Kalabalık sınıflar eğitimi baltalıyor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2002 15:17
Türkiye'deki eğitimin en büyük sorunlarından birini, kalabalık sınıflar ve ikili öğretim oluşturuyor. Ortalama 50 kişilik kalabalık sınıflarda okuyan öğrencilerden yeterli verim alınamıyor. Eğitim-Sen'in araştırmasına göre, öğretmenler, kalabalık sınıflar nedeniyle öğrencilerle iletişim kuramıyor, öğrenci başarısı düşüyor.
İstanbul'da görev yapan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) üyesi rehber öğretmenlerin değişik okullarda 400 öğretmene yönelik yürüttükleri araştırma sonuçlarına göre, öğretmenlerin yüzde 64'ü kalabalık sınıflar nedeniyle öğrencilerle iletişim kuramıyor. Yüzde 73'ü gerekli motivasyon ve dikkati sağlayamadığını belirtirken, yüzde 67'si sınıfa hakim olamıyor, yüzde 59'u ise öğrencilerle birebir ilgilenemiyor.
Öğretmenlerin yüzde 66'sına göre, sınıf mevcudunun fazla olması nedeniyle öğrenci başarısı düşük oluyor, yüzde 73'ü öğrencilerden yeterli geri dönüşümü alamıyor, yüzde 55'ine göre öğrenci sayısına göre zaman yetersiz kalıyor. Öğretmenlerin yüzde 52'si, öğrencileri ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yetiştiremediklerini belirtiyor.
Öğretmenlerin yüzde 77'si deney ve araştırmalar için yeterli zaman ayıramıyor, yüzde 55'i araştırma ve incelemeyi daha çok ödev olarak veriyor, yüzde 78'i ise görsel araçlardan ve bilişim teknolojisinden faydalanamıyor.
Öğretmenlerin yüzde 84'ü temizlik problemleri ile karşılaşıyor, yüzde 77'si sınıfta yoğun gürültü olduğunu belirtiyor. Yüzde 64'ü ders araç ve gereçlerini yeterli düzeyde kullanamazken, yüzde 66'sı ise yerleşim düzeninin bozukluğunun iletişim engeli doğurduğunu vurguluyor.
Öğretmenler, yüzde 65 oranında sınıfta demokratik bir ortamın yaratılması için çabaladıklarını ancak etkin olamadıklarını belirtiyor. Öğretmenlerin yüzde 55'i okul yönetimi kaynaklı sorunlar yaşadığını, yüzde 70'i öğrencileri etkinliklere eşit olarak katamadıklarını, yüzde 70'i ise bütün sorunlarını öğrencileriyle paylaşmaya vakit bulamadıklarını belirtiyor.
Araştırma sonuçlarına göre, yüzde 62 oranında, grup çalışmaları verimli olarak yürütülemiyor ve grup çalışmasına katılan öğrencilerin sorumlulukları izlenemiyor. Öğretmenlerin yüzde 57'si öğrencilerin tümüne soru sorma ve söz alma hakkını kullandıramadıklarını belirtirken, yüzde 52'si, öğrencilerin birlikte iş yapabilme becerilerinin gelişmediğini söylüyor.
Öğretmenlerin yüzde 71'i, ‘‘Bütün öğrenciler rehberlik çalışmalarından yararlanabiliyor mu?’’ sorusuna ‘‘hayır’’ yanıtını veriyor. Öğretmenlerin görüşlerine göre, öğrencilerin yalnızca yüzde 31'i rehber öğretmenden 'zaman zaman' yararlanabiliyor. Öğretmenlerin yüzde 56'sı ise, öğrencilerin psiko-sosyal durumları ile bire bir ilgilenemediklerini belirtiyor.
Stres, ağrı, yorgunluk
Öğretmenlerin yüzde 77'si, sınıfın kalabalık olması nedeniyle yoğun stres altında kalıyor. Öğretmenlerin yüzde 64'ü sürekli boğaz ve baş ağrısı çekerken, yüzde 73'ü sinirli ve gergin olduğunu, yine yüzde 73'ü sürekli yorgunluk hissettiğini söylüyor.
Öğretmenlerin yüzde 66'sına göre, sınıf mevcudunun fazla olması nedeniyle öğrenci başarısı düşük oluyor, yüzde 73'ü öğrencilerden yeterli geri dönüşümü alamıyor, yüzde 55'ine göre öğrenci sayısına göre zaman yetersiz kalıyor. Öğretmenlerin yüzde 52'si, öğrencileri ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yetiştiremediklerini belirtiyor.
Öğretmenlerin yüzde 77'si deney ve araştırmalar için yeterli zaman ayıramıyor, yüzde 55'i araştırma ve incelemeyi daha çok ödev olarak veriyor, yüzde 78'i ise görsel araçlardan ve bilişim teknolojisinden faydalanamıyor.
Öğretmenlerin yüzde 84'ü temizlik problemleri ile karşılaşıyor, yüzde 77'si sınıfta yoğun gürültü olduğunu belirtiyor. Yüzde 64'ü ders araç ve gereçlerini yeterli düzeyde kullanamazken, yüzde 66'sı ise yerleşim düzeninin bozukluğunun iletişim engeli doğurduğunu vurguluyor.
Öğretmenler, yüzde 65 oranında sınıfta demokratik bir ortamın yaratılması için çabaladıklarını ancak etkin olamadıklarını belirtiyor. Öğretmenlerin yüzde 55'i okul yönetimi kaynaklı sorunlar yaşadığını, yüzde 70'i öğrencileri etkinliklere eşit olarak katamadıklarını, yüzde 70'i ise bütün sorunlarını öğrencileriyle paylaşmaya vakit bulamadıklarını belirtiyor.
Araştırma sonuçlarına göre, yüzde 62 oranında, grup çalışmaları verimli olarak yürütülemiyor ve grup çalışmasına katılan öğrencilerin sorumlulukları izlenemiyor. Öğretmenlerin yüzde 57'si öğrencilerin tümüne soru sorma ve söz alma hakkını kullandıramadıklarını belirtirken, yüzde 52'si, öğrencilerin birlikte iş yapabilme becerilerinin gelişmediğini söylüyor.
Öğretmenlerin yüzde 71'i, ‘‘Bütün öğrenciler rehberlik çalışmalarından yararlanabiliyor mu?’’ sorusuna ‘‘hayır’’ yanıtını veriyor. Öğretmenlerin görüşlerine göre, öğrencilerin yalnızca yüzde 31'i rehber öğretmenden 'zaman zaman' yararlanabiliyor. Öğretmenlerin yüzde 56'sı ise, öğrencilerin psiko-sosyal durumları ile bire bir ilgilenemediklerini belirtiyor.
Stres, ağrı, yorgunluk
Öğretmenlerin yüzde 77'si, sınıfın kalabalık olması nedeniyle yoğun stres altında kalıyor. Öğretmenlerin yüzde 64'ü sürekli boğaz ve baş ağrısı çekerken, yüzde 73'ü sinirli ve gergin olduğunu, yine yüzde 73'ü sürekli yorgunluk hissettiğini söylüyor.