GeriSeyahat 36 saatte Brugge
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
36 saatte Brugge

36 saatte Brugge

Batı Flanders bölgesinin başkenti Brugge, kuğuların yüzdüğü tarihi kanalları, parke taşı döşeli sokakları, dantelcileri, sakin kafeleriyle bir ortaçağ şehri. Çikolatacıları, restoranları, yerel biracılarıyla bir lezzet merkezi.

Cuma

15.30

Harikalar diyarında
Kent merkezi zarif, küçük taş köprüleri, dar sokakları, tarihi taş evleriyle masal mekânlarını andırıyor. Bu ortaçağ harikası atmosferin en güzel bölümüne ulaşmak için şehirden kıvrılarak geçen Dijver Kanalı boyunca yürüyün. Varacağınız ana meydan Markt, 13’üncü yüzyılda oluşmuş. Nefesinize güveniyorsanız çan kulesine tırmanın. 366 basamak sonra sizi müthiş bir panoramik manzara bekliyor. Neo gotik üsluptaki adliye, sivri çatılı binalar kulenin çevresinde halka gibi sıralanmış.

17.00
Çikolata tadımı

Çikolatıcılar arasında yüksek kakao oranı yarışı başınızı döndürecek. Yüzde 70 kakaolulardan sonra diğer mağazalardakiler size pralin, trüf gibi görünecek. Dominique Persoone’nin Chocolate Line’ı kentin en yaratıcı mağazası. Zekice hazırlanmış şekerlemelerin yanı sıra bitter çikolatanın votka, tropikal meyveler ve limonla eşleştirilmesinden harika karışımlar elde edilmiş   (thechocolateline.be). 2.5 yıl önce açılan BbyB herhangi bir illüzyona gerek duymadan doğrudan lezzete odaklanıyor. Çok kaliteli Belçika çikolataları altın külçelerini andıracak şekilde paketlenmiş. Karışıma göre numaralandırılmış. Karamel, sütlü çikolata ve fındıklı No 15 ile bitter çikolata, limon, hint baklasıyla yapılan No 50’nin tadı damağınızda kalacak (bbyb.be).

36 saatte Brugge

20.00.
Parlayan 3 yıldız

Gastronomi dünyasında Belçika’dan parlayan yeni yıldız ne çikolata ne de bira markası, bir restoran. Hertog Jan, geçen yıl üç Michelin yıldızıyla ödüllendirildi ve ülkede bu onura layık üçüncü kuruluş oldu. Minimalist dekorasyonlu küçük salonunda yer bulabilirseniz şef Gert De Mangeleer’ın leziz ve zarif sunumlu tabakları önünüzden geçit yapacak: Kum istiridyesinden dana iliğine, ince dilimlenmiş enginardan
sardalye havyarına, şalgamla çıtırlaştırılmış, melisayla tatlandırlmış sakız koyunu... Beş tabaktan oluşan mönü içki hariç 270 TL. (hertog-jan.com)

Cumartesi

09.00
Pazardan pazara

Kent halkıyla birlikte, Zand Meydanı’ndaki pazarda başlayın güne. Meydanın kuzeyindeki tezgâhlara gidin hemen ve Belçika peynirlerini, tütsülenmiş balıkları, fırından yeni çıkmış üzümlü, cevizli kekleri tadın. Hauwerstraat’taki tezgâhlardan tereyağlı leziz waffle (10 TL) alın, Beursplein pazarına doğru yürürken afiyetle atıştırın.

10.00
Naiflerin dünyasında

Bu saatte müzeler henüz boştur. Fırsatı değerlendirip 15’inci yüzyılda bu şehirde yeni bir akım geliştiren Flaman naif ressamlarının eserlerini görün. Hans Memling’in Sint-Jan Hospitaal Müzesi’ndeki sekiz eseriyle başlayın (museabrugge.be). Sonra kanalı geçip Groeninge Müzesi’ne gidin. Geçen yıl restore edilip yeniden açılan müzede Jan van Eyck’ın ‘Madonna With Canon Joris van der Paele’ tablosunu tadını çıkararak seyredin. Sadece bu eseri görmek için bile 11 TL’lik giriş ücretini ödemeye değer (museabrugge.be).

13.00
Yemekte halka karışın

Tarihi bölgedeki turistik tarifeli restoranlar yerine Brugge’lilerin gittiği restoranları tercih edin. Tete Pressee, sadece öğlen açık şık bir restoran. Sint-Michiels semtinde üç yıl önce açıldı. Mönüsü Flamanca. Telaşa gerek yok, açık mutfağın yanı başındaki taburelere oturun, nazik şef Pieter Lonneville size zevkle tercüme edecektir. Üç tabaklık mönüye 75 TL ödeyeceksiniz. Bu günlerin popüler yemeği armut soslu, sıcak taze incirli sülün yahnisi (tetepresse.be).

17.00.
Flaman modası

Belçika’nın avangard moda merkezi Antwerp’te aradığını bulamayanlar bu kentte L’HÃ|roine’e mutlaka uğramalı. Bu butik Dries Van Noten ve Ann Demeulemeester gibi ünlü tasarımcılardan Christian Wijnants gibi genç yeteneklere çok geniş bir koleksiyona sahip. Askılarda ipek baskılar, asimetrik ceketler, kalın örgü şallar ve üstüne logo basılmamış pek çok yaratıcı ürün sergileniyor (heroine.be).

19.00
Tavada pişer size de düşer

Brugge’da patates kızartması başlıbaşına bir sanat. Kalın dilimlenmiş, çifte kızartılmış, mayonez ve köriyle soslanmış patatesi hiçbir Amerikan burgercisinde tadamazsınız. En yeni restoranlardan Chez Vincent, kızarmış patatesi yanında salatayla servis ediyor (10 TL). Üstelik salon penceresinden  yanı başındaki Sint-Salvator Katedrali’ni seyredebiliyorsunuz (chezvincent.eu).

21.00
Biranın köpüklüsü

Şehirde yerel biraları tadabileceğiniz pek çok bar var. Brugs Beertje’a bir kez uğrarsanız diğerlerine önünden geçerken bakmayacaksınız bile. Ev atmosferindeki barın müdavimleri bile mönüdeki yüzlerce çeşit arasından seçim yapmakta zorlanıyor. Barmenlerin tavsiyelerine kulak veriyorlar. Gurmeler St. Bernardus Tripel, La Rulles Estivale ve Orval Trappist ale gibi seçenekleri tatmadan buradan ayrılmasın. Biranın bardağı 8-10 TL (brugsbeertje.be).

Pazar

10.00
Çanlar sizi bekliyor

Bugüne kadar fark etmediğiniz bestecilik yeteneğinizi keşfetmek istiyorsanız Sound Factory sizi bekliyor. Konser salonunun çatısındaki bölümde müthiş panoramik şehir manzarasından ilham alarak çan seslerinden ilk eserinizi yazabilirsiniz. Bunun için şehrin ünlü çanlarının kaydedildiği ekranlara dokunmak yeterli. Beşinci katta sergilenen rengârenk synthesizer OMNI’nin ses enstalasyonu sizi gerçekten şaşırtacak. Giriş 18 TL.  (sound-factory.be)

12.00
Rüzgârla dört nala

Sokaklar turist kalabalıklarıyla dolduğunda yapacağınız en iyi iş tren garından saati 20 TL’ye bisiklet kiralayıp kenti çevreleyen kanal boyunca turlamak. 30 dakikalık parkur yemyeşil parklardan, tahta köprülerden, tarihi yeldeğirmenlerinden geçiyor. Dönüşte Begijnhof mahallesinden geçen kestirmeyi kullanın. Beyaz boyalı tarihi evlerde 13’üncü yüzyılda dini bütün dullardan oluşan Bequin Tarikatı üyeleri yaşarmış. Bugün Benediktin rahibeleri yaşıyor.

NASIL GÄ°DÄ°LÄ°R

Brugge, Brüksel’den karayoluyla 100 kilometre uzaklıkta. THY, ÅŸubatta Ä°stanbul’dan direkt 467 TL’den, Pegasus 381 TL’den baÅŸlayan fiyatlarla uçuyor.Â

False