Bazen de kendi kalene atarsın golü…

Aziz Yıldırım Topuk yaylasında; “Farkına bile varmadan Türkiye’de rejim değişecekti” der…

Haberin Devamı

Totaliter rejimler futbola düşündür… Güçlerini, yenilmez olduklarını, burada da göstermek isterler…

***
9 Temmuz 1996 Tripoli ’de;
Hakem, Kaddafi’nin oğlunun desteklediği Trablus takımı lehine penaltı noktasını gösterir…
Penaltının gol olması sonrası, tribünlerde Kaddafi’nin oğluna yönelik protesto gösterileri başlar… Kaddafi’nin oğlunun korumaları taraftara ateş açar… Halk sokağa dökülür… Sokaktaki protestolar, rejim aleyhtarı bir gösteriye dönüşür…
Sonuç; 8 ölü 37 yaralı… Bazı kaynaklara göre de 50 ölü…
Libya’da vesayet rejimine isyanın, ilk kıvılcımıdır bu…
Kaddafi ve oğulları, Trablus takımlarının destekçisidir…
Kaddafi’ye karşı başlatılan isyanın kalesi Bingazi’nin takımı Al Ahly Bingazi, ise isyancıların…
Yıllar sonra Kaddafi düzeni yıkılırken muhalifler, Al Ahly Bingazi takımının bayraklarını da taşımışlardır…
------Kaddafi ve oğulları, topu fazla ayağında tutmuş ve kendi kalesine atmıştır golü…

***

Haberin Devamı

1997 yılı kasım ayında;
İran, Avusturalya’ yı yener ve Dünya Kupasına katılma hakkını elde eder…
Sahanın içerisine girmesi yasak olan kadınlar; Bir anda eşarplarını atarak sahanın içini doldurur…
Meydanlarda kadınlı erkekli kutlamalar yapılmaya başlanır…
Mollalar, halk ayaklanmasından korktukları için müdahale etmezler…
Bundan sonraki yılarda, İran rejiminin en büyük korkusu; futbol sahalarıdır…
Takımlarının Dünya Kupasına katılmasını bilerek engel olurlar…
2001 yılı sonbaharında baraj maçına çıkmayarak kupaya katılma hakkını terk ederler…
Ancak protestolardan kaçamazlar…
Bu da vesayet rejimine karşı ilk kıvılcımdır…
Yine futbol sahasında çakmıştır…
------Bazen kendi kalene atarsın golü…

***


3 Temmuz 2011 günü;
Aziz Yıldırım ve arkadaşları silahlı örgüt kurup maçları yönlendirmek iddiası ile tutuklanırlar…
Fenerbahçe taraftarı, 4 Temmuz günü yürüyüşe geçer…
Oysaki aylar önce Balyoz ve Ergenekon davaları ile yüzlerce üst seviyeli asker tutuklanmış ve içeri atılmıştır…
O dönemin Genel Kurmayı; “Bekleyelim görelim” demiştir…
Fenerbahçe taraftarı, beklemez!
Çağlayanda binlerce Fenerbahçeli toplanır…
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, tutuklandıktan 7 ay sonra ilk hâkim karşısına çıktığı anda;
"Ne şikesi, ne şike davası? Memleket elden gidiyor" der...

Haberin Devamı

****
Gezi parkında farklı renklerin birlikte protestosu gerçekleşir…
Öptüğü çubuklu forma ve düşlerindeki özgür Dünya’sı ile 19 yaşında öldürülen;
Ali İsmail Korkmaz, mücadelenin sembollerinden biri olur…
Artık dava Fenerbahçe’nin değil tüm demokrat taraftarların davasıdır…
Anıtkabir ve Bağdat caddesinde milyonlarca farklı formalı muhalifler, protestoyu, vesayet karşısında tavra dönüştürürler…
Stadyumlar korkulan birer arena haline gelmiştir…
Taraftar, stada girmek için paso göstermek zorunda kalırlar…
Türkiye’deki hukuk vesayetine rejimine karşı ilk isyanın kıvılcımıdır bu…
Kıvılcım; davanın savcısının, hâkiminin, polisinin görevden alınmasına neden olur…
Ergenekon ve Balyoz davaları, “beraat” ile sonuçlanır…
------Top ile çok oynarsan bazen kendi kalene atarsın golü…

****

Haberin Devamı

Tesadüf bu yana yine bir temmuz ayında, 2015 yılının Temmuz ayında;
Aziz Yıldırım, Van Persie ve Nani’yi almış, Türkiye’de yer yerinden oynamıştır…
Düzce’nin Topuk Yaylası’nda yaptırdığı tesise gazetecileri çağırır…
Transferleri ve takımını guru ile anlatacağını sanan gazeteciler yanılır(!)
Aziz Yıldırım;
“Türkiye’de hâlâ rejimin tehlikede olduğunu düşünüyorum.
Bunu Silivri’de de söyledim, ‘Memleket elden gidiyor’ dedim.
Siyasette, cumhuriyette ve demokraside seçimle gelenler seçimle giderler.
Ama bu son 10 senede yaşadıklarımız içinde bulunduğumuz durumun bir sivil vesayet olduğunu gösterdi. En tehlikelisi de bu!
Çünkü farkına bile varmadan Türkiye’de rejim değişecekti.
Bu tehlike daha geçmiş değil bence, hâlâ devam ediyor, ama inşallah Türkiye’de bir gün biter bu.” Der…
Gazetelerimiz pek duymaz bunu…
Yine de Van Persie ve Nani’yi yazarlar…

Yazarın Tüm Yazıları