Güncelleme Tarihi:
Bundan tam 4 yıl önceydi, Aralık 2012. Gaziemir’de eski bir kurşun fabrikasının arazisinde gömülü atıklar ortaya çıktı. Bu atıklara yalnız nükleer santrallarda ve de nükleer güçle çalışan denizaltılarda bulunan radyoaktif madde bulaştığı anlaşıldı. Ancak bunların nereden geldiği tespit edilemedi.
Haber duyulduktan sonra bu konuda ülkede tek yetkili Türkiye Atom Enerjisi Kurumu yetkilileri duruma el koydu. Ölçümler yaptı. Doğada yüzlerce yıl yok olmayan atom izotoplarının atıklara bulaştığı tespit edildi. Derhal ‘karantina’ kararı alındı. Arazinin etrafı tel örgülerle çevrildi. Her tarafa ‘Yaklaşmayın, ölüm tehlikesi’ levhaları asıldı. Kapalı devre kamera sistemi kuruldu. Atık durumdaki fabrikaya bir de güvenlik görevlisi konuldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı atıklardan dolayı sorumlulara 5.7 milyon TL’lik Türkiye Cumhuriyeti tarihinin o döneme kadarki en büyük çevre cezasını kesti. Araziye girilmesi gerektiği, radyoaktivitenin yeraltı sularına karışma ihtimali bulunduğu, atıkların derhal temizlenmesi gerektiği açıklandı.
HEPSİ BERAAT ETTİ
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, sorumlular hakkında ceza davası da açıldı. Kurşun fabrikasının sahibi 2000’de ölmüş, fabrika da bir süre sahibinin çocukları tarafından çalıştırıldıktan sonra 2010’da kapatılmıştı. Fabrikanın sahibi konumundaki 6 kişi hakkında dava açıldı. Ancak yargılama sonucunda sorumlular herhangi bir ceza almadı, hepsi beraat etti. Şu anda bu ceza davası temyiz aşamasında. Kamu yetkilileri hakkında da soruşturulma başlatılması konusunda talepler oldu. Ancak hiçbir konuda soruşturma izni verilmedi.
TEK ÖNLEM: DELİK TEL ÖRGÜ
Bunca gelişmeye rağmen arazi ile ilgili bugüne kadar tel örgülerin dışında hiçbir tedbir alınmadı. Üst düzey yetkililerin “Bir an önce atıkların bertaraf edilmesi gerekiyor” demesine rağmen bugüne kadar bölgede en ufak bir hareketlilik bile olmadı.