Statüyü değiştirmek için harika bir fırsat

.

Haberin Devamı

2016’da hepimiz bir ay boyunca Fransa’daki Avrupa Şampiyonası’nı izledik. 2018’de Rusya’daki Dünya Kupası’nı. 2020’deyse yaklaşık bir ay boyunca, başka hiçbir alternatifi olmayan Bundesliga’yı izleyeceğiz. Adeta bir tür Dünya Kupası gibi! Bu bir ayda Alman futbolu üzerine çok kafa yoracağız ve Bundesliga’dan çok şey öğreneceğiz gibi geliyor bana. Şu anda futbolcuların market değerleri baz alınarak yapılan sıralamada Bundesliga, 4,2 milyar Euro’luk değeriyle Avrupa’nın dördüncü basamağında. Premier Lig yaklaşık 8 milyarlık değeriyle başı çekiyor, La Liga ve Serie A ise aynen Bundesliga gibi 4-5 milyar bandındalar. Şu sıralar futbol oynanmayan liglerin oyuncularının değerinin hızla düştüğünü göz önüne alırsak, Alman Ligi’nin yıldızlarının bu süreçte zirve yapacağını tahmin etmek güç değil. Birkaç örnek vermek gerekirse, birkaç aydır top oynamayan Hazard’ın market değeri 80, Cristiano Ronaldo ve Icardi’nin 60, Gareth Bale’inse 32 milyona gerilemiş. Bundesliga yıldızları Sancho 117, Havertz 81, Gnabry ve Haaland’sa 72 milyon ederindeler şu anda. Dünyada tüm gözlerin üzerlerinde olduğu şu 1 ay içinde bu değerlerine yüzde 10-15 daha eklemeleri olası. Bu bir ay, Bundesliga’yı global sıralamada üçüncü, hatta ikinci basamağa çıkarabilir sanki. Gerçek değil, gerçek olmayacak, gerçek olmasını da dilemiyorum zaten... Ancak tamamen fantastik, şöyle bir hayal kuralım: Eğer ligini mayıs ortasında başlatma kararını Almanya değil de Türkiye alsaydı, tüm dünya 1 ay boyunca Bundesliga’yı değil de, Süper Lig’i izleseydi ne hissederlerdi acaba? Bu bir ay boyunca dünya medyası dışarıdan Bundesliga’yı nasıl görüyor, Süper Lig’i nasıl görürdü?

Haberin Devamı

KADRO İSTİKRARI

Bundesliga  ile Süper Lig arasında elbette onlarca keskin farklılık sayabiliriz ama tepeye sanırım ‘kadro istikrarı’nı koymak fena bir karar olmaz. CIES’in geçtiğimiz  ay yayınlanan araştırmasına göre Almanya Bundesliga kulüpleri her sezon kadrolarında ortalama yüzde 30 oranında değişim yaparken, Süper Lig’de bu oran yüzde 54,1...

FiNANSAL TABLO

Haberin Devamı

AŞIRI kadro değişimi tabii ki beraberinde tonla yan etki barındırıyor. Sürekli bonservis ödüyorsunuz, altyapıdan çıkan oyuncu yeni transferin gölgesinde kalıyor ve şans bulamıyor. En önemlisi de, bu yöntem kulüpleri batağa sürüklüyor. Süper Lig’in 18 kulübünün toplam borcu şu anda 10 milyar liranın üzerinde. Oysa Süper Lig futbolcularının toplam ederi 4 milyar lira civarında. Yani eldeki tüm oyuncuları satsak dahi, borcumuzun yarısını kapatamıyoruz. Süper Lig’in bu devasa borcunun temelinde şüphesiz ki aşırı kadro değişimi başrolde. Zira Alman kulüpleri kazandıkları her 100 Euro’nun 55’ini futbolculara (bonservis veya maaş olarak) öderken, Türk kulüpleri o 100 Euro’nun 89’unu sporculara ödüyor. Yani Süper Lig’in batakta olmasının temel sebebi, transfer.

Haberin Devamı

YAYINCI BAĞIMLILIĞI

PEKi, Süper Lig’in kasasına giren paranın kaynağı ne? Süper Lig kulüpleri, toplam gelirlerinin yüzde 46’sını yayıncı kuruluştan sağlıyor. Bu oran, Anadolu kulüplerinde yüzde 70-75’lere kadar çıkıyor maalesef. O yüzden de Kulüpler Birliği, son çeyrek yüzyılda hangi dönemde yayıncı kuruluşla sorun yaşasa, kriz devasa boyutlara varıyor. Pandemi sürecinde de yayıncının ödeme yapmıyor oluşu, kulüpleri finansal olarak tıkamış durumda. Bir kıyas yapmak gerekirse, Almanya 1. Bundesliga’nın toplam gelirleri içinde yayıncının payı yüzde 35...

ÇÖZÜM: LiGi GENÇLEŞTiRMEK

PEKi Türk futbolunu bu sarmaldan nasıl çıkarabiliriz? Elimizde sihirli değnek yok, ama bazı ufak sihirli dokunuşlar, çabuk çözümler getirebilirler kesinlikle: � antREnöR değişim hızını yavaşlatmak... Nasıl teknik direktörler yılda maksimum iki takımda çalışabiliyorsa, aynı kısıtlamayı kulüplere de getirmek. Teknik direktör kendini ne kadar güvende hissederse, o kadar uzun vadeli plan yapabilir. Ne kadar uzun vadeli plan yaparsa, o kadar fazla kredi tanır genç ve yüksek potansiyelli oyuncuya. î almanya Ligi’nin bu sezonki yaş ortalaması 26,2... Süper Lig’inse 28. Bundesliga’nın en değerli 25 oyuncusunun 10’u 23 yaş altındalar. Süper Lig’de bu sayı 4, maalesef bunların ikisi de kiralık (Saracchi ve Onyekuru). Görünen o ki, bir şekilde Süper Lig’de genç oyunculara daha süratli şans verecek modeli geliştirmeliyiz. Bence bunun yolu da statüye yeni bir kaide koymaktan geçiyor: 21 kişilik esame listelerine 6, ilk 11’lere de iki tane U22 oyuncu zorunluluğu getirmeyi düşünemez miyiz acaba? Bu kural, benim çocukluğumda Süper Lig’de vardı. Ne oldu da, Süper Lig’in daha akıllı, daha modern çağlarında böyle faydalı bir statü maddesini yok ettik? Hazır pandemi nedeniyle kulüpler ekonomik olarak küçülmek zorundayken, bence iyi bir fırsat statüyü değiştirmek için...

Yazarın Tüm Yazıları