Yapısal reformları geciktirme ve erteleme lüksümüz kalmadı

Güncelleme Tarihi:

Yapısal reformları geciktirme ve erteleme lüksümüz kalmadı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2007 00:00

2007 yılında erken seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile terör gibi konuların ekonomiyi ikinci planda bıraktığını ve bunun da yapısal reformları yavaşlattığını belirten TÜGİAD Ankara Şube Başkanı Sefa Çöl, "2008’in Türkiye için yapısal reformlar yılı olması gerektiği görüşündeyiz. Türkiye’nin artık yapısal reformları geciktirme ve erteleme lüksü bulunmadığına inanıyoruz" dedi.

"PATRON Patron"a bu hafta TÜGİAD (Türkiye Genç İşadamları Derneği) Ankara Şube Başkanı Sefa Çöl’ü ağırladı.

2007 yılını değerlendirir misiniz?

2007 yılı, milletvekili erken seçimi, 60. Hükümet’in oluşumu, Cumhurbaşkanlığı seçimi, terör ve Orta Doğu’daki gerginlik gibi siyasi konuların gündemde öne geçtiği, ekonomik konuların maalesef ikinci planda kaldığı bir yıl olmuştur. Bitirmekte olduğumuz yılı bu çerçevede değerlendirdiğimizde, ekonominin öncelikli olmaması Türkiye’nin kalkınma hamlesine yönelik motivasyonunu düşürmüş ve AB perspektifinde önceki yıl hız kazanmış olan yapısal reformlarda yavaşlamaya yol açmıştır. Oysa, biz genç işadamları olarak, siyasal istikrara kavuşmuş bir Türkiye’nin önündeki çeşitli engel ve kısıtlamalar kaldırıldığında, ekonomimizin küresel rekabette hak ettiği yeri alabilmesi için gereken büyük sıçramayı gerçekleştirecek potansiyel, güç ve insan kaynağına sahip olduğunu bilmekteyiz.

HAKSIZ REKABETE SON VERİLSİN: Bu noktada özellikle dikkat çekmek istediğimiz konu ise 20 Eylül’de Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’nın (ATAD) Türk vatandaşlarının Avrupa’daki haklarını teyit eden kararıdır. Türkiye AB ilişkileri açısından önemli bir mil taşı olarak farklı bir boyut getirecek bu kararın etkileri Eylül ayından bu yana sürmekte ve Almanya, İngiltere gibi AB ülkelerinde gündem oluşturmaktadır. İşadamları, serbest meslek sahipleri gibi hizmet sektörlerindeki Türk vatandaşlarının "vizesiz Avrupa başta olmak üzere çeşitli hukuki haklarının uygulamaya geçirilmesine" temel oluşturacak olan hukuki kararlar, 27 yıldır uygulanmakta olan haksız rekabete de son verecektir. İşte bu nedenle TÜGİAD olarak konuya büyük önem vermekte ve bilimsel çevrelerle birlikte 5 yıldır sürdürdüğümüz çalışmalarımızı diğer sivil toplum örgütleriyle işbirliği yaparak genişletmekte ve hızlandırmaktayız.

2007’deki yeterli yetersiz gelişmeler neler oldu ?

İş dünyasına yönelik yasal düzenlemelerin geliştirilmesi ve yeni Ticaret Kanunu, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede yol alınması ve üzerimizdeki sosyal güvenlik prim yükünün azaltılmasını olumlu gelişmeler olarak değerlendirmekteyiz. Öte yandan, Türk iş dünyasının küresel rekabet gücünün geliştirilmesi, KOBİ’lere yönelik destek programı ve tarım destekleme modelindeki çalışmaların yetersiz kaldığını görmekteyiz. Enflasyonda ise seçim ekonomisi ve kamu harcamasında görülen artışlar nedeniyle yüzde 4’lük yılsonu hedefinin tutmayacağı, yıl sonu enflasyonunun yüzde 8 civarında gerçekleşeceği görülmektedir.

2008 yılı beklentileriniz nelerdir?

Özellikle 3. çeyrekte büyümede görülen yavaşlamanın kalıcı olmaması için 2008’in Türkiye için yapısal reformlar yılı olması gerektiği görüşündeyiz. Türkiye’nin artık yapısal reformları geciktirme ve erteleme lüksü bulunmadığına inanıyoruz. Türkiye’nin kredi notu artışı uzun vadeli ekonomik beklentilerdeki iyimserliği teyit etmektedir. Ancak özellikle cari açık için yapısal önlemler alınması gereklidir. 2008 yılında kalıcı fiyat istikrarına ulaşılması için ise Merkez Bankası ile birlikte diğer tüm ekonomik aktörlerin birbirleriyle iletişim ve koordinasyon içinde azami çaba göstermesi önemlidir. Yüzde 4 enflasyona ulaşmak için kamu kesiminde azami disiplin sağlanmalıdır. Öte yandan Devlet destekleri bölgesel ve sektörel bazda hazırlanmalıdır. Reel sektör olarak, rekabet gücünün arttırılması için sektörel devlet destekleri bir an önce açıklanmalı ve uygulanmasını bekliyoruz. Ayrıca, şirketlerin üzerindeki kamu maliyetlerinin azaltılmasına yönelik orta vadeli bir program açıklanmasını ve 2008 başından itibaren indirimler uygulanmasını bekliyoruz.

Ankara Avrupa kendi olma yolunda

Ankara’nın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bir Avrupa kenti olması için Ankara’nın nesi eksik?

Ankara’ya son beş yılda inanılmaz yatırımlar yapıldı. Hem belediye başkanımız Melih Gökçek’in projeleri hem iş adamlarımızın yapmış olduğu dev alışveriş merkezleri ve konutlar Ankara’nın değerini arttırdı ve çehresini çok değiştirdi. Ankara’mız dört bir taraftan büyümeye başladı. Kuzey ve Doğu projeleri sayesinde en ücra köşelerdeki arsalar değerlendi. Ankara Avrupa kenti olma yolun adımlarını kuvvetlice atmaktadır. Maalesef Avrupa kenti ayarında Türkiye’de hiçbir il yoktur. Bu da üzücü bir gerçektir ama bu tabloya rağmen inanıyorum ki 5 yıl sonra Ankara’yı kimse tanıyamayacak.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!