Ultra HD ile televizyonda yeni dönem başlıyor

Güncelleme Tarihi:

Ultra HD ile televizyonda yeni dönem başlıyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2017 07:24

Televizyon görüntü teknolojisindeki gelişimlerin hız kazandığı bugünlerde, İsveç’in önde gelen Ultra HD uzmanlarından Benny Norling'e göre, artık televizyonun geleceği şekillenmeye başlıyor ve Ultra HD'yi henüz keşfetmemiş olan çoğu insanı müthiş hayranlık deneyimi bekliyor.

Haberin Devamı

Benny Norling 1970'lerden beri ileri teknoloji alanında çalışmış olan bir sektör uzmanı. İsveç radyosunda (Sweden Radio) ses mühendisliği yaptığı yıllarda, Berwald Hall'un gürültü sorunlarını, dijital kontrollü bir mikrofon amplifikatörü geliştirerek çözmesiyle dikkat çekti. Bu olaydan itibaren Sweden Radio'da CD çalabilen ilk kişi oldu ve o tarihten bu yana da piyasada yeni teknolojiyi kullanmaya öncülük eden isimlerden biri.

İsveç'in 2004 yılında HDTV’'yle tanıştığında da bu alanda önde gelen bir kişi olan Norling şimdiyse, Ultra HD ile bir sonraki önemli teknolojik aşama için hazır olunduğuna dikkat çekiyor ve şöyle konuşuyor; “Ultra HD'ye geçiş, SD formatındaki dijital yayınlardan HDTV'ye geçiş kadar hızlı olmamıştır. Bununla ilgili birçok açıklama arasından, bugünkü HDTV ve Ultra HD'deki tanıtım TV şovları arasındaki farkın o kadar da iyi olmadığını belirtmek gerek. Ancak HDR ve WCG teknolojisinin işin içine girmesiyle birlikte bir şeyler değişmeye başlıyor”.

Ultra HD ile televizyonda yeni dönem başlıyor


HDR, Yüksek Diyagram Aralığı ve WCG de Geniş Renk Gamı anlamına geliyor. Çoğunlukla bu iki terim aynı şey olarak algılanıyor ancak Norling’in farklılıkları olduğunun altını çiziyor:

“Kısaca açıklamak gerekirse, HDR, siyah beyaz arasındaki kontrast aralığı ile ilgilidir. Öte yandan, WCG ise renkteki renk aralığı üzerinedir. Bu iki teknikle, resimde daha fazla renk ve daha fazla dinamik elde edebiliriz ve her rengi de daha fazla renk tonuyla çoğaltılabiliriz. Örneğin kırmızı daha önce olduğundan çok daha kırmızı hale gelir, yeşil daha yeşilleşir ve siyah çok daha siyah olur. Bugünün SDTV ve HDTV teknolojileri, gözümüzün algılayabileceği tüm renklerin yaklaşık % 37'sini üretebilirken, Ultra HD ve WCG ile bu oran en az iki kat artmıştır. Kimileri bu durumu artık televizyonda ‘Ferrari Kırmızısı’ gösterilebiliyor olarak da yorumluyorlar. İşin şakası bir yana, bu yeni teknolojiyle HDTV’de göremeyeceğiniz renkleri görebileceğinizden, TV artık tam anlamıyla ‘renkli’ oldu diyebiliriz.”

Aşağıdaki resimde WCG (Geniş Renk Gamı) gösteriliyor
Ultra HD ile televizyonda yeni dönem başlıyor


Aslında bugün HDTV'de izleyebildiğimiz renk sayısı, 50'li yıllarda belirlenmiş olan standartlardan beri değişmedi. Tabii ki, resim başka nedenlerden dolayı önemli ölçüde daha iyi hale gelmiştir ancak renk miktarı, örneğin bir VHS kaseti ile bir Blu-ray diskinde aynıdır. İşte Benny Norling’in de ısrarla dikkat çektiği nokta olan HDR ve WCG'nin avantajları burada devreye girer ve HD ile Ultra HD’nin büyük farkını oluşturur.

“HDTV ile çözünürlüğü dört kat artırdık ve bu çok büyük bir aşama oldu haliyle… Aslında Ultra HD ile yaptığımız da HD’nin dört kat fazlasıydı ama beyinimize aynı hayranlık duygusunu vermiyordu. Ancak buna HDR ve WCG ile yeni renk ve tonların kontrastını ekleyince izleyici gerçek farkı görebilecek ve etkilenecek” diyen Benny Norling, HDR ve WCG teknolojilerinin fırtına hızıyla pazara geldiğinin de müjdesini veriyor. Hem içerik üretimi hem de televizyon setlerinin standartlara uygun oluşu bu teknoloji değişiminde ivme kazanmak için gerekli, ancak gelişmeler burada da durmayacak görünüyor.

Norling, “Yakında, ekran önündeki deneyimimizde büyük bir sıçrama anlamına gelecek olan Yüksek Çerçeve Oranı'nın (High Frame Rate /HFR) ile yeni standartlar olacak. TV’deki resmin gerçeklikten daha iyi veya bazen daha keskin görünmesi inanılmaz harika bir deneyim yaşatacak!” diyerek heyecanını paylaşıyor.

Kare hızı, görüntünün saniyede kaç kez güncellendiği ile ilgilidir. Sıradan bir TV saniyede 25 karedir ve film dünyasındaysa 24 kare/sn. kullanılır. Bu aslında, insan beyni için titrek bir deneyim sunar. Özellikle spor gibi hızlı fotoğraflarda hareket eşitsizleşir. Optimum güncelleme 400 kare/sn kadar yüksekse de, geniş bir bant genişliği gerektirdiğinden yakın gelecekte gerçek olmayacaktır. Benny Norling, saniyede 100-120 karenin 2020’de standart haline geleceğini düşündüğünü söylüyor ve devam ediyor: “Ultra HD yayınları (ve bazı HDTV kanalları) için kullanılan bugünkü 50 kare/sn’den ve standart TV'deki 25 kare/sn.’den büyük bir fark bizi bekliyor. Bant genişliği de son bir zorluk. Görüntü ve ses için gereken tüm bilgileri almak için çok büyük bir hız gerekiyor. En iyi görüntü kalitesini elde etmek istediğinizden emin olmak için uydu seçimini yapmanız gerekir; fiber bağlantı kullanıyorsanız, yakında çok daha fazla kapasiteye ihtiyacınız olduğunu fark edersiniz.”

Doğal olarak Ultra HD'nin bir sonraki adım olması şüphesizdir ve işin uzmanlarına kulak verince, teknoloji değişiminin hız kazanmaya başladığını anlıyoruz. Ultra HD'yi destekleyen televizyonlar daha düşük maliyetlerle daha yaygın hale gelmekte. Öte yandan, belirlenmiş olan HDR ve WCG standartlarının daha fazla insanı Ultra HD'ye motive edeceği de aşikar. Kısacası, hem izleyiciler hem yayıncılar açısından televizyon dünyasında heyecanlı günler çok yakında!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!