Kırmızı kara bu nasıl Ankara?

Erdal Okan Sayan yazdı.

Haberin Devamı

Ligin alt sıralarını yakından ilgilendiren maçta Osmanlıspor ve Gençlerbirliği karşı karşıya geldi. Karşılaşmayı Osmanlıspor, sezon öncesi Gençlerbirliği’nden bedelsiz transfer ettiği Serdar Gürler’in golleriyle 2-0 kazanarak puanını 11’e çıkardı Gençlerbirliği ise hala 8 puanla bu haftayı da son sırada kapatmayı garantiledi.

Başkentin kırmızı siyahlı temsilcisi ligde oynadığı son 5 maçta 4 mağlubiyet 1 beraberlik alarak ligde geleceğe dair umutları iyiden iyiye söndürdü. En azından kendisine yakın rakiplerinden toplaması gereken puanları bol keseden dağıtarak düşme potasının en büyük adayı olduğunu ispatladı.

Babası İlhan Cavcav, evladı olarak gördüğü kulübü en zor günlerde sırtlamış, asla pes etmemiş tabiri caizse yememiş yedirmiş bu günlere getirmiştir. Kaptan Cemaleddin(Sakallıoğlu) yeri gelmiş cebindeki tüm parasını kulübe vermiş, arabasını kulübün hizmetine sunmuştur. "Hapis yatan adam Gençlerbirliği'ne başkanlık yapamaz" diyerek başkanlık koltuğunu bırakan Hasan Şengel de vardır bu şanlı tarihte. Kendilerini okul futbol takımına almayan hocalarına karşı birlik olan gençlerce kurulan bir kulüptür Gençlerbirliği.

Haberin Devamı

Efsane başkan geçen sene hayatını kaybettiğinde koltuğu oğlu Murat Cavcav'a kaldı. Herkesin aklında büyük soru işaretleri vardı. Başkanlık koltuğunun hakkını verebilecek mi? Gençlerbirliği'ni hakkettiği yerlere getirebilecek mi? Babasının da yaptığı gibi kulübün kapısını akbabalara kapatacak mı? Efsane başkanın yaptığı gibi sürekli teknik direktör değiştirecek mi? Alt yapıya önem verecek mi? Ve niceleri...

Öncelikle belirtmek gerekir ki İlhan Cavcav'dan sonra o koltuğa kim gelirse gelsin işi çok zordu hele oğlu olarak o koltukta oturmak zorluğun katsayısını daha da arttırıyordu. Ve geçen bir yıl içinde "güçlü babaların evlatları, babalarının boşluğunu dolduramaz" sözünün doğruluğunu tescilledi Murat Cavcav. Taraftarla ilişkisinden yapılan transferlere ve yaptığı teknik direktör değişikliklerine kadar tam bir hayal kırıklığı oldu. Sık sık takımın antrenmanlarını izler başkan ve illa ki o antrenmanları izleyen taratarlar da olur ancak başkan taraftarla ne sohbet eder ne bir merhaba der ne bir hal hatır sorar taraftarlar selam verirse duyulur duyulmaz bir sesle selam verir ve gider. Sayın başkan bu iletişim kopukluğunu gidererek taraftarla bağlantısını kuvvetlendirmeli. Maçlardan sonra karşılaşırız 94 yaşındaki Hasan Şengel ile, tüm içtenliğiyle karda kışta bile sohbet eder bizlerle uzun uzun. Bir tarafta 94 yaşında Hasan Şengel’e bakıyorum diğer yanda 54 yaşındaki Murat Cavcav’a...

Haberin Devamı

Şimdi gelelim asıl meselelerimize bunlardan biri teknik direktör tercihleri diğeri ise yapılan transferler. Bu sezonun 3. haftasına kadar Ümit Özat ile devam edildi ancak yaz transfer dönemi öyle kötü transfer politikası izlendi ki tüm taraftarlar sezon başlamadan 'eyvah yandık' demeye başladılar. Önce takımın en golcü ismi Serdar Gürler'in gitmesine göz yumuldu, sonra orta sahayı toparlayan Selçuk Şahin ligin yeni ekiplerinden Göztepe'ye kaptırıldı, Aydın Karabulut'un da Antalyaspor'a gitmesiyle takımın direnci iyiden iyiye kırıldı. Peki gidenlerin yerlerine kimler geldi? Serdar Özkan, Ahmet İlhan Özek, Elvis Manu ve altyapıda oyuncu yokmuş gibi Erdi Can Şehit... E tabi bu kadar hatalı transfer politikası sonucu takım dibe vurdu ve 3. hafta sonunda Gençlerbirliği ve Ümit Özat'ın yolları ayrıldı. Artık yeni teknik direktör Mesut Bakkal'dı. Transfer sezonunun bitimine 3 gün vardı transfer yapmadı veya yapamadı, eldeki kadroyu toparlamaya çalıştı başaramadı ve 12. Hafta sonunda Mesut Bakkal kovuldu. Ve işin komedi kısmı burada başladı tahmin edin Gençlerbirliği'nin yeni teknik direktörü kim oldu? Ümit Özat... Şaka gibi-keşke öyle olsa- ama gerçek. Bu kadar kötü transfer yapan ve 94 yıllık kulübün bu sezon bu halde olmasında başrollerden birini oynayan birisi neden teknik direktör koltuğuna getirilir ki hem de sadece 9 hafta sonra?

Haberin Devamı

Sayın başkan işiniz gerçekten çok zor, devre arası yapılacak transferler bu kulübün kaderini belirleyecek, bunun farkında olduğunuzu umut ediyorum. Umarım en kısa sürede Gençlerbirliği Ümit Özat'tan kurtulur ve siz de istifanızı vererek gerçekten kulübü yönetebilecek kişilere koltuğunuzu devredersiniz. Aksi takdirde 94 yıllık kulüp yok olup gidecek...

Yazarın Tüm Yazıları