Havaalanları yanlış yerde

Güncelleme Tarihi:

Havaalanları yanlış yerde
Oluşturulma Tarihi: Ocak 10, 2003 11:38

Meteorologlar, havaalanı yer seçiminde meteorolojik etütlerin dikkate alınmadığını ve birçok havaalanının bu açıdan risk altında olduğu görüşünde.

Haberin Devamı

Diyarbakır'da meydana gelen uçak kazası Türkiye'de havaalanı yer seçimindeki hataları yeniden gündeme getirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Türkiye'de Havaalanı Yer Seçiminde Unutulan Meteorolojik Etüdler" başlıklı yazısında, Türkiye'de sık sık meydana gelen uçak kazalarının nedenlerini inceledi. Yazısında, hava ulaşımında esas olan piste iniş ve kalkışlarda meteorolojik koşulların önemine dikkat çeken Kadıoğlu, "Türkiye'de eskiden havaalanları yapılırken herhangi bir meteorolojik incelemeye tabi tutulup tutulmadığı hakkında bilgimiz bulunmamaktadır.

Ancak medyada çıkan haberler böyle bir meteorolojik çalışma yapılmadığı yönünde bir düşünceye kapılmamamıza neden olmaktadır" dedi. Kadıoğlu, havacılıkta ekonomi, düzen, mal ve can emniyetinin sağlanabilmesinin modern havaalanlarının planlama ve tasarımı ile seyrüseferin her aşamasında meteorolojik şartların göz önünde bulundurulması ile mümkün olduğuna dikkat çekti. Türkiye'deki havaalanlarının yer planlamasında bazı eksiklikler bulunduğunu vurgulayan Kadıoğlu, görüş uzaklığı, bulutluluk, sıcaklık, yağış ve rüzgar açısından havaalanlarının durumunu şöyle anlattı:

"GÖRÜŞ UZAKLIĞI: Çok küçük su damlacıkları veya buz kristalleri yüzünden 1 km'nin altına indiği zaman sis oluştuğu rapor edilir. Görüş uzaklığı 300 metrenin altında olduğu zaman yoğun sis oluşur. Sisli yerler çoğunlukla sahil bölgeleri ve yüksek tepelerdir. Yağış nedeniyle görüşteki düşüşü önlemek mümkün değildir, fakat özellikle havaalanlarındaki sisi temizlemenin veya en azından görüş uzaklığını artırmanın pahalı yolları vardır. Sisin uçuş faaliyetlerini aksatması, temizlenmesinin ekonomik olmaması ve tahmin edilmesinin kolay olmaması nedeniyle havalimanlarının kurulacağı bölgelerde sis ve pus frekanslarının minimum olması istenir ve hava limanı yeri olarak böyle yerler aranır. Bütün bunlara rağmen Türkiye'de örneğin, Ankara, Esenboğa Havalimanı çok sisli bir yere yapılmıştır. Benzer şekilde Samsun, Trabzon ve Atatürk Havalimanını etkileyen sis, daha çok denizden rüzgarlarla havalimanına sürüklenmektedir. Hava limanları etrafında şehirlerin hızla gelişip büyümesi nedeniyle havalimanlarında ileriki yıllarda görüş uzaklığında bir problem yaşanmaması için dikkatli olunmalıdır. Havalimanının hakim rüzgar yönünde yeni yerleşim ve özellikle endüstriyel alanların kurulmasına izin verilmemelidir. Havalimanını batısı ve hakim rüzgar yönlerinde gelişecek yerleşim alanları ve sanayi tesislerinin oluşturacağı duman vb. hava kirleticileri görüşü önemli ölçüde düşürebilir.

RÜZGAR: Uçak ve helikopterlerin kalkış ve inişlerinde maruz kalacağı rüzgarın hız ve yönü de oldukça önemlidir. Rüzgar bakımından havalimanındaki pistlerin kullanılabilirliği çapraz rüzgarların zamanın yüzde kaçında kritik değere eşit veya ondan küçük olduğuna bağlıdır.

Örneğin, Atatürk Havalimanındaki 06-24 nolu pist, rüzgar yöne ve şiddet gözlemlerine göre yeryüzeyi seviyesinde esen rüzgarların farklı yöne ve şiddetlerine göre gruplandırılmış frekansları bakılmadan yönlendirildiği için kullanılabilirliği yaklaşık olarak yüzde 87'dir. Bu oran ICAO'ın tavsiye ettiği yüzde 95'lik kullanılabilirlik oranından bir hayli düşüktür. Bu piste uçaklar maruz kaldıkları kuvvetli yan rüzgarlar yüzünden de sık sık pist dışına kayarak kazalar yapmaktadır.

BULUTLULUK: Görüşü kısıtlayan alçak taban yükseklikli bulutların görülme frekansı havalimanı yer seçiminde önemli bir kuraldır. Yine dağın tepesine kurulmuş olan Samsun Havalimanı topografik konumu itibari ile alçak bulutların oluşumuna ve birikimine müsaittir. Samsun Havalimanında bulut örtüsü genellikle alçak bulutlar tarafından oluşturulduğu için hava limanındaki uçuş faaliyetleri için önemli problemler oluşmaktadır.

SICAKLIK: Çok sıcak ve soğuk hava şartlarında uçak ve helikopter motorlarının performansı düşer. Çok yüksek sıcaklıklarda uçak ve helikopterin havada tutunması ve havaya tırmanması zorlaşırken, çok düşük sıcaklıklarda motor tarafından emilen soğuk hava motorda buzlanmaya sebep olabilir. Bu nedenlerden dolayı Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerimizde hava sıcaklığı önemle dikkate alınmalıdır.

YAĞIŞ: Yağış, görüşü düşürmesi ve pistlerdeki fren mesafesini uzatması bakımından önemlidir. Özellikle düşük hızda uçan helikopter üzerinde aşırı miktarda kar birikebilir ve motora hava girişini engelleyebilir. Yoğun kar yağışı ve kar sürüklenmesi havalimanlarında büyük problemler oluştururlar ve hatta pistleri kapatabilirler. Karlı günler uçuş faaliyetlerini yağmurlu günlerdekinden daha kötü bir şekilde etkilemektedir. Kar, görüşü engellemek ve eriyip buza dönüşmek bakımından özellikle geceleyin daha tehlikeli olmaktadır."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!