Olayların ve insanların peşinde bir ömür

Türk basınının duayenlerinden ve Babıâli’nin efsane isimlerinden birini daha dün kaybettik. Bütün ömrünü gazeteciliğe adamış, muhabirlikten gazete yöneticiliğine ve köşe yazarlığına kadar mesleğin her kademesinde çalışmış olan gazeteci Hasan Pulur, yarım asırdan fazla bir süre boyunca “Türk basını” denince akla ilk gelen isimlerden biri oldu. 83 yıllık hayatının 61 yılını aktif gazetecilikle geçiren ve artık alameti farikası haline gelen ‘Olaylar ve İnsanlar’ adlı köşesini uzun yıllar Milliyet gazetesinde sürdüren Pulur, 1979-1986 yılları arasında Hürriyet’te de yayın koordinatörü olarak çalışmıştı. 

ORTA 2’DE 3 YIL ARA

1932 yılında İstanbul’da doğan Hasan Pulur, babası subay olduğu için birçok ilde ve farklı okullarda öğrenim gördü. Orta 2’de öğrenimine ara vererek 3 yıl çeşitli işlerde çıraklık yaptı. Daha sonra tekrar ortaokul bitirme sınavlarına dışarıdan girdi ve sınavı kazandı. Kabataş Lisesi’nde yatılı okudu. Edebiyata ve yazıya olan merakı o yıllardan belliydi. 1952’de ‘Dönüm’ adlı sanat dergisinin yöneticiliğini yaptı, 1950-1954 arasında çeşitli sanat dergilerinde şiirleri ve düzyazıları yayımlandı. Pulur; 1950’de şair Orhan Veli öldüğünde; Veli’nin mezarı için Varlık dergisinin başlattığı bağış kampanyasını okul arkadaşları arasında yaydı. 

‘SON SAAT’tE BAŞLADI

Bu nedenle bir edebiyat öğretmeni Pulur’u “Komünist şairin mezarına para topluyorlar” diye disiplin kuruluna sevk etti. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam eden Pulur, gazeteciliğe 1954’te ‘Son Saat’ gazetesinde spor ve polis muhabiri olarak başladı. Daha sonra sırasıyla Yeni İstanbul, Vatan, Havadis ve Akşam gazetelerinde çalıştı. 1958’de Milliyet gazetesine geçti. 1979’a kadar burada yazıişleri müdür yardımcısı ve yazıişleri müdürü olarak görev yaptı. 

‘TAM PULUR’LUK!’

1961 yılında, Milliyet gazetesinde ‘Olaylar ve İnsanlar’ adlı köşesini yazmaya başlayan Pulur, aynı köşeyi 1979-86 yılları arasında Hürriyet’te, 1986-88 arasında da Güneş’te sürdürdü. Sade ve insanların kolayca anlayabileceği akıcı bir dilde yazdığı yazılarıyla bilinen Hasan Pulur; olayların ironik ve absürd yanlarını sergilediği yazılarıyla o kadar ünlendi ki trajikomik olaylar için halk arasında “Tam Hasan Pulur’luk!” tanımlaması kullanılmaya başlandı.

ERDOĞAN’DAN AİLEYE TAZİYE TELEFONU

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, gazeteci Hasan Pulur’un oğlu Bülent Pulur’u telefonla arayarak ailesine, yakınlarına ve medya camiasına başsağlığı diledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Pulur’un ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Bülent Pulur, temmuzdan beri yoğun bakımda tedavi gören babasının vefatıyla ilgili “Organ yetmezliği. Tansiyonu çok düştü, ona bağlı kalp krizi nedeniyle kaybettik” dedi.

‘DİĞER GAZETELER ATÖLYE HÜRRİYET İSE FABRİKADIR’

HASAN Pulur, 1979-1986 yılları arasında yayın koordinatörü olarak çalıştığı Hürriyet gazetesini, 2006’da yayımlanan Sefa Kaplan imzalı ‘Olayların ve İnsanların Peşinde Bir Ömür’ adlı kitaptaki nehir söyleşisinde şöyle anlatıyor: “Hürriyet’i diğer gazetelerle karşılaştırmamı istiyorsanız, daha önce söylediğim, ‘Diğer gazeteler atölyeyse, Hürriyet işleyiş bakımından bir fabrikadır’ sözünü hatırlatmak isterim. Hürriyet öyle bir kurumdur ki olup biten pek çok şeye ve olup bitme tarzına ister istemez şaşırırsınız.” 

CENAZE YARIN

Hasan Pulur, yarın (Salı) İstanbul Levent Camisi’nde kılınacak öğle namazı sonrası Aşiyan Mezarlığın’nda toprağa verilecek.