Nasıl olsa oyun bitti

Volkan Demirel’in, Kazakistan maçı öncesinde sahayı terk etmesi, maça çıkmaması üzerine olan bitene takıldım kaldım.

Haberin Devamı

Şahsını ya da sporculuğunu filan savunacak filan değilim Volkan Demirel’in. Umrum olmaz. Fakat çok ağır küfürler işiten bir futbolcunun sahayı terk etme hakkını sonuna kadar savunurum. Kim olursa olsun. Adalet herkese lazım.

Bir futbolcu, neden küfrü sineye çekmek zorunda olsun ki? Bakınız yine aynı şeyi yapıyorsunuz. “Ama Volkan da şöyle yaptıydı, böyle ettiydi” filan yok. Kendi kendini evinden aldırıp yapsın bazı şeylerin sorgulamasını, muhasebesini, özeleştirisini filan. Benim demem o değil şimdi.

Tiyatrocuların meşhur “Perde kapanmaz” eziyeti vardır. Aynı o hesap. Her ne olursa olsun sahneye çıkılır. Ne tür bir acı yaşanırsa yaşansın oyun devam eder. Oyuncuların, babaları öldüğünde bile çıkıp rollerini paşa paşa oynamaları gereklidir.

“Ne gerek?” diye sorunca hemen “gelenek”, “seyirciye saygı”, “tiyatro ahlakı” filan derler. Ne alakası varsa. Oysa herkesin acıyı karşılama biçimi farklıdır. Bir oyuncu, acısını kulise bırakıp sahneye çıkmak, oynamak isteyebilir. Bir diğeri tersini yapar, acısını sahnede yaşamak istemez, oynayamaz o akşam. İkisine de saygı duymak gerekir. Seyirciye saygıysa oyuncuyu da saygı. Respect.

Ama yok. İlla mesleklerine ve kendilerine acayip bir kutsallık atfedecekler. “Babam öldü, ben akşam sahneye çıktım” diyecekler. “Bunu söyleyen bunu da söyledi” bölümünden “Gençliğim turnelerde beş parasız geçti” cümlesini de alıp kuracaklar.

Acına rağmen sahneye çıktıysan, bunu bir övünç madalyası gibi göğsünde taşıma. Gerçekten tiyatro aşkıyla kasaba kasaba dolaştıysan ağlak yapma. Çünkü samimiyetsiz bu laflar. Buz gibi klişe bu hikâyeler. Sanki ilerde anlatmak için yaşamışsın. E anlata anlata bitir artık.

Perde bal gibi de kapanır bana göre. Kapanabilir. O yüzden ağır küfürler işiten bir futbolcunun sahayı terk etmesi üzerine verilen “Sahayı terk edemez, çıkıp oynaması lazım”, “Milli maç ama”, “Ne demek milli maça çıkmamak!” gibi tepkileri de anlamakta güçlük çekiyorum. Maçın milli olmasının, küfür edilmesine tahammül göstermekle ne ilgisi var?

Bir önceki maçta da “Milli takım protesto edilmez” saçmalığı vardı. Değişik insanlarız vesselam. Protesto edilince “Yavrularımızı üzmeyin!”, küfür edilince “Çık oyna!” Milli takım protesto edilmez ama milli futbolcuya küfür edilebilir, o da küfürlere katlanmak, maça çıkıp oynamak zorundadır öyle mi? Nasıl iş ki bu?

Milli takım niye protesto edilemiyormuş ayrıca? “Düzgün oynayın!” demenin daha uygun nasıl bir yolu var acaba seyirci için? Mail mi atsınlar? Ay siz bana mail atacaksınız kesin. Bir umut, bir daha tekrarlayayım: Volkan Demirel’in bugüne kadar yaptığı sportmenlik dışı hiçbir tavra kefil filan değilim. Olmam mümkün değil.
Adalet herkese lazım, ben onun derdindeyim.

Tel tel dökülüyor memleket futbolu. Perde kapanmasa ne olacak sanki. Kapat kapat perdeleri nasıl olsa oyun bitti.

Yazarın Tüm Yazıları