Türkiye gaffı unutulmuyor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2006 11:36
Fransa’da parti delegelerinden büyük destek sağlayarak Sosyalist Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı seçilen Segolene Royal’ın şimdiye kadar seçim kampanyasında kırık not aldığı, pot kırdığı başlıca beş konu arasında Türkiye’nin AB üyeliği ilk sırada gösteriliyor. Segolene Royal’ın Türkiye’nin AB üyeliği konusunda “benim görüşüm Fransız halkının görüşüdür” türünde bir yanıt vermesi, tepki ve alay konusu oldu.
Hayat arkadaşı, Sosyalist Parti lideri François Hollande’den dört çocuğu olan ancak şimdiye kadar evlenmeye yanaşmayan 53 yaşındaki Segolene Royal’ın, Perşembe günü yapılan oylamada Sosyalist Parti’nin 220 bini aşkın delegesinin yüzde 60’ından fazla oy alması büyük bir zafer olarak değerlendiriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde iktidardaki Halkçı Hareketin Birliği (UMP) Başkanı, İçişleri Bakanı ve Türkiye karşıtı Nicolas Sarkozy ile yarışacak Royal, kampanya sırasında gazetecilerin Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin görüşünü sormaları üzerine “Benim görüşüm, Fransız halkın görüşüdür” yönündeki bir yanıt ile yetinmesi, “bir cumhurbaşkanı adayına yakışmıyor” diye büyük eleştirilere neden olmuştu.
DEVLETİN VERDİĞİ SÖZE SADIK KALACAĞIZ
Ancak, Fransız basınında “feminist ve geleneksel”, “anne ve hırslı” olarak nitelendirilen Segolene Royal, yoğun eleştirileri dikkate alarak Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki tutumunu gözden geçirdi. Böylece, 7 Kasım’da Fransız televizyonda sosyalist aday adaylarının katılımıyla düzenlenen tartışmada Royal, Türkiye’nin üyelik konusunda önceki sosyalist hükümetlerin verdikleri sözlere sadık kalınması gerektiğini belirterek şunları söylemişti:
“Müzakereler, (sosyalist başbakan) Lionel Jospin hükümetince açıldı ve devletin sadece bir sözü var. Devamlılık ilkesi çerçevesinde müzakerelerin askıya alınması mümkün değil. Buna karşın, Türkiye’nin üyeliğinin bir referanduma götürülmesi öngörülüyor ve daha önce belirttiğim gibi Fransız halkının görüşünü ortaya koymasından sonra Fransız halkının görüşü, devlet başkanının görüşü olacak.”
1988 yılından beri milletvekili olan, eski cumhurbaşkanı Mitterrand’ın yardımcılığını da yapan Segolene Royal’ın, kampanya sırasında pot kırdığı diğer dört konu arasında İran’ın nükleer enerji programı da bulunuyor. Royal’ın, İran’ın “sivil nükleer enerji” programının önlenmesi gerektiğini savunması da alay konusu olmuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde iktidardaki Halkçı Hareketin Birliği (UMP) Başkanı, İçişleri Bakanı ve Türkiye karşıtı Nicolas Sarkozy ile yarışacak Royal, kampanya sırasında gazetecilerin Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin görüşünü sormaları üzerine “Benim görüşüm, Fransız halkın görüşüdür” yönündeki bir yanıt ile yetinmesi, “bir cumhurbaşkanı adayına yakışmıyor” diye büyük eleştirilere neden olmuştu.
DEVLETİN VERDİĞİ SÖZE SADIK KALACAĞIZ
Ancak, Fransız basınında “feminist ve geleneksel”, “anne ve hırslı” olarak nitelendirilen Segolene Royal, yoğun eleştirileri dikkate alarak Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki tutumunu gözden geçirdi. Böylece, 7 Kasım’da Fransız televizyonda sosyalist aday adaylarının katılımıyla düzenlenen tartışmada Royal, Türkiye’nin üyelik konusunda önceki sosyalist hükümetlerin verdikleri sözlere sadık kalınması gerektiğini belirterek şunları söylemişti:
“Müzakereler, (sosyalist başbakan) Lionel Jospin hükümetince açıldı ve devletin sadece bir sözü var. Devamlılık ilkesi çerçevesinde müzakerelerin askıya alınması mümkün değil. Buna karşın, Türkiye’nin üyeliğinin bir referanduma götürülmesi öngörülüyor ve daha önce belirttiğim gibi Fransız halkının görüşünü ortaya koymasından sonra Fransız halkının görüşü, devlet başkanının görüşü olacak.”
1988 yılından beri milletvekili olan, eski cumhurbaşkanı Mitterrand’ın yardımcılığını da yapan Segolene Royal’ın, kampanya sırasında pot kırdığı diğer dört konu arasında İran’ın nükleer enerji programı da bulunuyor. Royal’ın, İran’ın “sivil nükleer enerji” programının önlenmesi gerektiğini savunması da alay konusu olmuştu.