Savaş ve insan

Güncelleme Tarihi:

Savaş ve insan
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2003 16:58

Maalesef, kaynakların kıt olduğu bir dünyada savaş da kaçınılmaz bir acı gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Müdafaa-i nefs dışında, kendini/başkalarını veya vatanı koruma güdüsü dışında, dünyada hiçbir savaş adil, meşru, haklı veya hukuka uygun olamaz.

Ayrıca acı bir gerçektir, savaşı askerler yapar, komutanlar kazanır.

Çocuklar,anneler, yaşlılar ölür, sağ kalanlar hep savaşı çıkaranlar olur.

Irak'ta yaşanan vahşi savaş da ne Irak halkı, ne Ortadoğu halkı, ne de ABD halkı için yapılmaktadır.

Hatta savaş ABD-İngiliz askerleri ile Irak askerleri arasında cereyan etmesine ve savaşta gariban Irak halkı ölmesine karşın, esas savaş ABD ile Kıta Avrupası arasındadır.

* * *

Savaş; özü itibari ile, önümüzdeki 25 yıl boyunca dünyanın hala en büyüğü olarak kalabilmek için, petrol tüketimi içinde ithalatın payını yüzde 55'ten yüzde 70'e çıkarmak zorunda olan ABD'nin dünya petrol stokunun yüzde 65'ini elinde tutan Ortadoğu'yu yeniden ele geçirme saldırısıdır.

ABD'nin yüzde 15'lik pay artırımı ise Kıta Avrupası, Rusya, Çin açısından takriben ve kabaca yüzde 17'lik bir pay kaybıdır.

Tüm kıyamet, diğer gerekçeler yanında, özü itibari ile bu yüzden kopmaktadır.

* * *

Böyle bir savaşa taraftar olmak için de 'manyak' olmak gerekir.

Kimilerine göre, ülkede yüzde 94'ün karşı çıktığı savaşa, 'evet!' diyen yüzde altılık bir azınlık da var. Bu saptama doğru ise, ülkemizde 4.2 milyon adet 'manyak' var demektir.

Bu tahlil doğruysa, inanın bu ülke iflah olmaz.

Yüzde 0.001'lik manyaklar hariç; ülke insanımızın, dünya insanının yüzde 100'ünün savaşa karşı olduğundan kimsenin şüphe duymaması lazım.

İnsan, insan ise savaştan nefret eder!

Ancak, insanın bir de rasyonel aklı vardır.

İnsan diğerlerinin rasyonel olmayan aklı karşısında bile rasyonel kalmak zorundadır.

Herkes komşusunun evinde yangın çıkmaması için elinden geleni yapar.

Komşu evin sahibi bir manyak olsa ve belayı bizzat arasa bile rasyonel akıl, komşu evde yangın çıkmaması için elinden geleni yapar.

Ancak komşu evde her şeye rağmen yangın çıkarsa insan ne yapar?

Kendisi açısından 'tedbir' alır!

* * *

Rasyonel akıl, yangın, deprem gibi felaketler, savaş gibi delilikler karşısında, 'bu beladan nasıl en az zarar ile kurtulurum', diye akıl yorar.

Böyle felaketler karşısında alıncak tedbirler de adı üzerinde tedbirdir.

Tedbir almak 'iyi' ile 'kötü' arasında tercih yapmayı değil, maalesef 'şer' ile 'ehven-i şer', 'kötü' ile 'daha az kötü' arasında tercih yapmayı gerektirir.

Komşuda yangın başlamışsa, 'komşu bundan nasıl, en az zarar görür' diye düşünmenin yanında, 'bizim ev nasıl, en az zarar görür' diye düşünmek ve ona göre tedbir ve tavır almak esastır.

Yangına körükle gitmek ne kadar yanlış ise, yangını aval aval seyretmek de yapılabilecek en büyük yanlıştır.

Yangınla mücadele ise 'kriz yönetimi' gerektirir.

Kriz yönetiminde, bütün kargaşa ve kaosa karşı soğukkanlı kalmak, tüm acı ve zaaflara rağmen rasyonel aklı yitirmemek çok zordur ama esastır.

Krizde rasyonel aklı yitirmeyen ülkeler 'büyük ülke', siyasiler 'lider' olurlar.

* * *

Savaşa karşı olmak kadar savaş gerçeği karşısında rasyonel akla başvurmak eşit derecede insani bir tavırdır!

Ben Türkiye'nin savaşa karşı çıkarken gösterdiği insani tavrı, savaş gerçeği karşısında rasyonel aklı kullanamadığı için gösteremediği kanaatindeyim.

Bu görüşlerim azınlık görüşü olsa da ben böyle düşünüyorum!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!