Keçiye tecavüz ve Kopenhag Kriterleri

BİRBİRİNİ ÖPEN HALK, MİLLETTİR

Alman birliği yatakta kurulamadı. İki Almanya yatakta birleşemedi. Haber böyle diyordu. (Eski) Batı Almanya halkı, Doğu'dan gelen kardeşleriyle ... cinsel ilişkiye girmekten kaçınıyormuş hâlâ.

"Ein Volk, ein Vaterland, ein Führer!" Yani "Tek millet, tek ülke, tek önder!"

Nazi Almanyası'nın sloganı buydu.

Hitler o kadar başarılı (!) oldu ki, ülkesi ve halkı ikiye bölündü. İki zıt ve düşman rejime dönüştü. Aralarına Berlin Duvarı örüldü. Halkının yarısı, yarım asır Sovyet işgali altında inim inim inledi.

1989-1990 yıllarında Batı Almanya bastırdı "doyçe markı" Doğu Almanya'yı toptan satın aldı.

Böylece, 45 yıl sonra, Almanya tekrar tek bir ülke ve tek bir devlet haline geldi.

Ama tek bir ulus... olamamış demek ki.

AFP'nin haberi diyordu ki... "ALMANYA YATAKTA BİRLEŞEMEDİ"

Emnid Enstitüsü bir araştırma yapmış, Playboy dergisi yayımlamış. (Vallahi de billahi de ben AFP'den okudum bu haberi!)

İki Almanya'nın birleşmesinden 12 yıl sonra:

* Almanlar'ın sadece % 11'i "öteki" Almanya'dan bir kadın veya erkekle cinsel ilişkiye girmiş.
* "Öteki Almanya" ile cinsel ilişkisi olmadığını söyleyenlerin oranı % 64 imiş.
* "Ne bileyim yattığım kadının/erkeğin nereli olduğunu?" diyenlerine oranı % 24 imiş...

Ancak, bu rakamlardan bir "tepki" veya "ayırımcılık" sonucu çıkarmamak gerekiyormuş. "Çünkü" diyormuş enstitünün raporu, "gençlerde durum farklı."

16-29 yaş grubunda, Wessiler ile (Batı Almanlar) Ossiler'in (Doğu Almanlar) % 25'i "öteki" Almanya'dan biriyle cinsel ilişkiye girdiğini söylüyormuş.

Meseleye bu açıdan bakınca, Aristo mantığıyla, şöyle bir sonuç çıkıyor :

Millî birlik ve beraberlik içinde yaşayan, bölünmez, yekvücut bir millet olabilmek için, demek ki... vatandaşın birbirini becermesi gerekiyor...

İşte Türkiye'nin gücü de burada!

(Ayrıca Almanya liberaldir, biz Devletçi'yiz. Yani bizim "millî birlik ve beraberliğimizde" Allah için Devlet'in de büyük katkısı vardır.)


                                                   * * *


THY HOSTESİ BİZİ ACİL İNİŞTEN KURTARDI

Brisbane-Adelaide seferini yapan Virgin Blue Havayolları uçağı "terörist saldırı" korkusuyla acil iniş yapmış.

Sebep, uçakta yayılan dayanılmaz koku...

Oysa, kimyasal saldırı zannedilen şey, aslında, Güneydoğu Asya'da çok tutulan iğrenç bir deodoranmış.

Şirketin patronu Brett Godfrey sonradan bir açıklama yaparak yolculardan özür dilemiş, "Uluslararası terör korkusu o kadar içimize işlemiş ki, personelim paniğe kapılmış, özür dilerim" diye.

Halbuki bizim THY personeli bu konuda son derece soğukkanlıdır...

Almanya'ya uçarken hostesi çağırmıştım endişeyle, "Ya uçakta çürümüş bir ceset var, ya da bir kimyasal saldırıya uğradık" diye...

Tecrübeli hostes, ben daha cümlemi bitirmeden, ön koltukta oturan beyin kulağına eğildi ve "Beyefendi, rica etsem, ayakkabınızı giyer misiniz!" dediydi...


                                                   * * *


HUKUK DEVLETİ OLMANIN BİRİNCİ ŞARTI

Giritli bir çiftçi, 2000 senesinin mart ayında işlediği bir suçtan ötürü, gıyabında, 4 ay hapis cezasına çarptırılmış.

37 yaşındaki Dimitris Kiusis'in suçu bir... keçiye tecavüz etmek ve hayvanın ölümüne sebep olmakmış. Kiusus, keçileri tarlasına giren komşusundan intikam almak için garip hayvana saldırmış.

Eee, diyeceksiniz? Haydi bakalım, bu haberi de yorumla...

Gayet basit.

Hatırlarsınız Çanakkale'de yaşanan hadiseyi. Genç bir adam, Çanakkale'nin bir köyünde bir keçiye tecavüz etti, yıllar önceydi. Keçinin sahibi kadın ne yaptı? Av tüfeğini kaptığı gibi, adamı öldürdü. Halbuki keçi yaşıyordu.

İşte aramızdaki fark bu!

İşte Avrupa Birliği bu! İşte Kopenhag Kriteri bu!

Bir yanda orman kanunu, öte yanda Hukuk Devleti!

Neymiş? Keçine tecavüz eden adamın cezasını (hele hele keçi de yaşıyorsa) kendin vermeye kalkmayacaksın!

Göze göz, dişe diş mi? Yok artık! Hangi çağda yaşıyoruz?