2003’te başlayan hikâye 2023’te zaferle taçlandı… Filenin Sultanları'nın Avrupa şampiyonluğunun ardındaki sır ne?

Avrupa Şampiyonası’nda çıktığı tüm karşılaşmaları namağlup tamamlayan Filenin Sultanları, kıtanın en büyüğü olarak adını tarihe yazdırdı. 

Kazanılan bu zafer elbette bir anda gelmedi. Dün akşam 20 yıllık bir emeğin karşılığını aldık. Filenin Sultanları, Avrupa Şampiyonası’nda ilk finaline 2003 yılında çıkmış, Polonya’ya karşı kaybederek şampiyonluğu kaçırmıştı. Sonraki süreçte dört kez yarı final iki kez de final oynayan takımımız, turnuvada çıktığı üçüncü final maçında bu sefer mutlu sona ulaştı.

Kadın Voleybol Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası’nda İsveç’i 3-0, Azerbaycan’ı 3-0, Çekya’yı 3-1, Yunanistan’ı 3-0, Almanya’yı 3-0 ve Belçika’yı 3-1 mağlup etti. Çeyrek final karşılaşmasında Polonya’yı 3-0 yenen Filenin Sultanları, yarı final karşılaşmasında da İtalya'yı 3-2’lik skorla geçerek final biletini aldı. Turnuvanın final karşılaşmasında rakibi Sırbistan’ı 3-2 yenen Filenin Sultanları tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonu oldu.

Turnuvada Melissa Vargas'ın etkisi yadsınamazken, başta Zehra Güneş, Ebrar Karakurt ve Eda Erdem olmak üzere tüm takımın tarihi mücadelesi, şampiyonluk yolunda büyük rol oynadı.

Grafik: Harun Elibol

"TAKIMIN HER BAŞARISINDA BABAM BENİ AĞLAYARAK ARADI, 'SEN DE İNŞALLAH BİR GÜN ORADA OLACAKSIN' DEDİ"

Vargas, final maçında 41 sayı alarak turnuvanın ‘en değerli’ oyuncusu olurken, Giovanni Guidetti döneminde Milli Takım'dan uzak kalan ve Daniele Santarelli'nin baş antrenör olmasının ardından takıma geri dönen Gizem Örge muhteşem defans performansı sayesinde takımın yıldızlaşan isimlerinden oldu.

Örge, maç sonrası yaptığı açıklamada, "Ben yokken bu takımın her başarısında babam beni ağlayarak aradı, 'Sen de inşallah bir gün orada olacaksın' dedi. Buradayım baba..." sözleriyle duygularını ifade etti.

Bu upuzun başarı yolcuğunun sonunda bugün inanılmaz bir noktadayız; Avrupa’nın ve dünyanın en iyisiyiz! Peki başarıya giden yolda neler oldu, bu noktaya nasıl ulaştık? Turnuvada ve özellikle final maçında başarıyı getiren kilit isimler kimler? En önemlisi biz artık gerçekten bir voleybol ülkesi miyiz?

Bu soruları eski milli voleybolcu ve gazeteci Başak Koç'a sorduk. Koç, tarihi zaferin sırlarına dair önemli detaylar paylaştı.

'KENDİ DEĞERİMİZİ KENDİMİZE VERME ZAMANI GELMİŞTİ'

Başak Koç, Filenin Sultanları'nın arka arkaya elde ettiği tarihi başarıların tam anlamıyla bir ekol yarattığının altını çizerek, “Bir ekol yarattığımızı düşünüyorum. Ekol de mirasların toplamıdır, bir akım yaratmaktır. Biz ne kadar potansiyelimiz olduğunu bildiğimiz, voleybolu çok sevdiğimiz ve bunun için geceli gündüzlü çalıştığımız için artık kendi değerimizi kendimize verme zamanının geldiğini anlamıştık” dedi.

Koç, “Milletler Ligi’nde dünyanın devlerini yenmek bize çok büyük bir özgüven kazandırdı. Ayrıca özgüven dışında tüm dünyaya 'Türkiye’de bambaşka bir şey var. Artık olgunluk seviyesine geldiler. En güzel meyveleri verme zamanındalar' korkusunu da verdi” ifadelerini kullandı.

'ESKİDEN SAHAYA 1-0 GERİDE ÇIKARDIK'

“Eskiden çok iyi defans yapan Rusya ya da iyi oyunlar çıkaran Çin, Japonya ya da İtalya ile oynadığımızda sahaya psikolojik olarak 1-0 geride çıkan bizdik. Ama bu ispat çerçevesi ve başarı dalgası, artık rakiplerimizin sahaya psikolojik olarak 1-0 mağlup çıkmasına neden oluyor. Bunu da başaran bu kızlar" diyen Koç, takımın zafere giden yoldaki sırrını şöyle anlattı:

-- Bu başarı dalgasının başlangıcı Cengiz Göllü’lerdir, iyi eğitimdir ve antrenmandır. Bunlar üzerine İtalyan ekolünün antrenörlerinin bize kattıkları değerlerdir ve güzide kızlarımızın da sabah akşam çalışıp didinip işlerine dört elle sarılmasıdır. Yani hepsi bir birikim ve tecrübe...

-- Zaten tüm oyuncularımız alt yapı milli takımlarındayken kazanıp kaybedip buralara kadar geldiler. Hepsinin dünya şampiyonlukları, dünya ikincilikleri var. Avrupa arenasında yaptıkları ve kendi kulüplerinde başardıkları var. O yüzden heybemiz gerçekten de çok doluydu. Bu yıl bizim yılımız oldu. Tüm biriktirdiklerimizi ispatlama zamanıydı ve başardık.

'DEFANS HER ZAMAN YAŞATIR! GİZEM BÜTÜN TOPLARI KENDİNİ İSPATLARCASINA ÇIKARDI'

Final maçı nefesleri kesecek kadar başa baş geçti. Tarih yazdığımız bu maçta Melissa Vargas kaydettiği 41 sayı ile turnuvanın en değerli oyuncusu oldu. Peki Vargas'ın yanı sıra galibiyette hangi oyuncularımız öne çıktı?

Kilit ismin Gizem Örge olduğu söyleyen Başak Koç, şu bilgilerin altını çizdi:

“Defans her zaman yaşatır. Öldü denen topu çıkardığın anda yeni bir hücum fırsatı doğar. O yüzden liberomuz Gizem Örge için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Gizem, Giovanni Guidetti döneminde takımda bir vardı bir yoktu. Milli takımı özlemişti ve hırslıydı. Rakip takım Sırbistan’dı ve antrenörleri de Guidetti'ydi. Bu sebeple ekstra bir motivasyonu vardı. Her topu kendini ispatlarcasına çıkardı, aynı zamanda içinde biriktirdiklerini de çıkardı. Zaten rüştünü ispatlamış bir oyuncu. Kafasını tamamen turnuvaya vermişti ve çok iyi iş çıkardı.”

'KRİTİK ANLARIN İKİ İSMİ ZEHRA VE EDA, TAKIMIN ENERJİSİ İSE EBRAR'

Başak Koç, takımda öne çıkan diğer isimlerle ilgili de şu detayları paylaştı:

"Zehra Güneş en kritik anlarda yaptığı bloklarla, kaptan Eda Erdem de çabası ve desteğiyle maçı çok farklı bir noktaya getirdiler. Ebrar Karakurt’un da takıma kattığı muazzam bir enerji var. Kendiyle bazen kavga ediyor küsüyor ama tekrar bir yolunu buluyor, takıma ayak uyduruyor. Hatta takımı kendine uyduruyor. Bir şekilde oradan bir çıkış noktası buluyor, hiçbir zaman düştüğü yerde kalmıyor. Final maçında özellikle öne çıkan isimleri Vargas, Gizem ve Zehra olarak sıralayabilirim. Ancak tüm takım çok iyiydi. Üstelik pasör liderdir, o nedenle Cansu ve Elif’i de es geçmeyelim.”

'OLİMPİYATLARDAN MADALYA GELMESİ GEREKİYOR'

Filenin Sultanları’nın üst üste aldığı tarihi zaferlerle takımdan beklenti daha da arttı. 2024 Paris Olimpiyatları'nda herkes madalya bekliyor. Başak Koç da o isimlerden biri.

Olimpiyatlardan beklentiyi anlayabilmek için geçmişe bakmak gerektiğini vurgulayan Koç, “Londra Olimpiyat Oyunları’na takım sporunda giden ilk kez Kadın Voleybol Takımıydı. Oradan başladık ve ilklere imza atmaya devam ediyoruz. Londra’da bizi eksik bırakan şey arenayı bilmememizdi. Biz o zaman olimpiyat köyü nasıldır ona bakıyorduk, yandan Djokovic geçiyordu ona 'Merhaba' diyorduk, tanıdık isimlerin ne yaptığına bakıyorduk. Bu da çok normal, ilk gittiğin yeri keşfedersin. Olimpiyat sporcusu olmanın nasıl bir şey olduğunu gördük” dedi.

'PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK ARTIK BİZDE'

“Rio'ya gittiğimizde olimpiyat ruhunu biraz daha algılamıştık ama o zaman da gücümüz ya da kapasitemizin yeterli olmadığı zamanlar vardı. Bu iki olimpiyat oyunları da bize çok büyük tecrübe oldu" diyen Koç, "Artık durum çok farklı... İki şampiyonluk unvanı ile oraya gidiyoruz. Psikolojik üstünlük artık bizde... Rakiplerimizi 'Türkiye’yi nasıl yeneceğiz?' derdine tasasına büründürdük. 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nın tıpkı Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonası’nda olduğu gibi bizim çıkış noktamız olacağına inanıyorum. 'Geriye ne kaldı?' derseniz, artık olimpiyatlarda bir madalya gerekiyor. Bunun rengi ne olur bilmiyorum ama neden altın olmasın? Bizim bu gücümüz var, biz oraya yakışıyoruz” ifadelerini kullandı.

ARTIK VOLEYBOL ÜLKESİ OLDUK DİYEBİLİR MİYİZ?

Yıllardır Türkiye için söylenen bir söz var: Biz voleybol ülkesiyiz… Peki elde edilen başarılardan sonra gerçekten artık voleybol ülkesi olduk diyebilir miyiz?

Koç, bunun çok güçlü bir ifade olduğunu söyledi ve ekledi: “'Biz voleybol ülkesiyiz' çok özel ve güçlü bir cümle. Bunun altını doldurabilmek çok önemli. Biz bunun altını fazlasıyla doldurduk, evet biz güçlü bir voleybol ülkesiyiz."