Rus Kilisesi güçleniyor

Güncelleme Tarihi:

Rus Kilisesi güçleniyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2007 15:41

Vladimir Putin döneminde gücünün zirvesine ulaşan Rus Kilisesi, artık hayatın her alanında boy gösteriyor. Rusya yönetimi de Ortodoks Kilise'sine siyasi birtakım misyonlar da yüklüyor.

Haberin Devamı

Rus Ortodoks Kilisesi, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla birlikte rahat nefes almaya başladı. Rusya Federasyonu'nun ilk Devlet Başkanı Boris Yeltsin döneminde kilise çok güçlenmiş olmakla birlikte gücünün zirvesine Vladimir Putin döneminde ulaştı. Artık bu ülkede din, hayatın her alanında boy gösteriyor. Patrik II. Aleksiy'i tören ve açılışlar dışında diplomatik toplantı ve görüşmelerde de görmek mümkün. Nitekim Rusya yönetimi Ortodoks Kilise'sine siyasi birtakım misyonlar da yüklüyor. Bu misyonu şöyle özetlemek mümkün:

- Rus millî kimliğinin yeniden önemli bir unsuru olmak,
- Eski Sovyet cumhuriyetlerinde yaşayan Ruslar açısından birleştirici bir etmen olmak,
- Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya ve Ukrayna'nın birleşmesine katkıda bulunmak,
- Diğer eski Sovyet cumhuriyetlerinde Rusya'nın etkisinin devam etmesinin bir güvencesi olmak ve bu alanda entegrasyonu desteklemek.

Haberin Devamı

Yukarıdaki hedefler çerçevesinde önümüzdeki dönemde Rus Ortodoks Kilisesi'ne verilen desteğin artacağını tahmin etmek mümkün.  17 Mayıs 2007'de Rus Ortodoks Kilisesi ile  Yurtdışındaki Rus Ortodoks Kilisesi'nin birleşmesi bu bağlamda tarihi bir gelişme oldu.

1917 Ekim Devrimi ile birlikte Bolşevikler, kiliselerin varlıklarına el koymuş, Çar Romanov ve ailesini katletmiş, Moskova Patriğini de öldürmüşlerdi. Patriğin varisi Sergiy ise onlara boyun eğmiş ve hayatını kurtarmıştı. Komünistlere karşı çıkan din adamları bazı kutsal sembolleri de yanlarına alarak, Rusya'da din özgürlüğü oluşuncaya kadar Yugoslavya'da bir Ortodoksluk merkezi kurmuşlardı. 1950 yılında New York'a taşınan  kilise yurt dışındaki Rusların kültürlerini korumalarına da yardımcı olmuştu.

Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra ise, Moskova'daki Patrik II. Aleksiy, Rusya'da artık din özgürlüğünün olduğunu ileri sürerek, yurtdışındaki kilisenin Rusya'daki Ortodoks Kilisesi ile birleşme zamanının geldiğini savunmuştu.  Benzer bir açıklama 2004 yılında da Vladimir Putin'den gelmişti. Yurt dışındaki Rus Ortodoks Kilisesi'nin önde gelen din adamları II. Aleksiy'in teklifini iki şartla kabul edeceklerini açıklamışlardı. Bunlardan ilki, Sovyet yönetiminin katlettiği insanlar içina bir anma günü ilan edilmesiydi. İkincisi ise Patrik Sergiy'nin komünistlere boyun eğmiş olması nedeniyle Rus Ortodoks Kilisesi'nin özür dilemesiydi. Ancak  Putin de II. Aleksiy de bu adımları atmaya yanaşmadı. Buna rağmen, Yurtdışındaki Rus Ortodoks Kilisesi birleşmeyi öngören anlaşmayı imzalamayı kabul etti.

Haberin Devamı

Birleşme olayından sonra Rus Ortodoks Kilisesi'nin Rusya'nın ulusal çıkarlarına daha etkin bir katkı sunması beklenebilir. Rus lider Putin de kiliselerin birleşmesinin ulusal bütünlük açısından önemine değinerek, Rus toplumunu ve kiliseyi parçalayan sivil savaşın trajik sonuçlarının artık ortadan kaldırıldığını belirtti.
Moskova ile rekabet halinde olan Fener Rum Patrikhanesi'nin ve yine Rus kilesinin himayesini kabul etmeyen Baltık ülkelerindeki kiliselerin de son gelişmeleri dikkatle izlediğine şüphe yok. Zira Ruslar, Moskova'nın III. Roma'nın merkezi olduğu ve kıyamete kadar da böyle kalacağı yönündeki görüşlerini, kiliselerin birleşmesi yoluyla bir kez daha belli etti.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!