Her mevsime bir aşk yaraşır (8)

Güncelleme Tarihi:

Her mevsime bir aşk yaraşır (8)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2003 13:56

Haberin Devamı

Neden yazdım?

Yedi haftadır aynı konuyu çeşitli örneklerle işliyorum.

Okurlarımdam gelen tepkilere göre, çoğunluk yazdıklarımı ilgi ile izliyor.

Ancak, yazdıklarımı gereksiz, alakasız, hatta bazen etik kuralları zorlayan yazılar olarak yorumlayanlar da var.

‘‘İnsan Kaynakları Gazetesinde neden böyle yazılar çıkıyor?‘‘, diye soranlar dahi oldu.

Bu dizinin son yazısında ‘‘neden bunları yazdın?‘‘, sorusuna açık cevap veriyorum.

* * *

Tüm aşklarımı yazdım, zira insan bütün!

İnsan aşkları ile, işleri ile bir bütün!

Bu bütünün bir yönü aksar ise, diğer yönünün doğru gitmesi, istisnalar dışında, imkansız.

Daha açık söyleyeyim:

Mutsuz bir insanın iş hayatında başarılı olması mümkün değil!
Tersine, mutsuz insanın verimli çalışmayı unutup, mutsuzluğunun acısını iş hayatından çıkarmaya çalışması büyük ihtimal!

* * *

Ayrıca;

Türk insanı aşkın romantik yönünü üç aşağı beş yukarı kabulleniyor ama cinsel yönüne hala bir tabu olarak bakıyor.

Ya görmezden geliyor, yok sayıyor!

Ya da çoğu kez, erkeklerde görüldüğü üzere, kendini cinsel ilah olarak takdim ediyor.

Ben yazılarımda hem tabuların üzerine gitmeye çalıştım, hem de bir erkek olarak, en fazla erkekleri mutsuz kılan maço erkek mitosuna darbe vurmak istedim.

Yazılarımı hatırlayanlar bilirler; hem aşk konusunda, hem cinsellik konusunda kendimle ya alay ettim, ya da sadece ve sadece kendi duygularımı dile getirdim.

Kendim ile alay ettim.

Zira, en kolayı buydu.

Bir başkası ile alay etme hakkım olamaz.

Hele hele, başkasının özel hayatına burnumu sokmak haddim değil.

Üstelik, kendi kendimi mahkemeye veremeyeceğime göre, tazminata mahkum olma korkusu da yok.

Katiyen, karşı tarafın duygularını yazmadım.

Bu da haddim değil.

Gerek duyarlarsa, onlar kendileri konuşsunlar!

* * *

Ancak, amacım sizin de benimle alay etmeniz değildi.

Amacım, size ayna tutmaktı.

‘‘Aynı durumda ben ne yapmıştım?‘‘

‘‘Benim tepkim ne olmuştu?‘‘, diye sizlerin kendi kendinize sormanızı istedim.

Kendi korkularınız ile yüzleşmenizi istedim.

* * *

Meramımı baştan söyledim.

İnsan bir bütün!

Ezikliği her halinden belli bir erkeğin yatakta ilah kesildiğini iddia etmesi, yalan olmasa bile, onun ‘‘keşke öyle olsa idim!‘‘ hayalinin dışa vurumudur.

Belki de ezikliğini gizleme gayreti!

Zira iktidar da bir bütün!

* * *

Sırılsıklam aşık olduğunu kabullenemeyen, orgazmı doyasıya yaşamamış bir bayanın işinde verimli olması ise hiç mümkün değil.

Hele hele iyi bir yönetici olması!

Ne mümkün!

Olsa olsa, o bir hayat boyu yaşamadıklarının, yaşayamadıklarının intikamını işinden alacaktır.

Hem de suçsuz insanlardan!

Yaşamadıklarının sorumlusu kendisidir ama o hep bir bahane ile bir başkasını suçlayacaktır.

* * *

‘‘Eksiklerimizi neden kabullenelim ki?‘‘

‘‘Yarayı kaşımanın ne alemi var ki?‘‘, diye soranlarınız olacaktır.

Bu sorular karşısında da benim meramım basit.

Korkulardan kurtulmamanın tek yöntemi korkuların üzerine gitmektir.

Korkular ile yüzleşirsek, onların o kadar korkunç olmadığını da çözeriz.

* * *

Sevmeden mutlu olmak, sevilmeden mutlu olmak!

Korkular ile yüzleşmeden mutlu olmak!

Mutlu olmadan verimli olmak!

Bunların hiç biri mümkün eğil.

İnsan bir bütün!

Cüneyt Ülsever'in yenibir.com'da yayınlanan diğer yazıları:

Her mevsime bir aşk yaraşır (1)
Her mevsime bir aşk yaraşır (2)
Her mevsime bir aşk yaraşır (3)
Her mevsime bir aşk yaraşır (4)
Her mevsime bir aşk yaraşır (5)
Her mevsime bir aşk yaraşır (6)
Her mevsime bir aşk yaraşır (7)
Her mevsime bir aşk yaraşır (9)
21. Yüzyıl nasıl bir insan istiyor? (1)
21. Yüzyıl nasıl bir insan istiyor? (2)
21. Yüzyıl nasıl bir insan istiyor? (3)
21. Yüzyıl nasıl bir insan istiyor? (4)
21. Yüzyıl nasıl bir insan istiyor? (5)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!