklar derinleşir. Kırışıklıların oluşmasında güneşin zararlı ışınları, zararlı ürünlerin tüketimi ve çevresel faktörler de etkilidir.

Yaşlanma etkilerini ortadan kaldırmak mümkün değildir fakat karşılaşılabilecek sorunlar etkili yöntemler ile azaltılabilir. Yaşlanma belirtileri ile başa çıkmanın en iyi yolu 20’li yaşlardan itibaren cilt bakım rutini oluşturmaktan geçmektedir. Uygulanacak cilt bakım rutininin kişinin cilt tipine uygun olması oldukça önemlidir.

Yaşlanma karşıtı krem kullanımda ise önerilen yaş 21’dir. Kullanılacak kremler her yaşta farklı etkiler gösterir. Bu sebeple tercih edilecek krem kişinin yaşına uygun olarak belirlenmelidir. Daha detaylı inceleyecek olursak;

20’li yaşlar: Güneş kremi ile cildinizi koruyun

20’li yaşlarda yaşlılık belirtileri cilt üzerinde görülmese bile ilerleyen zamanlar için önlem alınması gerekir. 20’li yaşlarda alınabilecek en iyi önlem ise düzenli olarak güneş koruyucu kremleri kullanmaktır. Bu sayede güneşin cilt üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiler azaltılabilmektedir.

30’lu yaşlar: C vitamini ile kırışıklıkları azaltın

30’lu yaşlarda kırışıklıklar belirginleşmeye başlar. Var olan kırışıklıkların derinleşmesinin önüne geçmek ve yeni kırışıklıkların oluşmasını engellemek için cilt tipinize uygun C vitamini, retinoid ve hyalüronik asit kullanmaya başlayabilirsiniz. Bunlarla birlikte, düzenli aralıklar ile cildinizi ölü derilerden arındırmanız da etkili olacaktır. İhtiyaca göre gözenek sıkılaştırıcı yüz maskelerini cilt bakım rutininize dahil edebilirsiniz.

40’lı yaşlar; Anti-aging içerikli ürün kullanımı şart

40’lı yaşlara gelindiğinde kırışıklıkların ve yaşlanma karşıtı kremlerin kullanımı oldukça önemlidir. Bu yaşlarda tercih edilecek ürünlerin içeriğinde mutlaka yüksek oranda antioksidan özelliği aranmalıdır. Yaşlanma belirtileri genellikle göz çevresinde kendini daha çok belli eder bu sebeple göz çevresi için uygun nemlendirici kremler tercih edilmelidir.

Yazının Devamını Oku

Radyofrekans hangi cilt problemlerine uygulanmaktadır?

9 Temmuz 2021
Radyofrekans yöntemi ameliyata ihtiyaç duyulmadan cildin kendi kendini yenilemesini tetikleyen bir yöntemdir. Radyofrekans uygulamasında sonra cilt daha genç bir görünüme kavuşarak var olan skar, sivilce, siyah nokta, yağlı görünüm ve geniş gözenek gibi cilt problemlerinde azalma görülür.

Diğer yöntemlere kıyasla cerrahi bir uygulama yapılmadığı için acısızdır bu nedenle sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. 16 yaş ve üzerinde olan herkese radyofrekans yöntemi kolaylıkla uygulanabilmektedir. Ancak kansızlık sorunu olan, kanser tedavisi gören ya da enfeksiyon problemi olan kişilere uygulama yapılamamaktadır.

Radyofrekans uygulaması ile tedavi edilebilen cilt problemleri ise şu şekildedir;

Radyofrekans uygulaması acısız ve kolay bir yöntemdir!

Radyofrekans yönteminin sıklıkla tercih edilmesinin bir diğer sebebi ise lekelenme sorununa yol açmadığı için mevsim fark etmeksizin uygulama yapılabilmesidir. Alanında uzman hekim kontrolünden sonra radyofrekans uygulaması için ilk olarak cilt detaylıca temizlenir ve kişiye özel kullanılacak başlıklar takılarak doz miktarı belirlenir. Kişinin cilt sorununa yeterli miktarda geçiş yapıldıktan sonra işlem tamamlanır.

İşlem süresi kişiden kişiye değişmekle beraber yaklaşık 40 dakika sürmektedir. Kişi günlük hayatına hemen dönebilmektedir ancak cilt kendini yenilemeye başlayacağı için kızarıklık ve kabuklanma görülebilmektedir. Uygulama sonrasında bir gün cilt ile su temasının kesilmesi gerekmektedir. Bu işlem ile kişilerin cilt tipine ve var olan problemlerinde göre 3 ya da 4 seans sonrasında sonuç alınabiliyor.

Radyofrekans yöntemi cerrahi bir işlem olmasa da kişiye özel planlanması gereken bir tedavi yöntemidir. Yanlış uygulamalar cilt üzerinde geri dönüşü zor olan sonuçlara yol açabilir. Bu sebeple mutlaka alanında uzman bir hekim ile görüşerek radyofrekans uygulaması yaptırılması gerekir.

Yazının Devamını Oku

Cilt gözeneklerini sıkılaştırma yöntemleri

2 Temmuz 2021
Gözenek aslında cildin dışarıdan nefes almasını ve cilt altındaki ter ve yağ gibi atıkların dışarı çıkmasını sağlar. Bu açıklıklardan olması gerekenden fazla yağ ve ter atılması sonucunda cilt yüzeyi ölü deri ile kaplanır.

Yüz bölgesinde görülen geniş gözenek problemi kişilerin en büyük sorunlarından biridir. Büyük gözeneklere sebep olan birden fazla faktör vardır. Fakat 3 ana sebep; genetik etkenler, yaş, kilo ve hormonal sorunlar nedeniyle fazla salgılanan ter ve yağ atıklarıdır. Bunların haricinde ise maruz kalınan kirli hava, toz ve partiküllü etmenler de gözenek sorununa neden olabilir.

Gözenek probleminde sahip olunan cilt yapısı da önem taşımaktadır. Özellikle yağlı ve karma cilt tipine sahip kişilerde geniş gözenek problemine daha sık rastlanır. Yağlı ve karma cilt tipine sahip kişiler mutlaka uzman bir hekime danışarak yağ dengelemesi ve gözenek küçültme üzerine cilt bakım rutini oluşturmalıdır. 

Geniş gözenekler sıkılaşır mı?

Cilt üzerinde bulunan gözenekler sağlıklı bir cildin habercisidir. Fakat gereğinden fazla geniş ve açık gözenekler sağlıksız ve bakımsız ciltleri işaret eder. Cilt tipine uygun cilt bakım rutinleri oluşturmak bu noktada büyük önem taşır. En önemli adım ise gün sonunda etkili bir cilt temizliği yapılmasıdır. Glikolik asit, niasinamid, salisilik asit, retinol ve retinoidler gözeneklerin küçülmesinde önemli etki sağlayan kozmetik içerikler olarak sıralanabilir.

Gözenek sıkılaştırma için uygulanan tıbbi yöntemler

Yazının Devamını Oku

Vücutta oluşan çatlaklar nasıl geçer?

24 Haziran 2021
Çatlak probleminin asıl nedeni deride yaşanan elastin kaybıdır. Cildimizde bulunan çatlakların rengi ve derinliği çevresel ve genetik faktörlerle azaltılabilmektedir. Normal bir ciltte %80 kolajen ve %4 elastik fiberler bulunur. Kolajenlerin parçalanmasıyla deri elastin kaybı yaşar ve çatlak görüntüsü oluşur. Çatlak olarak gördüğümüz aslında cildimizde oluşan yara izidir. Derinin orta tabakası ergenlik dönemi, hamilelik süreci, sık kilo alıp verme nedenleriyle gerilerek yırtılmaktadır. Yırtılma sonrası vücut kendini iyileştirmeye çalışırken çatlaklar oluşur.

Deri çatlakları sıklıkla hamilelik döneminde, ergenlikte, vücut geliştirme aşamasında ve hormon tedavisi süreçlerinde oluşabiliyor. Çatlak görünümü sıklıkla yağ miktarının fazla olduğu göğüs, karın, kalça ve kol bölgelerinde görülmektedir. Çatlakların görülme oranı erkeklere kıyasla kadınlarda daha yüksektir. Genellikle hamilelik dönemlerinde çatlaklar görünüm oluşturmaya başlamaktadır.Deri çatlakları sıklıkla hamilelik döneminde, ergenlikte, vücut geliştirme aşamasında ve hormon tedavisi süreçlerinde oluşabiliyor. Çatlak görünümü sıklıkla yağ miktarının fazla olduğu göğüs, karın, kalça ve kol bölgelerinde görülmektedir. Çatlakların görülme oranı erkeklere kıyasla kadınlarda daha yüksektir. Genellikle hamilelik dönemlerinde çatlaklar görünüm oluşturmaya başlamaktadır.

Çatlakları iyileştirmek mümkündür

Günümüzde tedavi yöntemlerinin gelişmesiyle beraber çatlak tedavi yöntemleri de yenilenmiştir. Yöntemlerin gelişmesi çatlakların kalıcı olarak tedavi edilmesini sağlayamaz fakat daha etkili iyileştirme sonuçlarına yardımcı olur. Çatlaklar yara izleri oldukları için tam olarak tedavi edilemez ve bir miktarda olsa çatlak dokusu ciltte kalır.

Hamilelik ve kilo alıp verme sürecinde çatlak oluşumunu engellemek için önlemler alınması sayesinde çatlak görünümünün önüne geçebilmek mümkün. Alınabilecek önemler ise göbek, kol, basen ve göğüs bölgelerine çeşitli yağlar, retinoid ve E vitamini uygulamak olabilir. Kullanılacak bu maddeler ise mutlaka uzman hekim tarafından tavsiye edilmelidir.

Yazının Devamını Oku

Koronavirüs saç dökülmesine sebep oluyor!

20 Haziran 2021
Saçlar cinsiyet fark etmeden bir döngü halindedir. Saçlarımız; doğar, büyür ve dökülür. Bu saç döngüsü yaşam boyunca devam eder. Günde 70 ile 100 saç telinin kaybedilmesi olması gereken bir durumdur. Ancak 100 ve üzerinde saç teli dökülüyorsa kişi kendini gözlem altında tutmalıdır.

Hayatımıza giren koronavirüs enfeksiyonu ile gündeme gelen saç dökülmesi sorunu ise oldukça normal bir durumdur. Çünkü stres ve tedavi için kullanılan ilaçlar saç dökülmesini tetikleyebiliyor. Bu sebeple saçı olması gerekenden fazla dökülen kişilerin endişelenip koronavirüs testi yaptırmasına gerek yoktur.

Saç dökülmesinin sebebi stres ve ilaçlar olabilir

Vücudun karşı karşıya kaldığı stres, enfeksiyon, ateşle geçirilen hastalıklar, kullanılan ilaçlar, belli başlı hastalıklar (tiroit, demir – çinko eksikliği, hormonal hastalıklar) saç dökülmesini tetikleyebilir. Bu faktörlerin etkisiyle dinlenme dönemini tamamlayan saçlar dökülerek vücuttan atılabilir. Koronavirüs enfeksiyon sürecinde yaşanan aşırı stres, yüksek ateş, kullanılan ilaçların muhtemel yan etkileri sonucunda saç dökülmesi görülebilir. Saç dökülmesi sonu koronavirüse bağlı görülen tek sorun değildir. Beraberinde saç kıran (alopesi areata), gri renk değişikliği ve erkek tipi saç görülme rahatsızlıkları da görülebilir.

Koronavirüs tedavisi sonrası saç dökülmesi geçicidir

Koronavirüs enfeksiyonu sonrası yaşanan saç dökülmesi sorunu geçidir. Sağlıklı beslenme düzeni, stres ile başa çıkma yöntemleriyle kısa sürede bu sorun ortadan kalkabilir. Genel saç döngüsüne bakıldığı zaman normale dönüş 4 ayı bulabilir.

Sağlıklı beslenme düzeni ile saç dökülmesinin önüne geçebilirsiniz

Hem saç döngüsünün normale dönmesi hem de dökülme sonrası sağlıklı saçlara sahip olabilmek için protein ve demir açısından zengin besinler tüketilmelidir. Bununla beraber biyotin, çinko, D vitamini gibi saçı kökten besleyen vitaminlerin olduğu besinler, beslenme düzenine dahil edilmelidir. Bu içerikleri bulunduran ve tüketilmesi önerilen besinler ise;

Yazının Devamını Oku

Göz altı morlukları neden olur?

11 Haziran 2021
Göz altı morlukları kişileri endişelendirerek yorgun, yaşlı bir görünüme sebep olur. Özellikle 30’lu yaş ve sonrasında sıklıkla karşılaşılan bu problemde aynı zamanda göz altı torbalanması da görülmektedir. Genetik yatkınlık ve yaşlılık göz altı morluklarının en büyük sebeplerindendir.

Bu sebeplere daha detaylı bakacak olursak;

Genetik faktörler: Erken çocukluk döneminde farkına varılan göz altı morlukları kalıtsal özellik içerebilir. Yaş aldıkça ilerleme gösterebilir ya da yavaş yavaş geçebilir.

Yaşlılık: Yaş ilerledikçe cilt yapısı incelmeye başlar. İncelen ciltte ise göz altında bulunan morluk ve halkalar daha yaygın bir şekilde görülebilir. Bununla beraber yağ ve kolajen kaybı da ortaya çıktığı için göz altında torbalanma başlayabilir.

Alerjik reaksiyon: Göz altı morluklarını etkileyen bir diğer durum ise alerjik reaksiyonlar beraberindeki göz kuruluğudur. Alerjik reaksiyon yaşandığında salgılanan histaminler göz bölgesinde kızarıklık ve şişme gibi durumlara yol açabilir. Yaşanan bu belirtiler sonrasında ise göz bölgesinde hassasiyet gerçekleşerek morluklar oluşabilir.

Tiroid hastalığı: Tiroid hastalığına yatkınlıkta da göz altı morlukları görülebilir.

Dehidrasyon: Göz altında görülen koyu halkaların en yaygın nedenlerindendir. Vücut yeterli miktarda su alamadığına göz altı donuk bir görünüme bürünür ve gözler çöker.

Aşırı yorgunluk: Aşırı yorgunluk ya da uyku düzeninin bozulması göz altı morluklarına yol açabilir. Cilt, düzeni bozulduğu zamanda hassasiyet göstererek göz altı morluklarının görünmesine neden olur.

Güneşe maruz kalma:

Yazının Devamını Oku