Ciddi önlem için tribünlerde savaş mı çıkmalı!

Türk futbolunun kanayan yarası yeşil sahalardaki şiddet olayları bu kez Kadıköy ve Sivas’taki Avrupa maçlarında hortladı.

Haberin Devamı

Kanun olmayan yerde kaos çıkar. Bir suç layıkıyla cezalandırılmadığı müddetçe tekrarlanmaya mahkumdur. Türk futbolu, dünyada stadyum şiddetinin merkezi olarak anılmak istemiyorsa acil önlemler almalı. Eğer yetkililer bu önlemleri almamakta ısrar ederlerse belki de 5 yıl içinde Avrupa kupalarındaki rakiplerimiz İstanbul’a gelmekten endişe edecekler. Burada can güvenlikleri olmadığını düşünecekler. Ve korkarım ki haklı olacaklar.

Kadıköy’deki mânâsız yabancı madde utancı ve Sivas’taki vandallık bize bir kez daha şunu hatırlattı: Türkiye futbol liglerinde şiddetin önüne geçmediğimiz sürece, bu çirkin görüntüler uluslararası maçlara da yansıyacak. Maalesef, Futbol Disiplin Talimatnamesi çağ dışı ve işlevsiz. Suç suçlunun yanına kalıyor; hatta neredeyse suçlu kahramanlaştırılıyor. Türk sporunda suçun şahsiliği ilkesi öldürülmüş durumda. Yetkilillerin şiddete karşı ciddi önlemler almak için neyi beklediğini kimse bilmiyor. Sahada 22 futbolcunun kalaşnikofla taranmasını mı? Tribünde küçük bir savaş çıkması ve yüzlerce kişinin birbirini öldürmesini mi? Bilmiyoruz.

Haberin Devamı

YÜKSEL YEŞiLOVA SAHADA 6 YERiNDEN BIÇAKLANDI

25 Ekim 2009’da İstanbul’da Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan derbi maçının başlamasına dakikalar kala, tribünlerden atılan sert bir cisimle yardımcı hakem Tarık Ongun’un kafası yarıldı. Bu saldırıya rağmen maç oynandı, saha içinde başına 5 dikiş atılan Ongun da görevini tamamladı. Aynı sezonun ikinci yarısında, 9 Mart 2010’da Diyarbakırspor’la Bursaspor arasında oynanan Süper Lig müsabakasında kafasına taş isabet eden hakem Kemal Yılmaz yere yığıldı. Sadece bir hafta sonra bu kez İstanbul’da Belediyespor ile Diyarbakır arasında oynanan maç, sahaya giren onlarca taraftarın hakem Hüseyin Göçek’i linç girişimi nedeniyle tatil edildi. Göçek ve yardımcıları, onlarca saldırganın elinden kaçarak kurtuldular. Her iki maç da hakemler tarafından tatil edildi. 14 Eylül 2010’da Mersin İdmanyurdu ile Samsunspor arasında oynanan ikinci lig müsabakasında Mersin koçu Yüksel Yeşilova, sahanın içinde 6 yerinden bıçaklandı. Bıçaklı saldırgan, sahaya protokol tribününden inmişti.

Haberin Devamı

SALDIRGAN SERBEST KALDI JOSEF DE SOUZA CEZA ALDI

13 Mayıs 2013’te yaşanan bir başka bıçaklanma hadisesinde kurban bu kez Yüksel Yeşilova kadar şanslı değildi. 20 yaşındaki Fenerbahçe taraftarı Burak Yıldırım, maç günü tuttuğu takımın formasıyla dolaştığı için Eyüp’te bıçaklanarak öldürüldü. 2013-14 sezonunda Manuel Fernandes, Beşiktaş-Kasımpaşa maçında sahaya giren bir taraftardan sert bir tekme yiyerek yere düştü. Galatasaray’ın yıldızı Burak Yılmaz da aynı günlerde Rize’de suratına isabet eden bir çakı aracılığıyla ciddi yaralandı. Aradan 8 yıl geçti, Ankara’da saha içinde Fernandes’inkine çok benzer bir saldırıyı son anda Beşiktaşlı Josef de Souza önledi. Sonuç acı vericiydi: Saldırgan 24 saat sonra salıverildi. Arkadaşını cani bir saldırıdan koruyan Josef’se bir müsabakadan men cezası aldı.

Haberin Devamı

FENERBAHÇE TAKIM OTOBÜSÜNE RiZE DÖNÜŞÜNDE SiLAHLI SALDIRI

5 Nisan 2015 akşamı Rizespor’u 5-1 mağlup eden Fenerbahçe kafilesi, maç sonrası Rize’den Trabzon’a otobüsle yol alırken silahlı saldırıya uğradı. 41 kişilik kafilenin şoförü Ufuk Kıran’ın yüzüne iki kurşun isabet etti. Neyse ki genç şoför dirençli çıktı ve kanlar içinde kalmasına rağmen 100 km/sa hızla giden otobüsü kenara çekmeyi başardı. Eğer kiralık şoför Kıran iki kurşun yarasıyla bayılıp kalsa, otobüs şarampole yuvarlanacak ve belki de içinde 19 Fenerbahçeli futbolcunun da bulunduğu 41 kişi bugün sağ olmayacaktı.

FERNANDES’E TEKMENiN CEZASI 1 YIL SAHALARA GiRiŞ YASAĞI

16 Mayıs 2013’te Kasımpaşa Stadı’nda maç sırasında sahaya girerek Fernandes’e tekme atan Mustafa Özel’in yargılamasının sonucunda Özel’e yalnızca 1 yıl spor sahalarına giriş yasağı getirildi. Türkiye’de bir futbolcuya tekme atmanın cezası, sadece 1 yıl tribünlere gelememek! Yani Fernandes’e tekme atan Özel, şu anda her hafta maçlara rahatlıkla girebiliyor. Çünkü “6222 sayılı Sporda Şiddeti Önlemeye Dair Kanun” yetersiz ve işlevsiz. Oysa 2019’da İngiltere’de yaşanan benzer bir hadise, Türkiye’de tam olarak neyi yanlış yaptığımızın kanıtı gibi: 31 yaşındaki Birminghamlı barmen Paul Mitchell, bundan 4 yıl önce sahanın içine dalarak Aston Villa kaptanı Jack Grealish’e yumruk atmaya çalıştı. Polis Mitchell’ı hemen tutukladı, saldırgan mahkemeye çıkarıldı, 27 ay hapse mahkum oldu ve tüm spor müsabakalarından da 10 sene men edildi.

Haberin Devamı

CEZASI BiTMEDEN MAÇA GiRMEYE ÇALIŞTI YENiDEN TUTUKLANDI

Birkaç ay önce aynı barmen Paul Mitchell’ın bir kez daha hapse atıldığını okuduk İngiliz medyasından. Gerekçesi şuydu: 10 yıllık spor sahaları cezası bitmeden bir kez daha stadyuma girmeye çalışması. Engelli bir taraftara yardım görüntüsü altında Villa Park’a girmeye çalışan Mitchell’ı polis bir kez daha tutukladı ve hapse attı yine.

‘STATTANÇIKAMAZ’ DiYENYÖNETiCiYE 60 GÜN HAK MAHRUMiYETi CEZASI

Türkiye’de sporda şiddet yasası yetersiz olduğu gibi, futbol disiplin talimatnamesi de çağ dışı. Ülkede şiddete neden olan en önemli unsurlardan biri de, zengin ve fanatik kulüp yöneticileri... Hemen her maçın öncesinde taraftarı provoke eden, sonrasında da hakemi suçlayan cahiller. Ama maalesef Türkiye’de bu tarz kulüp yöneticiliği yapmanın da cezası yok gibi. Bundan birkaç yıl önce bir kulüp yöneticisi kameraların karşısına çıkıp “Bu hakem bir daha bizim sahamızda maç yönetirse, bu stattan çıkamaz” açıklaması yaptı. Tabii ki o hakem, o günkü TFF tarafından o kulübün herhangi bir maçına atanmadı. Bu açıklamayı yapan yöneticiye ise 60 gün hak mahrumiyeti cezası verildi. “Hak mahrumiyeti cezası”nın tanımı ise komik: O tehditkar yönetici takımının maçlarını 60 gün boyunca protokol tribününden izleyemiyor. Sadece bu. Hepsi bu.

Haberin Devamı

ÖNLEM ALINMAZSA RAKiPLER GELMEZ

Kanun olmayan yerde kaos çıkar. Bir suç layıkıyla cezalandırılmadığı müddetçe tekrarlanmaya mahkumdur. Türk futbolu, dünyada suçun ve şiddetin merkezi olarak anılmak istemiyorsa acil önlemler almalı. Eğer yerel yetkililer bu önlemleri almamakta ısrar ederlerse belki de 5 yıl içinde Avrupa kupalarındaki rakiplerimiz İstanbul’a gelmekten endişe edecekler. Burada can güvenlikleri olmadığını düşünecekler. Ve korkarım ki haklı olacaklar.

Yazarın Tüm Yazıları