Papalık arşivlerine girmeliyiz

Güncelleme Tarihi:

Papalık arşivlerine girmeliyiz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2012 20:34

Tasavvuf bilen bir felsefe profesörüydü Kenan Gürsoy. 2010’da hariciye dışından Papalık’ın merkezi Vatikan’a büyükelçi olarak atandı. Ve iki yılda Vatikan’ın en faal büyükelçilerinden biri olmayı başardı. Gürsoy, Papa 16. Benedikt’in Vatikan arşivlerinin Türk araştırmacılara açılması için de talimat verdiğini söylüyor

Haberin Devamı

Laik ve çoğunluğu Müslüman bir ülkenin temsilcisi olarak Vatikan’da görev yapmak nasıl bir deneyim?
- Vatikan’daki Türk Büyükelçiliği 52 yıldan bu yana faal. Bir kere Batı dünyasının, 2000 yıllık bir geleneğe sahip temel kilisesiyle, kilise teşkilatıyla karşı karşıyasınız, ona muhatapsınız. Batı dünyasına, onun bütün evrelerinde şu veya bu şekilde katkısı bulunan kültürel ve manevi hayatından politik tavır alışlarına; edebiyatından felsefesine kadar pek çok alanda belirleyici rol oynayan çok önemli bir yerdesiniz. Yani Batı’nın, din, kültür ve medeniyeti söz konusu olduğunda en önemli kanaat önderi olarak Vatikan’ı görüyoruz.

Hariciye kökenli değilsiniz. Dünyada kendisine bağlı yaklaşık 1.2 milyara yakın inananı bulunan Katolikliğin merkezi Vatikan’da görevlendirilmenizdeki etken ne olabilir?
- Sayın Bakan’ın teveccühü. Buraya gelmeden evvel Galatasaray Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Felsefe Bölümü Başkanı’ydım. Burada fazladan bir şey yapmış gibi görünebilirim ama aslında bildiğim işi yaptım. Bir felsefe profesörüyüm. Dinler arası etiğin gittikçe anlam kazandığını görüyordum ve bu alanda çalışmalar yapıyordum. Bir arada olduğumuzda nasıl müşterek ve temel etik prensipler bütünü çerçevesinde davranmalıyız, birbirimize nasıl saygı göstermeliyiz. Farklı dinlerin salikleri olarak yek diğerini anlamak ve onu tanımak adına nasıl bir gayret göstermeliyiz... Bunlarla meşguldüm. Galiba benim bu göreve seçilmemin arkasında bu tarz bir meşguliyet yatıyor.

Haberin Devamı

Vatikan’daki en aktif büyükelçilerden birisiniz ve düzenlediğiniz her etkinlik, bu çevreden yoğun ilgi görüyor...
- Tüm büyükelçilik çalışanlarımızın fevkalade çabalarıyla, her biri Vatikan’a ait Cancelleria Sarayı’nda olmak üzere bazıları geleneksel sanatlarımıza ilişkin pek çok sergi düzenledik. Keza müzik dinletileri, büyük tesir uyandıran bir Mevlevi ayini söz konusu oldu. Türk medeniyet tarihinde derin izler bırakmış Katip Çelebi ve Evliya Çelebi’yi andık. Paneller ve konferanslar yaptık. Kişisel olarak ben de dinler arası barış, felsefe, etik gibi konularda, üniversitede ve diğer kurumların bünyesinde birçok konferans verdim. Burada ne yaparsanız misliyle size geri dönüyor.

Haberin Devamı

Batılı toplumlar üzerindeki etkisi malum olan Vatikan’ın, Türkiye’nin AB üyeliği sürecindeki etkisinden bahsedebilir miyiz?
- AB sürecinde, Türkiye’nin kendisini ifade etmesinin, buradan doğru algılanmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Vatikan’daki gelişmelerin, bunların dünya siyasetindeki rolünün ne olduğunun bizim tarafımızdan anlaşılması fevkalade gerekli. Bu bakımdan büyükelçiliğimizin önemli bir fonksiyonu var. Bunu sadece kültürler, dinler arası diyalog çerçevesinde değil ama siyasi anlamda gittikçe önem kazanan din-siyaset ilişkisi, bunların uluslararası pozisyondaki yansımaları bakımından da değerlendirin.

Vatikan ile İslam dünyası arasındaki ilişkide Türkiye nasıl bir rol üstleniyor?
- Bugüne kadar kendimizi olması icap ettiği gibi temsil etmemişiz. Türkiye için değil İslam dünyası için söylüyorum. Halbuki, İslam inancının önemli gerekliliklerinden bir tanesi de, temsil ya da kendini tanıtma söz konusu olduğunda kayıtsız kalmamak zorunluluğudur. Yeryüzünde diğer insanlarda oluşan bir İslam imajından siz de sorumlusunuz. Dolayısıyla İslam dünyasının medeniyet hamlelerinin, başarılarının, kültürlerinin, felsefelerinin, bugün dünyayı algılayışlarının, Batı dünyasında doğru ve tam anlatılmaya ihtiyacı var. Bu genel çerçevede Türkiye’nin fevkalade önemli bir rolü mevcut.

Haberin Devamı

Dünyada, özellikle Avrupa’da bir ‘İslamofobi’ gözlemliyor musunuz?
- Dünyada elbette var. Her şey bunu gösteriyor. Üstelik bu tavır, Avrupa ve Hıristiyanlık bilincinde bir rol oynuyor. Bu günlerde davası görülmekte olan Breivik hadisesinde olduğu gibi çok tehlikeli bir fanatizm. Siyasi anlamda, yeni oluşan bir takım hareketlerin, daha da vahim sonuçlar doğurabileceğini fark ediyoruz. İşte bu, İslamofobinin giderilmesi adına da, doğru temsilin, bizim ve genelde Müslüman dünyasının oluşturacağı ilişkilerin fevkalade ehemmiyeti var.

ARAŞTIRMACILARA BURS VERİLSİN

Dünyadaki en önemli kütüphanelerden biri Vatikan Kütüphanesi. Orada bine yakın Türkçe elyazması eserimiz olduğu anlaşılıyor. Dünyada sadece iki nüshası bulunan ‘Dede Korkut’ kitabı, Uzun Firdevsi’nin ‘Satranç Kitabı’ ve Evliya Çelebi’nin ‘Nil Haritası’ bu eserlerden sadece birkaçı. Arşivlere çok zor giriliyor. Halbuki, Osmanlı ve Türk tarihini doğru yazmak istiyorsak, bunun Vatikan arşivleri tetkik etmeden mümkün olmayacağını bilmemiz lazım. Papa’ya güven mektubumu sunduğumda arşivler konusunu da açmıştım ve orada çalışmalar yapmak istediğimizi söylemiştim. Papa da, özel talimat vererek, Türkiye Cumhuriyeti’nden gelecek olan araştırmacılara burs verilmesini istedi. Öte yandan Vatikan Gizli Arşivleri’nin Müdürü Monsenyör Sergio Pagano bir açıklamasında, arşivlerde Ermeni soykırımını açıkça gösteren belgeler olduğunu, Türk askerlerinin yaptıkları karşısında kanının donduğunu söylemişti. Bu çok talihsiz bir açıklamaydı. Vatikan arşivlerinde konusu olan belgeler, bir zamanlar ilgili yerlerde yaşayan din adamları tarafından kaleme alınmış. Ve bunlar arasında bizimle alakalı müspet diyebileceğimiz pek çok belge de var. Bunlardan birkaçını gördüm. 1915 olaylarıyla ilgili Vatikan arşivlerinde ne kadar belge var bilemiyoruz.

Haberin Devamı

16. BENEDİKT’İN DİNDARLAR ARASI DİYALOĞU

Papa 16, Benedikt, ‘dinler arası diyalog’dan ziyade ‘dindarlar arası’ diyalog üzerinde duruyor. Bu dindarlar arası diyalog, insanların bir araya gelmesi, birbirlerine hoşça bakması ve müşterek işler yapması gibi düşünülebilir. Dindarlar arası diyalog için hem pratik bir bilgelik anlayışına hem de felsefi bir etik söyleme ihtiyacımız olduğu açık.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!