Sezen Aksu’ya madalya verilmeli

Güncelleme Tarihi:

Sezen Aksu’ya madalya verilmeli
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2002 02:02

Depremde yerle bir olan Varto'nun Baltaş (Kemera Xemgin) köyünde doğdu. Evlerinin başköşesinde bağlama her daim asılı dururdu. Daha küçücük bir çocukken, abisi saz çalmaya başladığında duyduğu melodiyi tekrarlamaya, türkülere sesiyle eşlik etmeye başladı.

İlkokul sıraları, Varto'nun kurtuluşu, Muş'ta Karpuz Festivali, hıdırellezlerlerde ‘‘hadi kızım bir türkü söyle’’ fasıllarıyla geçti. Liseden sonra ver elini İstanbul. Önce Arif Sağ Müzik Merkezi'de iki sene inanılmaz sıkı bir eğitim ve sonunda hemen Alevi deyişlerinden bir albüm. Akbal bir gün geldi, yerel biçim ve melodileri aştığını düşündü ve evrensel sesleri yakalamak üzere Timur Selçuk'a gitti. Timur Selçuk onu İstanbul Opera ve Balesi sanatçısı Begüm Erdem'le tanıştırdı. Begüm hocadan aldığı derslerle aryalara doğru yol aldı. Dayısının evinde Hendel'in Rinaldosu'nu çalışırken Alibeyköy gecekondularında sesler kesilir, yoksul mahallenin sessiz insanları çıt çıkarmadan onu dinlemeye koyulurdu. İki sene de böyle geçti. Ve hayatının pusulası ona Batı'yı gösterdi. Almanya'nın Köln kentine gitti. Rheniche Muzic Schule'nin sınavında Hendel'in Rinaldo'sunu okuyunca akan sular durdu. Geceleri konserlerde türkü söyleyip gündüzleri opera eğitimine devam etti. Ama içinden bir ses hep anasının diliyle yani 'Kürtçe türkü söyle', dedi ona. ‘‘Nevruz-1’’ isimli kasette üç Kürtçe türkü söyledi. Bu albüm Şivan ve Civan Haco gibi ünlü Kürt müzisyenlerin dikkatini çekti. Bazıları ona Kürtlerin Sezen Aksu'su diyor. En son Ada Müzik'ten çıkan Ray'e (Yol) albümünde Kürtçe, Türkçe, Arapça, Zazaca ve Farsça şarkılar söyleyerek aşkı anlatıyor.

Arif Sağ'la karşılaşmanızdan başlayalım...

- Varto'dayken bir mektup yazmıştım ona: 'Sen bizim pirimizsin. Gelsem dizinin dibinde oturup, sazı senden öğrensem, sözü ben söylesem' diye. Eline geçip geçmediğini ona hiç sormadım. Benim bu yola baş koymam bizi yan yana getirdi.

Albümlerinizden birinin adı 'Ben Bir Kadınım.'' Neden?

- Albümün çıktığı dönemde kadın sorunlarıyla ilgilenmeye, kendimi kadın olarak keşfetmeye ve çeşitli kadın derneklerinde çalışmaya başlamıştım.

Aleviler diğer mezheplere nazaran kadına daha özel bir önem veriyormuş gibi görünür dışarıdan. Gerçekten öyle midir?

- Hayır, o bir görüntüden ibarettir. Evet Aleviler kadını toplumsal hayatın dışına itmezler ama onlarda da tıpkı diğer mezhep ve dinlerde olduğu gibi kadın çocuk doğuracak, hamur yoğuracak, törelere uyacak.

Artık Kürtçe resmen serbest bırakıldı. Bundan sonra neler olacak?

- Dışarıda, bu topraklardan çıkan çok değerli Kürt müzik adamları ve grupları var. Yaşadıkları kompleksten ve baskılardan bunaldıkları için kendilerini Türkiye'den ayrı tutmaya çalışan arkadaşlar. Bir müddet sonra onlar da bu topraklara tekrar ısınacaktır. Şimdi ben Türkiye'de kendimi ifade etme olanağı bulsaydım Avrupa'dan giriş yapar mıydım? Birbirimizin türkülerine arkamızı döndüğümüz müddetçe, sesimiz boşlukta kaybolup gidecek. Bir kulağımız sağır kalacak. Gerçekleri, zenginliğimizi göremeyeceğiz.

30 AĞUSTOS ÖNEMLİ

Ama Türkiye'de mesela Sezen Aksu gibi bir star da bunu gördü. Gerçi bazı resmi çevrelerden tepkiler aldı ama o konserleri de yaptı...

- Sezen Aksu doğruyu yaptı. Konser için 30 Ağustos, bence tam da isabetli bir gündü. Çünkü Mustafa Kemal, ‘‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri!’’ dediğinde o orduda, Çerkezler, Kürtler, Gürcüler, Süryaniler, Araplar da vardı. Kurtuluş Savaşı hepimizin ortak destanıdır. Ben tepki gösterenlerin yerinde olsam, en önde oturur ve Sezen Aksu'yu ayakta alkışlardım. Çünkü o, birliğimizin harcını kuvvetlendiriyor. O çok söylenen ama içi boşaltılan vatanın bölünmez bütünlüğüne katkı sağladığı için madalya verilmeli Sezen'e. Alnından öpülmeli. Sanat güçlendikçe cinnet azalır, şiddet azalır, kinler erir gider.

Size de Kürtler’in Sezen Aksu'su deniyor.

- Sezen Aksu, benim gönülden sevdiğim bir sanatçı. Onu hep dinledim, takip ettim. Ama aramızdaki en önemli fark serüvenlerimizin ayrı olması. Ben uzak dağların eteklerindeki ıssız bir köyden çıktım. İmkansızlık içinde çabaladım. Sezen şehirliydi. Onno Tunç gibi bir pınarı vardı. Ama ben yıllarca taşıma suyla değirmen döndürmeye çalıştım. Fakat ne oldu? Sonunda kader bizi aynı yerde birleştirdi.

Hep gruplar üstü kalmışsınız, siyasetle öyle içli dışlı olmamışsınız.?

- Buna tek bir cümleyle yanıt vermek istiyorum. U2'nun solisti Bono demiş ki, ‘‘Hayatta hiçbirşey kendine benzemek kadar isyancı değildir.’’

Prodüktörünüz Ayhan Evci'den sözeder misiniz?

- Ayhan, Almanya'nın Hamburg kentinde yaşayan has bir müzisyen. Ciddi bir müzik eğitimi almış ve çok kuvvetli bir donanıma sahip. Yurtdışında birçok yabancı gruplarla çalışan Ayhan Evci, birikiminin bir kısımını Ray'e'ye verdi. Daha önce de Fuat Saka'yla bir albüm yapmıştı.

Bu albümünde sadece aşk şarkıları var.

- Kürt müziğinin tıpkı diğer milletlerin müziğinde olduğu gibi yüzde 90'ı aşk şarkılarıyla doludur. Son 30 yıl içinde siyaset ve slogan öne çıktı. Geleneksel ağıtlar ve türküler bile siyasi sloganlar yazılarak kullanıldı. Mahsuni'nin bir deyişi vardır: ‘‘Akıl başımı terket çünkü oraya aşk girdi.‘‘ Şimdi artık aşk zamanı. Yeniden aşkı bulmanın ve onu sonsuza kadar kaybetmemek için çaba sarfetmenin zamanı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!