Türkiye, AB için kilit konumda
Güncelleme Tarihi:
Brüksel’de yapılan AB dışişleri bakanları toplantısında onaylanan 11 paragraflık Türkiye bölümünde, “Ekonomisi ve stratejik konumuyla Türkiye AB için kilit ülke” dendi.
AVRUPA Birliği Dışişleri Bakanları’nın onayladığı Türkiye kararında, ‘yeni bir sayfa’ açıldığı mesajını verildi ve 5 yıldan beri Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin ‘tam üyeliği çağrıştırdığı’ gerekçesiyle engeline takılan ‘katılım’ kelimesine yer verildi. AB Bakanları kararda, ‘Müzakere sürecinde inandırıcı ve saygın bir yaklaşım olmadan Türkiye’nin AB’ye katkısını sağlayamayız’ ifadesini kullandı. AB Bakanları, 2 yıldan beri hiçbir müzakere başlığı açılmadığı gerçeğini de göz ardı etmeyerek, “aktif bir müzakere süreci” mesajını verdi. Kilit ülke AB Bakanları 11 paragraflık Türkiye kararında şu görüşleri ön plana çıkardı.
Dinamik ekonomisi ve stratejik konumuyla Türkiye AB için kilit ülke konumunda.
Türkiye bu haliyle bütün Avrupa kıtasına refah sağlamaktadır.
AB, Türkiye’deki reformların itici gücüdür ve bu nedenle katılım müzakerelerine en kısa sürede ivme kazandırmak gerekiyor.
Bu durum, her iki tarafın da çıkarınadır. Özellikle ortak menfaatleri ilgilendiren alanlarda AB, Türkiye ile var olan siyasi diyaloğunu geliştirmek konusunda kararlıdır.
Türkiye önemli bir bölgesel aktördür. Bölgesinde izlediği aktif politika takdir edicidir.
Türkiye’nin Suriye’deki rolü Suriyeli sığınmacılara yönelik politikası memnuniyet vericidir.
Siyasi reform sürecindeki kararlılığı dikkat çekicidir. Bu çerçevede ombudsman ve insan hakları kurumunun kurulması, güvenlik güçlerinin sivil denetimi, kadın hakları ve cinsiyet eşitliğine ilişkin yeni düzenlemelerin yapılması, 3’üncü yargı paketinin kabul edilmesi ve 4’üncü yargı paketinin hazırlıklarına ilişkin kararlılık dikkat çekicidir.
Vize muafiyeti
Avrupa Birliği, ‘vize muafiyeti’ konusuna da değindi ve bu konuda hazırlanacak olan ‘yol haritası’nın etkin şekilde uygulanmasıyla ‘uzun vadede’ bu sonuca ulaşılabileceğini resmi olarak beyan etti. Türkiye üzerinden AB ülkelerine kaçak olarak giden göçmenlerin yeniden Türkiye’ye iadesini öngören ‘Geri kabul anlaşmasına’ ve bunun tam ve etkin şekilde uygulanmasına büyük önem verdiği vurgulanan kararda, paraflanan anlaşmanın Türkiye ve AB arasında vize serbestisi diyaloğunun başlatılmasıyla paralel olarak imzalanması istendi.