Halep: 10’uncu günde 10 soru 10 cevap

Güncelleme Tarihi:

Halep: 10’uncu günde 10 soru 10 cevap
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2012 00:00

Suriye'deki rejim karşıtı isyanın son çatışma alanı olan Halep'te yaşananlarla ilgili dünya ve Türkiye medyasının farklı kesimlerinde birbiriyle çelişen bilgiler yayınlanıyor. Gelin, iç savaşın iki tarafındaki propagandacıları bir kenara bırakıp, tarafsız kaynaklardan derlenen verilerle 10 kilit soruya serinkanlı yanıtlar arayalım.

Haberin Devamı

1) Halep neden önemli?

İpek Yolu'nun sonundaki bir durak. Yüzyıllarca bölgenin en önemli ticaret merkezi olarak kaldı. Bir dönem Osmanlı İmparatorluğu'nun İstanbul ve Kahire'den sonra üçüncü büyük kentiydi. Bugün 120 kilometrekarelik alana yayılan Halep, Suriye'nin en kalabalık şehri, ekonomik kalbi ve gizli başkenti. Tüm yollar Halep'e çıkıyor. Kent merkezi Türkiye sınırına sadece 35 km uzaklıkta. Suriyeli muhalifler, böylesine stratejik öneme sahip şehir için "tüm savaşların anasını" başlattıklarını ilan ettiler.

 

2) Halep'te kimler yaşıyor?

Haberin Devamı

2.5 milyon nüfuslu kent halkının çoğunluğu Sünni. Bunların yüzde 65’i Arap, yüzde 20’si Kürt. Hristiyanların oranı yüzde 10, Alevilerin ise yüzde 5 civarında. Kentin yaklaşık yarısı, çoğunluğunu Sünni Arapların ve Kürtlerin oluşturduğu gayriresmi mahallelerden ibaret. Buna karşın etnik ve dini gruplar, Şam’ın ve Humus’un aksine Halep’te ayrı ayrı mahallelerde yaşamıyor. Sadece devlet görevlilerinin lojmanlarının bulunduğu Hamdeniye mahallesinde Alevilerin çoğunlukta olduğu biliniyor.

 

3) Halep isyanın neresinde?

Baas Partisi, Hafız Esad'ın iktidara el koyduğu 1970'ten itibaren Şam'ı kayıran bir siyaset izlemişti.1979-1980'de Müslüman Kardeşler'in Halep'te düzenlediği saldırılar nedeniyle rejim bu kente karşı örtülü bir cezalandırma politikası uygulamaya başladı. 1990'larda “affedilen” Halep hızla gelişti. Hem bu sebeple, hem de İslamcı bir iktidara şüpheyle bakan dini ve etnik azınlıkların kentteki yoğunluğu nedeniyle Halep, 2011 martında başlayan rejim karşıtı isyana mesafeli durdu. 12 Ağustos 2011'de Sakhur mahallesinde düzenlenen gösteriye en fazla 1000 kişi katıldı ve üniversitede de bazı küçük protestolar düzenlendi, fakat Humus ve Hama gibi diğer büyük şehirlerde görülen kitlesel eylemler hiç olmadı. Hatta Hristiyanlar dâhil olmak üzere sivilleri hedef alan faili meçhul bir dizi saldırı, Halep'teki rejim yanlısı yürüyüşlere binlerce kişinin katılmasını tetikledi.

Haberin Devamı

 

4) Öyleyse şimdi neler oluyor?

Silahlı muhalifler 20 Temmuz'da Halep'te topyekûn taarruz harekatı başlattı. 23 Temmuz'da bazı mahallelerin "kurtarıldığı" açıklandı. Selahaddin, Sukkeri, Seyfud Devle, Cezamati, Bab-ı Hadit, Zehra, Erkub ve El Hindrat gibi yerleşimin yoğun olduğu semtlerde mevzilenen muhaliflere karşı 20 bin Suriye askeri; tankların, topların ve helikopterlerin desteğinde 28 Temmuz'da operasyon başlattı. Kentin yarısını kontrol ettiklerini savunan muhalifler Suriye ordusunun vakum bombası ve misket bombası kullandığını iddia ediyor. Suriye yönetimine göre ülkedeki tüm silahlı muhalifler (sayılarının 7 bin civarında olduğu sanılıyor) Halep'e toplanmış durumda.

Haberin Devamı

 

5) Halep'te yabancı savaşçı var mı?

Şam rejiminin, Suriye'de savaşan El Kaide üyesi "yabancı cihatçılar" olduğu iddiasına uzun süre komplo teorisi muamelesi yapıldı. Ancak artık bu durum uluslararası medyada da kabul ediliyor. Forbes'un ardından dün de New York Times silahlı muhalifler arasında El Kaide bağlantılı Libyalılar, Pakistanlılar, Afganlar ve muhtemelen Çeçenler bulunduğunu yazdı. Ama bunların ne kadarı Halep'e girdi, bilinmiyor.

 

6) Peki, Halep'te kim savaşıyor, halk ne diyor?

Suriye ordusundan kaçan askerlerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu'nun ezici çoğunluğunun Suriyeli olduğu şüphe götürmüyor. Halep'te savaşanlar da bunlar, ama hemen hepsi evlerine kapanıp çatışmaların bitmesini dehşet içinde bekleyen Haleplilerin son "harekâta" desteği şüpheli. Reuters'a konuşan Ebu Haşhaş adlı bir muhalif komutan, "Halep kırsalını kurtardık. Kentin de ayaklanmasını bekledik ama yapmadılar. Bunu yapmaları için artık onlara bağlı kalamazdık, o yüzden devrimi onlara taşımak zorundaydık" diyor.

Haberin Devamı

 

7) Halep rejim için gerçekten bir dönüm noktası mı?

Kesinlikle. Muhaliflerin yarattığı algı, Şam'da dahi küçük bölgeleri kısa bir süre için bile olsa ele geçirebilecekleri yönünde. Rejim ise eninde sonunda "teröristleri temizleyeceği" iddiasını bugüne dek korudu. Halep'in düşmesi rejime bu yönden bir psikolojik darbe vurmanın ötesinde, muhaliflere Libya'daki Bingazi benzeri bir üs kazandırabilir; Türkiye sınırına doğru fiili bir tampon bölge oluşturabilir.

 

8) Muhaliflerin Suriye ordusunu Halep'ten püskürtme ihtimali ne kadar?

Çok düşük. Düzenli ordu, gayrinizamî harp taktikleri uygulayan silahlı muhaliflere karşı meskûn mahalde zorlanıyor. Dar sokaklarda zırhlı araçları da kullanamadığından ordunun kaybı büyüyor, firarlar artıyor, moral düşüyor. Fakat Halep'te silahlı muhalifler savunma pozisyonunda. Ordunun üstün ateş gücüne karşı gerilla taktikleriyle uzun süre savunma yapmaları zor. Halep'te de yine taktik geri çekilmeye başladıklarını açıklarlarsa şaşırmamalı. Ordu, Şam'da kontrolü bir hafta içinde geri almıştı.

/images/100/0x0/55eaa1e4f018fbb8f88cb74d

Haberin Devamı

 

9) Hâl böyleyken niye bazı medya kuruluşlarında Suriye ordusunun Halep'te sivil katliamı yaptığı, halkın şanlı bir direniş sergilediği gibi şüphe uyandıran yorumlar yayınlanıyor?

Bu soruyu, Suriye'nin dört bir yanından haber yapmış olan İngiliz Channel 4 televizyonunun Şef Muhabiri Alex Thomson şöyle yanıtlıyor: "Çünkü muhalifler gerçek savaşın aksine propaganda savaşını kazanıyorlar. Rejim ise soğuk savaş alışkanlıklarına takılı kalmış durumda. Muhalifleri bir tankı havaya uçururken gösteren YouTube propaganda videosu kentlerdeki savaş hakkında çok az şey söylüyor veya kasten durumu çarpıtıyor. 'Suriye ordusu neden kendi halkını bombalıyor' diyenler aynı rahatlıkla, 'Muhalifler neden Suriye halkını canlı kalkan olarak kullanıyor' diye de sorabilmeli. Bu kirli bir iç savaş."

 

10) Ne olacak bu Suriye'nin hâli?

Bunu henüz kimse bilmiyor. Ancak iç savaşta dengelerin yavaş yavaş rejim aleyhine döndüğü sezilebiliyor. Suriye ordusu silahlı muhalifleri, ortaya çıktıkları her yerden çoğu kez aşırı güç kullanarak kısa sürede kovuyor, ama muhalifler giderek daha da çoğalarak ve Suudi Arabistan ile Katar'ın açık desteği sayesinde daha iyi silahlanmış halde, başka bölgelerde yeniden beliriyorlar. Bu ordu için çok yıpratıcı bir durum. Üstelik yaptırımlar ve müttefiklerine yapılan uluslararası baskı nedeniyle Şam artık silaha ve yakıta eskisi kadar kolay ulaşamıyor. Beşar Esad'ın ne zaman iktidardan ayrılacağını bu makasın ne kadar hızla daralacağı, ordudan kaçışların ve Rus desteğinin sürüp sürmeyeceği belirleyecek.

 

* Hürriyet Gazetesi Dış Haberler Şefi Emre KIZILKAYA’nın iletişim bilgileri ve bloguna http://about.me/emrekizilkaya adresinden ulaşılabilir. Twitter hesabı: www.twitter.com/ekizilkaya

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!