Prof. Dr. Küçük: Tüp Mide ameliyatı ile obeziteden kurtulmak mümkün

Güncelleme Tarihi:

Prof. Dr. Küçük: Tüp Mide ameliyatı ile obeziteden kurtulmak mümkün
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2016 11:27

Prof. Dr. Küçük: Tüp Mide ameliyatı ile obeziteden kurtulmak mümkün

Haberin Devamı

KAYSERİ, (DHA) - GENEL Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Can Küçük, günümüzün en önemli sağlık problemlerinden biri olan obezitenin, yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini belirterek, "Obezite tanısı konulan hastalara çoğunlukla ilk aşamada diyet ve egzersiz öneriliyor. Ancak hormonal bir hastalığı olmayan, diyet ve egzersiz programlarıyla yeterince kilo veremeyen veya program sonrasında kaybettiği kiloları geri alan kişiler için obezite cerrahisi öneriliyor. Tüp mide ameliyatları da önemli başarılar sağlıyor" dedi.
Kayseri'de görev yapan Prof. Dr. Can Küçük, uzun zaman daha komplike bir ameliyatın ilk aşaması olarak uygulanan tüp mide ameliyatı yönteminin, bütün dünyada tek başına da etkili olarak kabul edilmesinden dolayı son yıllarda obezite cerrahisinde sıklıkla kullanıldığını kaydetti. Prof. Dr. Can Küçük, "Dünya Sağlık Örgütü’nün standartlarına göre 18-60 yaş arasında, vücut kitle indeksi 40'ın üzerinde veya 35-40 yaş aralığında, şeker, hipertansiyon, eklem problemleri, uyku apnesi gibi yandaş bir hastalığı olanlar, bu ameliyat için uygun kabul ediliyor. Tüp mide ameliyatı midenin bombe kısımları tamamen çıkarılıp atılarak, sanki yemek borusunun devamıymış gibi bir tüp haline getirilerek uygulanıyor. Böylece mide hacmi yüzde 80-85 civarında küçültülmüş oluyor. Ameliyattan sonraki ilk iki yıl içinde hastaların büyük bir kısmı fazla kilolarının yarısından çoğunu kaybediyor. Bunun yanı sıra diyabet, kolesterol yüksekliği, eklem rahatsızlıkları, hipertansiyon, uyku apnesi gibi obeziteyle ilişkili rahatsızlıklarında da ciddi oranda düzelme görülüyor" diye konuştu.
Tüm mide ameliyatı hakkında önemli bilgiler veren Prof. Dr. Küçük, şunları kaydetti:
"
Tüp mide ameliyatında, laparoskopik şekilde uygulanabildiğinden yara iyileşmesi daha hızlı, ağrı daha az oluyor. Hastanede yatış süresi kısalıyor. Midenin işlevleri değiştirilmeden yalnızca hacmi küçültüldüğünden birçok besin grubunun minimum oranda tüketilmesini sağlıyor. Midenin açlık hormonu üretilen fundus bölgesi çıkartıldığı için iştah da kendiliğinden azalıyor ve kilo kaybı yaşanıyor. Pilor denilen mide kapakçığı muhafaza edildiği için dumping sendromu engellenmiş oluyor. Besinler mideyi daha geç terk ettiğinden daha uzun süre tokluk hissi yaşanıyor. Bağırsak by-pass’ından kaçınıldığı için bağırsak tıkanıklığı, marjinal ülser, anemi, kemik erimesi, protein ve vitamin eksikliği ihtimalleri ortadan kaldırılıyor. Anemi hastası olan, crohn rahatsızlığı bulunan bağırsak by-pass’ı için yüksek risk taşıyan veya ileri dönem komplikasyonlarından tedirgin olan kişiler için uygun bir tedavi yöntemi oluyor. Aşırı kilolu kişilerde laparoskopik yöntemle yapılabilen bir operasyon olduğu için daha az yara, akciğer problemi, ağrı ve daha hızlı iyileşme olanağı sağlıyor. Tüp mide ameliyatı gerekirse daha sonra ikinci bir operasyon ile by-pass ve doudenal switch operasyonuna dönüştürülebiliyor."

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!