HABER

Nüfus memurunun hatası hayatını kararttı! Resmi nikah yaptıramadı, çocuklarını kardeşinin nüfusuna kaydettirdi

Giresun’da yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur isimli vatandaşın başına gelenler film ve romanlara konu olacak türden. Çocukluğunda nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur, 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştı. Bir taraftan hukuk mücadelesi verirken, diğer taraftan evlendi, resmi nikah yaptıramadı, 4 çocuğunu ise kardeşinin nüfusuna kaydettirmek zorunda kaldı.

Giresun’un Bulancak ilçesi Hisarkaya köyü nüfusuna kayıtlı 52 yaşındaki Kumral Bodur, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa pembe kimlik ile kadın olarak kaydedildi. Kadın kimliği nedeniyle askere gidemeyen, çocuklarını nüfusuna kaydedemeyen, çalışma hayatı boyunca sigorta yaptıramayan ve verdiği hukuk mücadelesinde 15 hakim, 19 savcı değişmesine rağmen kimliğini değiştiremeyen Kumral Bodur, bir hatanın bir ömre mal olduğunu söyledi.

 "ERKEK KARDEŞLERİMİN KİMLİĞİ MAVİ, BENİMKİ PEMBE ÇIKTI"

İsminden dolayı nüfus müdürünün hata yaptığını anlatan Kumral Bodur, “Eskiden nüfus müdürleri köylere gider kayıt yapar, nüfusa geçirirmiş. İlkokula başlayacağım zamanlarda köye gelen nüfus görevlisine babam çocukların ismini ve yaşlarını söyleyerek kaydettirmiş. Bir hafta sonra da babama gel çarşıdan kimlikleri al denilmiş. Babam bir hafta sonra Bulancak’tan kimlikleri gidip alıp geliyor. Kardeşlerimin kimliklerini dağıtırken 6 tane erkek kardeşimin kimliği mavi benimki pembe çıkıyor. Okula gittiğimde kimliğimi gören öğretmenim bana 'Senin kimliğin kız olarak kayda geçmiş, babana söyle erkek kimliği ile değişsin' dedi. Babam da öğretmene 'Okul bitsin kendi değiştirir' dedi. Ondan sonra da benim hukuk mücadelem başlamış oldu" dedi.

15 HAKİM, 19 SAVCI DEĞİŞTİ, KİMLİK DEĞİŞMEDİ

Hukuk mücadelesinde ise Kemal Sunal’ın “Davacı” filmi gibi bir süreç yaşadıklarını da anlatan Bodur, “Okul bitip Bulancak ilçesinde bir restoranda işe başlamıştım. Buraya hakim ve savcılar da geliyorlardı. Bir gün patronum benim durumu anlattığında orada bulunan savcı bir şikayet dilekçesi vermemi istedi. Ben de arzuhalciye dilekçe yazdırıp gittim. Ancak yapılan duruşmalardan bir sonuç çıkmadığı gibi bir yıl sonra, yaşım küçük olduğu için babamın dava açması gerektiği söylendi. Ben de babama söyledim, o dava açtı. Bu sefer köylülerden bilirkişi heyeti istendi. Köyde ne kadar aza, akraba, komşu varsa hepsi şahit yazıldı. Biz 3 ayda bir köyden araba tutup mahkemeye gelmeye başladık. O gün başka hiç duruşma olmuyor, sadece bizim duruşmaya bakılıyordu. Tam dava sonuçlanacak 2 yıl içinde karar verilmediği için dava düştü. Yeniden dava açıldı. Bu defa da hakim değişti ve bana yaşımın 18 olduğu için benim dava açmam istendi. Bu defa da ben dava açtım köylüler mahkemeye gelmekten kurtuldu. Ancak bu defa da bana doktordan heyet raporu istendi. Hangi hastane dedilerse gittim ama dava boyunca ya hakim, ya savcı değişti ama bizim kimlik değişmedi. Sonra bir avukat tutmamı istediler. Ben de tanıdık bir arkadaş vardı o avukata vekalet verdim. Bu defa her şey yeniden başladı. O hastane bu, hastane erkek olduğumu ispatlamaya çalıştım. Ama yine bir sonuç alamadım” diye konuştu.

GÜNCELLENME

Bunları da beğenebilirsiniz