"Stresten uzak dur demek yetmez"

Güncelleme Tarihi:

Stresten uzak dur demek yetmez
Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2017 09:39

"Stresten uzak dur demek yetmez"

Haberin Devamı

KLİNİK Psikolog Birgül Gökçe Doering, stresin kanseri tetikleyen faktörlerden biri olduğunu, hastalıkla mücadelede hastaya 'stresten uzak dur' demenin yetmeyeceğini söyledi. Doering, "Sadece pozitif bakış açısı da başa çıkma yöntemi ilk aşamada işe yarasa da süreklilikte yetersiz ve eksik kalır. O nedenle pozitif bakış açısı profesyonel desteğinde akılcı yaklaşımla birlikte yararlı olur" dedi.

İzmir Kent Sağlık Grubu tarafından meme kanserinde farkındalık ayı kapsamında 'Hayata pembe bakmak' başlıklı söyleşi düzenlendi. 'Değişim İçin İplerinden Kurtul' adlı kitabın yazarı Ayçe Bükülmeyen'in moderatörlüğündeki söyleşide uzmanlar meme kanseri tanısı konulmuş hastaların zor günleri atlatmasında 'pozitif bakış açısı'nın yararlarıyla ilgili görüşlerini dile getirdi. Kent Sağlık Grubu Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Tülay Akman meme kanserine genetik ve çevresel faktörlerin (beslenme, fiziki egzersiz, obezite, sigara, alkol, ileri yaş, geç yaşta doğum yapma, stres) yol açtığını hatırlattı. Meme kanseri vakalarının yüzde 10 kadarının kalıtsal olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Akman, "Meme kanseri hastalığının çevresel ve  genetik bir zemine sahip olduğu ama yoğun stresin ikincil bir etken olarak bu süreci tetikleyebileceği ya da kanser oluşumu hızlandırabileceği yayınlarda bildirilmiştir" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak stresin tek başına kansere yol açtığını gösteren bir veri bulunmamaktadır. Meme kanseri görülme sıklığı ülkemizde hızla artmaktadır. Bu artışın en önemli nedenleri, ortalama beklenen yaşam süresinin uzaması, hasta kayıt sayısının artması, hekime daha kolay ulaşım ve mamografi gibi tarama tetkiklerinin daha sık yapılmasına dayanabilir. Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı çalışmalarda, ülkemizde meme kanseri görülme sıklığı son 20 yılda 2 katından fazla artmıştır. Bu yüzden tüm kadınlar meme kanseri konusunda tarama programlarına katılmaları için yönlendirilmelidir. 40 yaş sonrası mamografi taraması tüm kadınlarda önerilmektedir. Meme kanseri erken dönemde tanı konulabilirse tedavisi mümkün bir hastalıktır. Uygun cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormonoterapi ve hedefe yönelik tedaviler kullanılarak hastalarda kür şansı mümkün olabilmektedir."

"STRESTEN UZAK DUR DEMEK YETMEZ"

Klinik Psikolog Birgül Gökçe Doering, "Stresten uzak dur" demenin, yetmeyeceğini, tek başına bir anlam ifade etmeyeceğini söyledi. Doering, hastalara şu önerilerde bulundu:

"Yaşam olayları olumlu olumsuz hep var ve var olacak. Stres ile mücadelede olumsuz yaşam olaylarını tehdit olarak görmemek ilk adım. Stresten uzak olabilmek mümkün olmuyorsa stres (baskı-gerilim) oluşturan olumsuz yaşam olayları ile başa çıkma yolları mevcut. Dönüştürülmüş başa çıkma becerileri kullanmak gerek. Yani daha önce kullandığınız yöntemler işe yaramadıysa yerine koyacaklarınız farklı ve etkili olmalı. Bu noktada bir profesyonel destek lazım. Uzman ve bu alanda çalışan bir profesyonel olmalı. Kişilerin olumsuz bir yaşam olayı ile karşılaştıklarında yaptıkları yorumlar ve atfettikleri anlam önemli. Hastalıkla mücadele ederken sadece pozitif bakış açısı bir başa çıkma yöntemi olarak yetersiz ve eksik kalır. Elbette ilk aşamada işe yaradığını biliyoruz. Ancak süreklilikte bu bakış açısının akılcı yaklaşımla birlikte kullanılmasının yararlı olacağına inanıyorum. Tedavi süresince hekimle ve sağlık profesyonelleriyle birlikte iş birliği içinde olmak ve süreçte olabilecekleri yaşarken görme ve çözümleri için uğraşma, akılcı bir bakış açısıdır."

Çok sayıda kadının ilgiyle izlediği söyleşide Kişisel Gelişim Uzmanı İkbal Kaya da her fiziksel rahatsızlığın altında duygusal bir nedenin yattığına dikkat çekerek, 'affetme'nin önemini anlattı. Söyleşiyi meditasyonla tamamlayan Kaya, dinleyenlerine şu mesajları verdi:

"Geçmişte yaşamak, geçmişin keşkelerine, pişmanlıklarına, alamadığınız intikamlara takılı kalmak, sürekli uğradığınız haksızlıkları unutamamak, sadece zihninizde bir öfke olarak kalmaz. Bir süre sonra bedeninizde hastalık olarak ortaya çıkar. İyileşmek istiyorsanız geçmişi arkanızda bırakın. Yapamadıklarınızdan dolayı kendinizi, size yapılandan dolayı diğerlerini affederek fiziksel, ruhsal ve duygusal iyileşmeye başlayın. Her fiziksel rahatsızlığın altında yatan duygusal bir sebep vardır. Bu duygusal sebebi farkına varmadığınız taktirde bedeniniz size mesaj olarak hastalıkları yaratır. Ta ki siz o duygusal sorunun kaynağını bulup çözüme ulaştırana kadar. En etkili çözüm yolu affetmektir. Hem kendinizi, hem de size yapılmış haksızlıkları affedin. Geriye dünüp değiştiremeyeceğiniz şeyler için oyalanmayı bırakın. Geçmişin olumsuzluklarını yaşamayı bırakın, geçmişin ağır yüklerinden özgür kalın. Olanı olduğu gibi kabul edin, yaşam derslerinizi alın ve yola devam edin. İşte o zaman iyileşme kendiliğinden başlar."

Yıllardan beri kemoterapi gören yüzlerce hastasının tedavi sürecinde hasta- hasta yakını ilişkilerinde olumlu, olumsuz durumlara tanık olan Kent Sağlık Grubu Onkoloji Eğitim Hemşiresi Şerife Karakaş ise 'Kanser hastaları ne ister' başlıklı bir konuşma yaptı. Hasta yakınlarına seslenen Karakaş, "Onlara moral vermek, tedavilerine destek olmak için çaba sarf ediyorsunuz, ancak baskı altına aldığınızı fark etmiyorsunuz. Onlara kendileri olmaya izin verin, sizlerden istedikleri bu" diye konuştu.

Söyleşinin diğer konuğu ise meme kanseri tanısıyla bir göğsünün alındığı ameliyat sonrasında başlayan kemoterapi sürecinde hastalığını yok sayan İzmirli iş kadını Canan Yemez oldu. Kemoterapi sürecinde hastalığını değil yazacağı hikayeleri düşünen, ortaya 16 hikayelik 'Kemo kafası' adlı bir kitap çıkaran Yemez, "Kanser olunca bana, güçlü kadınsın, yenersin dediler. Neyi yenecektim ki, elle tutulur bir şey mi vardı ortada. Ben de hastalık yerine kaleme sarıldım, kemo kafasıyla içsel yolculuğa çıktım, yazdığım hikayeler ilaç gibi geldi, kanseri yendim" dedi.

İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!