Davutoğlu Suriye ile yaşanan krizi değerlendirdi

Güncelleme Tarihi:

Davutoğlu Suriye ile yaşanan krizi değerlendirdi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2012 11:34

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’nin Türk keşif uçağını düşürmesinin ardından iki ülke arasında yükselen tansiyonu ve gündeme dair gelişmeleri canlı yayında değerlendirdi.

Haberin Devamı

Açıklamaların daha erken yapılamamasının nedeninin yoğun diplomasi olduğunu belirten Davutoğlu’nun TRT Haber kanalında yaptığı konuşmanın satır başları:

-- Devletimizin bütün imkanlarımızla pilotlarımızı arıyoruz... İki pilotun ailelerine sabır ve metanet diliyoruz. Soğukkanlı bir biçimde kriz yönetimi bilinci içinde süreci yönetmeye çalıştık.

"ÖNCELİĞİMİZ ARAMA ÇALIŞMALARI OLDU"

-- Cuma günü uçağımızla 11:58’de irtibat kesildi. Uçakla temasın kaybolmasından kısa süre sonra Genelkurmay irtibata geçti bizimle. Cumhurbaşkanımızı haberdar ettim Kayseri’deydi, Başbakan’ı da haberdar ettim. Birinci önceliğimiz arama oldu. Suriye ile temasa geçtik. Suriye tarafından, uçağın düşürüldüğü teyit edildi.

-- Hem olayın resmini çekmeye, hem olay yerine en kısa sürede intikal edip pilotları aramaya başladık. Başbakanımız İstanbul programını iptal edip, Ankara’ya geldi. MİT Müsteşarı, komutanlarımız ve Başbakanımız toplandı. Tam lokasyon ve özenli bir çalışma takvimi oldu. Ve bu çerçevede o gece Suriye tarafına bazı temaslarda bulunarak, olayın mahiyetini aydınlatma çabalarımızı ve arama kurtarma çalışmalarımızı sürdürmeye devam ettik. Suriye, olayları başladığından bu yana acil durumlar karşısında böyle bir çekirdek ekip oluşturduk.

Haberin Devamı

"ARAMALAR İÇİN TAKVİYE GEMİMİZ YOLDA"

-- Uygulanacak yol için çalışmalarımızı dün sürdürdük. Dün öğleden sonra çalışmalarımızı tamamladıktan sonra durumu sayın Başbakan'a arz ettim. Ve onun da onayıyla bu eylem planını harekete geçirdik. Tabii yoğun olarak arama çalışmalarımız devam ediyor. Derinlik olarak 1300 metreden bahsediyoruz bunun dışında takviye gemimiz yolda. Suriye karasuları içinde yürütülen çalışmalar olduğundan Suriye ile koordineli gidiyoruz fakat esas biz yürütüyoruz. Ancak Suriye de kendi çalışmasını yapıyor. Tabii bizim de bu çalışmaları yürütmemiz için koordinasyon gerekiyor.

"TECRÜBELİYİZ, FEVRİ ADIM ATMAYIZ"

-- 15 muhatapla görüştüm. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kriz yönetimi konusunda ciddi tecrübelere sahip, biz fevri adım atmayız. Herhangi bir yanlış bilgiye dayalı eylem içinde olmayız, önce bütün adımları kararlaştırırız. Bu olayda da kamuoyumuzun bilgilendirilmesi dahil, üçüncü taraflarla yani bilgi toplaması muhtemel taraflarla da görüşmeler yapıldı. Resmi çekeriz. Bir sorumluluk söz konusu olduğunda bunu açık şekilde ortaya koyarız. Bu açıklamanın gecikmesi resmi çekmeyi beklemekti.

Haberin Devamı

"BMGK VE ULUSLARARASI KAMUOYU BİLGİLENDİRİLECEK"

-- BM Güvenlik Konseyi, uluslararası kamuoyu, hepsi tek tek elimizdeki veriler ışığında bilgilendirilecek. Dün bütün çalışmalar toparlandı ve muhatabım olan dışişleri bakanlarını ve genel sekreterleri bilgilendirildi. Bizim açımızdan milli bir mesele olduğundan, meselenin çözümü için ortak tavrın oluşturulması için partiler bilgilendirilecek. Bizim çektiğimiz resim, uluslararası kamuoyu tarafından da görüntülenecek. Derin devlet tecrübemiz neyi gerektiriyorsa bunu yapacağız.

"RADAR SİSTEMİNİ TEST EDİYORDU"

-- Sürekli bilgiler aktarıldı, gece yarılarına kadar süren yayınları takip ettim. Uçağımızın görev tanımı, çok net olarak söylüyorum uluslararası radar sistemimizin test edilmesi uçuşudur. Herhangi bir Suriye misyonu yoktur. Bunu net söylüyorum. Bütün sahillerimizde ulusal güvenliğimizi ilgilendiren uçuşlar yapıldı. Silahlı Kuvvetlerimizin sahip olduğu kapasitenin test edilmesi gerekir. Bu nedenle özellikle Akdeniz’de bu görevimiz daha sık yapıldı.

Haberin Devamı

"UÇAĞIMIZ TEK BAŞINAYDI"

-- Uçağımız solo uçuş yaptı. Tek başınaydı eğer herhangi başka bir gündem olsaydı tek başına gönderilmez. Bu tamamıyla test uçuşudur, eğitim uçuşudur. Sürekli de yapıldığı için risk unsuru gözetilmediğinden, tek başına uçak göndermezdik. Uçağımız silahsızdır. Riskli bir göreve gönderilseydi uçağımızı silah donanımından arındırmazdık. Uçağın bu tür uçuşlardaki kimliği açık, kimliği kamufle edilmiş değildi. Herkes tarafından gözlemlenebilen bir kimliği vardı. Bu görevi yaptığını dünyaya ilan etmişti. Şimdi böyle bir uçuştan tehdit çıkarmak ya art niyettir ya amatörcedir. Görev tanımı Türkiye’nin radar kapasitesini test etmekti. Herhangi bir biçimde Suriye’ye yönelik bir gözlem yapma niyeti yoktu.

Haberin Devamı

-- Uçağın uçuş şekli, kendi kimliğini mesajlar ve mesaj kanallarını açık tutması, uluslararası iletişimi yeniden yapılandırmaya yönelik. Türk uçağı zaten biliniyor. Yaptığı görevin mahiyetiyle (radar sisteminin test edilmesi) uçuşun amacı açık. Akdeniz’de bu kadar uzun bir sahili bulunan bir ülkenin kendini savunma kapasitesini test etmesi lazım.

"ULUSLARARASI HAVA SAHASINDA VURULDU"

-- Uçağımız, İskenderun üzerinden Akdeniz’e kadar gidip gelmiştir. Alçak uçuş yapmasının nedeni budur fakat Suriye’nin iddiası açısından söylüyorum uzun çalışmalarımız sonucunda uçağımız uluslararası hava sahasında vuruldu. Suriye hava sahası 12 mil. Uçak 13'üncü milde vuruldu. Radar verileri, pilot kontrolü ortaya çıktığı anda düzensiz hareketin başladığını, kontrol kaybedildiği için vurulduğu andan sonra Suriye karasularına 8 mil açıkta düştüğünü gösteriyor.

Haberin Devamı

-- Bütün radar görüntülerini, Suriye yetkililerinin ve Türkiye’nin hem radar hem telsiz kayıtlarını gözden geçirerek bir sonuca ulaştık. Ayağımızın sağlam basması gerekiyordu. Elimizde Suriye içindeki görüşmeler de mevcut. Bütün yapılan detaylı çalışmalar muhalefet liderlerimize de ulaşacak.

"PİLOTLARIMIZ GERİ DÖNERKEN VURULDU"

-- Uçağımıza yapılan hiçbir uyarı yok. Uçağın bir misyonu yapıp Türkiye’ye dönerken Suriye hava sahasına girmesi söz konusu. Ama bu vurmayla alakalı değil. Şimdi havadan bahsediyoruz. 2400 km'ye kadar ulaşan hızdan bahsediyoruz. Hava şartlarına ve teknik arızalar nedeniyle ihlal olur, olaydan 15 dakika öncesinde ihlal oldu, bizim radarımız uçağımıza giden bir uyarıyla “yanlış bölgeye girdin” uyarısı yaptı, bunun üzerine pilotlarımız süratle Suriye havasından çıkıyorlardı. Bu vurma olayından 15 dakika önce. Topografya benzediği için bu olabilir.

"SURİYE'DEN NE PİLOTLARA NE DIŞİŞLERİNE UYARI GELDİ"

-- Kasıtlı olmayan hava sahası ihlalleri bize de oluyor. Böyle bir ihlal olduysa uçağın iletişim kanalları açık, kimliği açık, onu uyaracaksınız. Bizim sınırımızda da oldu, dost ülkelerle temasa geçtik. O olmadı kontrollü biçimde davranırsınız. O olmadı daha açık bir uyarı mesajı verirsiniz veya uçağı inmeye zorlarsınız. Bütün bu olayların meydana geleceği kadar bir ihlal olmadı. Bizim uçak Suriye hava sahasını terk ettikten sonra çok uzun bir süre uluslararası hava sahasında olduktan sonra düşürüldü. Suriye hava sahasında bütün bu olay bittikten sonra rutin görevine döndü. Bize dönük de dışişleri üzerinden, istihbarat üzerinden "uçağınız bir ihlal yaptı" mesajı da gelmedi Suriye’den. Bizim Cuma akşamı yaptığımız açıklamada, Suriye mahreçli haberlerin bir anlamı yoktur.

"TÜRK UÇAĞI OLDUĞU BELLİ, ELİMİZDE TELSİZ KAYITLARI VAR"

-- Uçağın TC’ye ait olduğu belli mi, evet belli ayrıca elimizde bazı telsiz kayıtları da var elimizdeki veriler. Suriye’nin “Uçağın Türkiye’nin olduğunu bilmiyorduk” açıklaması, gerçekle örtüşmüyor. Bazı istihbarat çalışmaları da yapıldı. Dakika dakika tespitini yapabilecek haberlere de sahibiz. Bu tespitte bulunmadan açıklamada bulunmamızın da nedeni bellidir.

-- Türkiye’nin burada uluslararası hukuk sistemi içinde hareket eden tavrı anlaşılmalı. Biz fevri hareket eden bir ülke değiliz. Biz bir olayın bütün ayrıntılarına ulaşmadan açıklama yapan, zemin olmadan suçlama yapan bir ülke olamayız.

"BUGÜN DE DÜNYA İLE İSTİŞARELERE DEVAM EDECEĞİZ"

-- Olayın resmi bizim açımızdan görülüyor. Biz sorulabilecek her soruyu dünkü çalışmamızda Hava Kuvvetleri'ne, MİT Müsteşarlığı'na sorduk, detaylar ele alındı. Dün daha mikro detaylara inerek açıklama yaptık. Bundan sonraki aşama, bu net tablonun bölgesel ve uluslararası aktörlerle paylaşılmasıdır. BM Genel Sekreteri, Arap Birliği Genel Sekreteri, Katar ve Lübnan başbakanlarıyla görüştüm. ABD, Rusya, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün dışişleri bakanlarıyla görüştüm. Bugün de görüşmelere devam edeceğim. Çin ile bugün görüşeceğim. Almanya ve diğer NATO ülkeleriyle istişareyi sürdüreceğiz.

"TÜRKİYE'NİN SOĞUKKANLILIĞI TAKDİR EDİLDİ"

-- Hepsi (irtibata geçilen ülkeler) taziyelerini ilettiler, verdiğimiz bilgiler ışığında Türkiye ile dayanışma ifade ettiler. Bugünkü brifingden sonra herkes kendi perspektifini ortaya koyacak. Şu ana kadar herkes Türkiye’nin açıklamasını bekliyordu. Destek beklentimizi de ifade ettik, bugün bu yönde açıklamalar gelecektir. Türkiye’nin soğuk kanlı tavrına teşekkür edildi. BM Genel Sekreteri'nden Rusya’ya kadar. "Gerçeğin ortaya çıkması için, bazı ülkelerin orada gemisi olur, görüntü almış olur, elinizdeki verileri açıklayın" dedik. Biz uçağımızla teması kaybettiğimiz an uluslararası hava sularındaydı. Bunu herkes takdir etti. Türkiye Cumhuriyeti uluslarası hukuk sistemi içinde kendi menfaatlerini koruyabilecek kapasiteye sahipdir.

"SALI GÜNÜ TUTUMUMUZ NETLEŞECEK"

-- Maalesef Suriye tarafından dezenformasyon aktarıldı. Kamuo"yuna yapılan açıklamalarda verilen bilgiler yanlış, tehdit algısını oluşturacak bir durum yoktu, uçak Suriye karasularında vuruldu iddiası doğru değil. Bugün Başbakanımız çok daha detaylandırılmış biçimde muhalefet liderleriyle görüşecek. Salı günkü TBMM grup toplantısına kadar tutumumuz netleşecek.

-- Zor bir süreçten geçtiğimiz doğru, gereksiz yere hiçbir tepki vermeden ama gerekli olan her adımı atmamız gereken ince bir hat üzerinde yürüyüruz. Şu ana kadar tavrımızın nedeni budur bir taraftan gereksiz risk almayacaksınız ama bir yandan da büyük devlet olmamızı iki pilotumuzun kayıp olduğunu göz önünde bulundurarak gerekli adımları atmamız lazım.

"TÜRK BASININA TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Türkiye’nin daha önceki olaylarda olduğu gibi bu olayda da kendinden şüphe etmemesi lazım. Gerçekten basınımız da soğunkanlılığını korudu, onlara da teşekkür ediyorum. Ana muhalefetten gelen açıklamalar devlet geleneği içinde takdire şayan açıklamalardır. Bu açıklamaları da takip ediyoruz. T.C. devleti gücünü ve vakurluğunu ortaya koymuştur. Kamuyomuz ve muhalefetimiz milli meselelerde ne kadar hassas olduğunu ortaya koymuştur. Muhalefet partileriyle yapılan görüşmelerde bütün istişarelerin neticesinde nihai bir karar oluşacak.

"KİMSE ULUSAL SAVUNMA KAPASİTEMİZİ TEST EDEMEZ" 

Tek başına giden bir silahsız uçağa yapıldığında o kararı sorgularız. Uluslararası hukuk anlamında ve Türkiye'nin menfaatleri anlamında sorgularız. Kimse Türkiye’nin ulusal savunma kapasitesini test etme cüretinde bulunamaz. Bizim için birincil mesele pilotlarımızdır, onlarla ilgili çalışacağız, aardından uluslararası hukuk çerçevesinde hareket edeceğiz. Ama gerekli adımları da atacağız, bunu da yapılacak istişarelerle belirleyeceğiz.
 
"SURİYE İSTİKRARSIZLIK UNSURU HALİNE GELDİ"

Yapılan istişarelerden sonra hangi adımların atılacağını sayın Başbakan belirleyecek. Kimse Türkiye’nin kapasitesini test etme anlayışına girmesin. Biz hiçbir zaman ne komşularımızla ne çevre bölgelerimizle gerilim yanlısı olmadık ama Türkiye’nin ulusal çıkarları ne kadar kararlı adımlar attığımızı cümle alem bilir. Suriye rejimi sadece kendi için değil, bölge için de bir istikrarsızlık unsuru haline gelmişse, sadece kendi içinde değil dünyaya da agresif davranırsa bu da gerekli biçimde değerlendirilir.

Suriye ile barışçıl bir geçiş süreci gerçekleştirilebilir mi, Libya’da gördüğümüz süreç olmasın diye Esad ile çok çaba sarfettik. 10 ay boyunca yaptığımız çaba, ne tür telkin ve yardım tekliflerinde bulunulduğu ortada. Bu kez zulum devam edince uluslararası tavır içinde hareket ettik. Suriye’nin Dostları grubunda buluştuk, hep beraber Suriye’de değişim isteğimizi dile getirdik.

"SURİYE HALKININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Kendiyle barışık olmayan bir rejim dünya ile de barışık olmaz. Maalesef Suriye rejimi halkına karşı ağır silahlarla şiddeti sürdürdü. Rastan’da, el Hule'de… Bu olayla Suriye içinde gelişmeler doğrudan bir irtibat kurmamak lazım. Başka türlü bir ilişkimiz olsaydı Suriye ile ve bu olay olsaydı biz yine de aynı  tutumu takınırdık. Suriye'de yaşanan olaylarda Suriye halkının yanında yer aldık. Suriye halkının yanında olmayı sürdüreceğiz, diplomatik, siyasi bütün araçları kullanmayı sürdüreceğiz. Rusya ile de, İran ile de, bütün taraflarla da Rio’da tutumumuzu sürdüreceğiz.

"NATO NEZDİNDE GİRİŞİMİMİZ OLACAK"

NATO nezdinde girişimimiz olacak. NATO konseyinde yapılacak toplantıda 4. madde çerçevesinde bilgilendirme yapılması için talimat verdim. Bu saldırgan tutumun arka planı ortaya konulacak.

"PARANOYA İÇİNDE OLMAMAK LAZIM"

Ürdün Dışişleri Bakanı'yla konuyu konuştuk. Paranoya içinde, komplocu olmamak lazım. Öyle bir zulüm var ki Suriye’de, Türkiye’nin tutumundan bağımsız olarak insanlar fırsat bulduğunda bu ülkeyi terk ediyor. Kimisi sınırdan kaçıyor kimisi de uçakla kaçıyor. Ürdün sınırından sığınan bir pilot söz konusu. Bugün imkan bulsalar bir çok subay ve yetkili de kaçabilir. Bu nedenle Suriye içi dinamiklerle ilişkisi var. Her olayda dış bağlantı aramamak lazım. Suriye'de devam eden zulüm ilk fırsatta bu insanların kaçmasını sağlıyor.

Suriye'de yaşanan sorunun tarafı değiliz, Suriye’deki kardeşlerimizin etnik, dini kimliği olsun, kime karşı olursa olsun Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz, bu baskılar Nusayrilere, Sünnilere, kime uygulanırsa uygulansın karşısında olacağız.

"İRAN VE SURİYE İLE DİYALOG İÇİNDEYİZ"

İran Dışişleri Bakanı kendisi aradı Venezüella'dan, elinden geleceklerini yapacaklarını söyledi. Karşılıklı diyalog içinde olmamız gerektiğini söyledi. Rusya ile de benzer bir durum meydana geldi. Sayın Başbakan'la Putin ve Lavrov ile görüştüğümüzde her iki lider karşılıklı diyalog içinde olmamız gerektiğini söylemişlerdi. Pilotlarımız için iyi niyetlerini dile getirdiler, Türkiye’nin soğukkanlı tutumunu takdir ettiler. Kendilerinin de ellerinden geleni yapacağını söylediler.

"ORTADOĞU'NUN BARIŞ İÇİNDE DÖNÜŞÜMÜNÜ İSTİYORUZ"

İran ve Rusya ile olayın arka planını açıkladık. Kararsızlıktan itidal içinde değiliz, kararlığımız bunu gerektiriyor. Biz tavrımızı nerede nasıl sergileyeceğimizi biliriz. Belli bir kriz yönetimi mantığı içinde, zihnimizdeki Ortadoğu resmine zarar vermeyecek biçimde sürdüreceğiz. Karşılıklı ekonomik etkileşim, yoğun kültürel iletişim, siyasi diyalog içinde barış havzasına dönüşen bir Ortadoğu resmi... Ortadoğu halklarına kendi kaderlerini tayin etme hakkı verilse, bu hemen gerçekleşir.

Bir gün Ortadoğu’daki bütün halklarla birlikte Ortadoğu'nun barış ve istikrar içinde dönüşümünü istiyoruz. Bunu sabote etmeye çalışanlar olacak. Hem ulusal çıkarlarımızı koruyacağız, hem de Ortadoğu’daki kardeş halklar ile birlikte yürüyeceğiz.

"SURİYE İLE TÜRKİYE DOSTLUĞUNA ZARAR VERMEYECEK"

Bu, Suriye halkı ile yaşanan bir kriz değil, Suriye’de kendi halkına karşı yanlış eylemler içinde olan bir rejimin, krizi uluslararası alana sıçratma girişimidir. Bunu da Suriyeli kardeşlerimizin çok iyi anladığını düşünüyorum. Bu, Türkiye ile Suriye'nin ebedi dostluğuna zarar veremeyecek.

"BAŞBAKAN SALI GÜNÜ GRUP TOPLANTISINDA KONUŞACAK"

Bugün Başbakan açıklama yapmayacak, muhalefet liderleriyle bir araya gelecek. Yarın Bakanlar Kurulu'nda olacak, Salı günü grup konuşması yapacak. Kamuoyumuz da bu vakur tutumunu sürdürmesini bütün risklerden kaçınarak her türlü tedbirin düşünüldüğünü herkesin bilmesi gerekir. Türkiye bu krizi aşacak erdeme, bilgi birikimine sahiptir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!