Mustafa Demir: Yolsuzluk ve rüşvet koca bir yalandı

Güncelleme Tarihi:

Mustafa Demir: Yolsuzluk ve rüşvet koca bir yalandı
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2015 14:47

17 Aralık'ta FETÖ'cü hakim, polis ve savcılar tarafından yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla gözaltına alınıp daha sonra kısa sürede serbest kalan Mustafa Demir'den önemli açıklamalar...

Haberin Devamı

İstanbul'un önemli ilçelerinden biri olan Fatih'in belediye başkanı Mustafa Demir, hakkında çıkan yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili konuştu. Hain güç odaklarının 17 Aralık'tan çok daha öncesinde AK Parti iktidarına müdahale etmeye çalıştığını belirten Mustafa Demir tüm yaşanan süreçle ilgili açıklamalar yaptı.

7 Şubat 2012 MİT krizi, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet senaryoları, MİT yardım TIR'larının durdurulması ve son olarak TSK'nın içindeki FETÖ yapılanmasının kalkıştığı 15 Temmuz hain darbe girişimi Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçti. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, 17 Aralık'ta FETÖ mensubu hakim, polis ve savcılar tarafından yolsuzluk ve rüşvet iftiralarının mağdurlarından biri… Başkan Mustafa Demir, tüm yaşananlarla ilgili samimi açıklamalarda bulundu.

Haberin Devamı

''DARBE TEŞEBBÜSLERİ HEP TERS TEPTİ''

17 – 25 Aralık süreci, 15 Temmuz darbe kalkışmasının daha öncesinin değerlendirilmesi gerektiğini belirten Demir, ''17 Aralık sürecini tek başına masaya yatırdığımızda özellikle o günün şartlarında fotoğrafın bütününü almakta zorlanabilirim. Ama üzerinden 15 Temmuz darbe teşebbüsü kalkışması geçtikten sonra hedefin ne olduğunu çok rahatlıkla anlayabiliyoruz. Aslında Taksim olayları, 17-25 Aralık, 15 Temmuz Darbe Kalkışması… Bunların da daha öncesine gitmek lazım. 2002 AK Parti iktidarının ardından hemen sonra 2004 yılında Sarıkız, Yakamoz, Ayışığı ve Eldiven darbe teşebbüsleri vardı. Bunlar hep ters tepti.'' dedi.

''AK PARTİLİ CUMHURBAŞKANI İSTEMİYORLARDI''-

AK Parti'li bir Cumhurbaşkanı seçilmemesi için çaba gösterildiğinin altını çizen Demir, ''Çünkü gücü elinde bulunduran üst akıl Cumhurbaşkanlığının özellikle 1983 Anayasası'nda askeri darbe sonrası askerin Cumhurbaşkanlığını olağanüstü yetkilendirdiği yasaya dayandırarak Cumhurbaşkanı aracılığı ile milletin iradesini dönüştüren bir mekanizmaya dönüşmüştü orası. Genel müdürlükten ordu komutanına yargıdaki üst tüm atamalara Cumhurbaşkanı yetkiliydi. Orada AK Partili bir Cumhurbaşkanı olmaması için ellerinden geleni yaptılar. Mesela Sabih Kanadoğlu, demokrasi tarihi çok rahat anacaktır. Toplantı yeter sayısını toplantı karar sayısına değiştirmiştir. Bunu da Anayasa Mahkemesi onaylamıştır. Ondan sonra parti kapatılması var. 2008'de partiyi kapatmak için uğraştılar. Sağda solda ne buldularsa iddianameye eklediler. Ancak bunu da başaramadılar. AK Parti benzer şeyler yaşanmaması için Cumhurbaşkanı'nı halk seçmesi için referandum gerçekleştirdi. Halk da bunu kabul etti.'' dedi.

Haberin Devamı

15 Temmuz darbe kalkışmasına değinen Mustafa Demir, ''Durup dururken adeta yangına körükle gitmekten başka bir şey değildi. Ben ihtimal vermiyordum. Her şeye rağmen biz iyi niyetle yaklaşıyorduk insanlarımıza. Polisimize, askerimize, yargımıza güveniyorduk. Ancak gelinen noktayı görüyoruz. Polisimiz yokmuş bizim, ordumuz yokmuş yargımız yokmuş. Vatandaşın üzerinden tankla geçen hainler güruhu varmış. Neticede şüphesiz dışardan ve içerden hainler de yangına benzin dökmekle alevlendirildi şüphesiz. Tek başına dışardan bu işlerin bu kadar kısa sürede Türkiye'nin hemen hemen her tarafına yayılmasının çok mümkün olmadığını düşünüyoruz. Şimdi taşlar daha net oturuyor.'' dedi.

Haberin Devamı

''EKONOMİYİ BİR BASKI ARACI OLARAK KULLANIYORLAR''

Artık ekonominin bir baskı aracı olarak kullanıldığını ancak vatandaşların Erdoğan'ın tek bir çağrısıyla dolarlarını bozdurduğunu vurgulayan Demir, ''Dikkat ederseniz Türkiye, AK Parti döneminde kurtuldu onların kumpaslarından. 2002'de ben hatırlıyorum, Başbakanımız 2003'te Başbakan olduğunda açın gazeteleri bütün köşe yazarlarını ekonomi yazarlarına bakın hep şunu söyleyip baskı kurarlardı Başbakanımıza "İMF ile Stund-By anlaşması yapın, oturun konuşun bak mahvedersiniz ülkeyi yoksa perişan olur ülke" diyorlardı. Ama tüm bu içerden ve dışardan gelen baskılara rağmen Cumhurbaşkanımız o dönem ne dedi 'Onlarla masaya oturmayacağım. Onların parasını ödeyeceğiz' dedi. Şimdi şu anda ekonomik bir baskı var. Artık ekonomiyi bir baskı aracı olarak kullanıyorlar Türkiye'de. Erdoğan'ın bir sözüyle insanlar 15 Temmuz'da bu millete ve vatana sahip çıktıkları gibi dolarlarını da bozdurmaya başladılar.'' dedi.

Haberin Devamı

''GELİNEN NOKTADA İKİ KAHRAMAN VAR''

Genel olarak bu ihanet zincirine bakıldığında gelinen noktada iki kahraman olduğunu belirten Demir, ''Biri Cumhurbaşkanımız ikincisi halkımız milletimiz.'' dedi.

''ÜLKEMİZ YENİDEN KURULUYOR''

Ülkenin yeniden kurulduğunun altını çizen Demir, ''Demokratik değerlerle dünyanın geldiği merhale bizim için önemlidir bunun gerisine düşmek asla mümkün değil. Bunları muhafaza ederek yeniden kuruluyor ülkemiz.'' dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!