Galata Mevlevihanesi’ne sarhoş şeyhler mi dadandı

Güncelleme Tarihi:

Galata Mevlevihanesi’ne sarhoş şeyhler mi dadandı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2002 02:23

Şeb-i Arûs törenlerinin arkasından başlayan Mevlevilik ve sema tartışması, genişleyerek sürüyor. İstanbul Sema Gurubu'nun kurucusu Nezih Uzel, Galata Mevlevihanesi'nin istismar ve dejenerasyonun merkezi olduğunu savundu. Uzel, 'iki takım yetiştirdim, birini meyhaneden, diğerini Galata'daki numaralı evlerden kurtaramadım' dedi.

Şeb-i Arûs’un mimarlarından Ahmet Özhan ile Ahmet Yılmaz'ın, ‘‘Mevlevilik rant alanı, sema rakı mezesi oldu’’ sözleriyle başlayan tartışma, bu dünyanın kapılarının açılmasına ve kıyıda köşede yaşananların gözler önüne serilmesine yol açtı. 1981'de İstanbul Sema Gurubu'nu kuran ve zamanında Şeyh Galib'in şeyhliğini yaptığı Galata Mevlevihanesi'nde ilk áyini düzenleyen Nezih Uzel, ‘‘Vaktiyle Balkanlar'daki Bektaşiliğe içki sokup İslam geleneğini bozanlar, son oniki yılda Mevlevileri de bozdular. Galata Mevlevihanesi'ne dadanan sarhoş şeyhler, Türkiye'de 'kafayı çekmeden sema edilmez' inancına yol açtılar’’ diye konuştu.

Nezih Uzel, kendi yetiştirdiği Hasan Çıkar ve Nail Kesova'nın, gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında sema áyinlerine içkili çıktıklarını ileri sürerek, ‘‘Hasan Çıkar, Mevlana'nın da içtiğini, içkinin İslam'da yanlış yere haram edildiğini söylüyor’’ dedi. Uzel sözlerini, ‘‘Çok semazen yetiştirdim ama Mevlevi yetiştirmek nasip olmadı’’ diye sürdürdü.

Hakkında çeşitli iddialar bulunan Hasan Çıkar ise Nezih Uzel'in kendisine yönelttiği suçlamaları reddetti. 67 yaşında olan ve kendisine 'Hasan Dede' ismini uygun gören Çıkar, Üsküp Mevlevihanesi şeyhi Hakkı Dede'den 1965 yılında icazet aldığını söyledi. Toplumda Bektaşi babalarının veya Alevi dedelerinin gayet doğal karşılandığını belirten Çıkar, kendisinin 'dede' olmasında şaşırtıcı bir taraf bulunmadığını ifade etti. Hasan Çıkar, hakkındaki iddiaları şöyle cevaplandırdı:

‘‘Biz para için sema yapmayız. İçki içip semaya çıktığımız veya içkili yerlerde sema yaptığımız iddiaları tamamiyle yalandır. Ben hacı adamım. Benim böyle bir şey yaptığımı söylemek iftiradan başka bir şey değildir. Bugün Mevleviliğin yozlaştırıldığını, tamamen maddi menfaatlere yönelik bir hale getirildiğini görüyoruz ve biz de bundan şikayetçiyiz.’’

<>

Kadın semazenlere tacizde bulunduğuna dair iddialara da itiraz eden Hasan Çıkar, 20 tane kadın semazeni olduğunu ama bugüne kadar hiçbirinin kendisinden şikáyetçi olmadığını söyledi. Kadın ve erkeğin birlikte sema etmesinin Mevleviliğin ruhuna aykırı olduğuna dair görüşleri de eleştiren Çıkar, ‘‘Kadın-erkek birlikte sema etmez fikri doğru değildir. Öyle olsaydı, Kabe'de kadınla erkeğin birlikte tavaf etmeleri mübah olur muydu?’’ dedi. Nezih Uzel ise ‘‘Kadın semazen olmaz diye bir kural yok. Erkek-kadın bir arada dönmez, o kadar. Bu meseleyi kasten bulandırıyorlar. İspanya'da bir gurub 'yogacı' hanıma sema öğrettim, kendi aralarında dönüyorlar. Bu gelenekte var, ama erkek-kadın bir arada yok’’ diye konuştu.

PORTRE

NEZİH UZEL


25 kitap 28 plak

1938 yılında Mudanya'da doğan Uzel, 1957 yılında Galatasaray Lisesini bitirdi. Prof. Süheyl Ünver, Sadettin Heper, Halil Can, Necmettin Okyay gibi isimlerden ders aldı. 15 yıl Üsküdar'da eski Özbekler Dergáhı son şeyhi Necmettin Özbekkangay'ın hizmetinde bulundu. Devrin şöhretli köşe yazarı Mevlevi Refi Cevat Ulunay'ın teşvikiyle gazeteciliğe başladı. İslam, tarih, kültür ve sanat ile ilgili 25 kitabı ve tasavvuf müziğini içeren 28 plak, CD ve kaseti yayınlandı. 1981 yılında İstanbulda eski Galata Mevlevihanesi şimdiki Divan Edebiyatı müzesi çerçevesinde İstanbul Sema gurubunu kurdu. Bu grup yurt içinde ve dışında yüze yakın konser ve sema gösterisi düzenledi. Gurup, 1987 yılında Konya Belediyesi'nin daveti üzerine Uluslararası Mevlana'yı Anma Töreni'nde müzik ve sema görevini üslendi. Uzel halen çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazıyor.

Nezih Uzel’in dile getirdiği şikayetler, giderek bir rant kapısı haline getirilen Mevlevi dünyasında alttan alta kaynayan bir kazanın varlığına da işaret ediyor. Kavganın sebebi de bu galiba...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!